Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’un 19 Aralık’ta Ankara’da bir suikast sonucu öldürülmesi sonrasında CHP yetkilileri, bütün oklar FETÖ’yü gösterdiği halde ısrarla El Nusra’yı işaret ettiler. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, suikasttan sadece 4 saat sonra sosyal medya hesabından şunları söyledi: “Adam bağırarak El Nusracı olduğunu söylemiş, koca koca adamlarsa saatlerdir onu başka örgütlere pazarlamak için çalışıyor. Nusra sevicileri!”
Bunu söyleyen, sözleri CHP’yi bağlayan birisi... FETÖ’yü perdelemek için bu ne acele? Aynı üslupla adama demezler mi: “Siz neden FETÖ sevicisisiniz?”
Bitmedi. İki gün sonra- ki suikastçının FETÖ’cü olduğuna dair deliller belirgin hale geldi- CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, TBMM Genel Kurulu’nda AK Partililere; “Bu cinayet kindar politikanızın bir sonucudur. Polisleri fetih marşları ve ilahilerle mezun etmeye devam ederseniz Rus Büyükelçisinin öldürülmesi, bu tür eylemlerin ne ilki ne de sonu olacaktır” dedi.
CHP’de, suikastın failinin FETÖ’cü çıkması ihtimalinden doğan belli bir tedirginlik var. Neden? Evet, CHP bu suikastın Fetullahçı Terör Örgütü tarafından işlenmiş olabileceğinden neden rahatsız, neden telaşlanıyor?
Hükümet suikastın delillerini karartamaz, yok edemez. Çünkü soruşturma 18 Rus uzmanla birlikte yürütülüyor. İyi ki birlikte yürütülüyor. Yoksa CHP’yi ve ABD’yi ikna etmek çok zor olurdu.
CHP sözcülerinin suikastla ilgili tavrı, duruşu F. Gülen’le aynı. Amerika’nın Sesi sitesinin haberine göre –videosu var- suikast sonrasında Pensilvanya’da yabancı haber ajanslarına Gülen şunları söyledi:
“Bu kanlı katil değişik zamanlarda bunların yanındaymış, baştaki zatın, (burada toparlıyor HG) Sayın Cumhurbaşkanı’nın korumacılığı vazifesini de yapmış. Hatta 10 defa bulunduğunu söylüyorlar. Medya söylüyor bunu. Bu kadar yakınında bulunan bir insan, sonra ‘ben Nusra’danım’ diyen bir insan böyle evvel vaki hareketle (yani FETÖ ile HG) münasebeti olmadığı apaçık. Bir de bu zatı o işte vazifelendirmek, silahlı olarak ‘sen git koru’ demek, bunlar biraz evvel arz ettiğim gibi ya çok ciddi basiretsizliğin ifadesi veyahut kastın ifadesi. Eğer basiretsizliğin ifadesiyse, ‘nasıl olsa böyle bir şey oldu. Bunu falanlara fatura edelim. Bir kere daha bunları karalayalım. Bir de en tehlikelisi, bu hadise bana öyle geliyor ki, bundan sonra da, bir kısım kimseleri bu türlü öldürmek suretiyle, onu da yine hizmete, hizmet hareketine mal etmek isteyeceklerdir.”
İşte F. Gülen budur. Pişkinlikte ve yalancılıkta, ihanette olduğu gibi sınırı yok. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında da yabancı ajansları toplamış, “Bu, Erdoğan’ın bir senaryosu, muhaliflerini temizlemek için böyle bir senaryoyu uyguladılar” demişti. Ama darbe karargâhında görüntüleri çıkan, Ankara’da villada darbe toplantıları yaptıkları onlarca subay tarafından itiraf edilen “imam”lardan, onların başındaki Adil Öksüz’ün Pensilvanya’da dizi dibindeki görüntülerinden hiç söz etmedi. “Adil Öksüz’ü tanır mısınız, sizinle baş başa görüşmüş olmasına ne diyorsunuz” sorusuna hiç cevap vermedi.
Son olaydaki yalanına bakar mısınız? Suikastçı Cumhurbaşkanının korumasıymış, ona “Rus Büyükelçisini git sen koru” denmiş. Suikastı “Hizmet Hareketi”ne yıkmak için böyle bir senaryo yazılmış. “Yeni suikastlar olabilir” lafını da talimat olarak anlayabiliriz. Geçen ay, “intiharla da Hizmet edilebilir” demişti…
F. Gülen’in hezeyanlarını, pişkinliğini anladık. Rusya’dan çok kötü bir darbe yiyeceği için paniklemiş.
CHP neden FETÖ’ye perde olma çabasında? Neden?