Seçimlerde iddiası olmayan partinin siyasette de iddiası olmaz.
CHP siyasetsizlik haliyle tükendiği gibi, seçimlerde hiçbir varlık gösterememesiyle de tükenmiş durumda.
Bir parti düşünün ki, hem kendisini Türkiye’nin en köklü partisi görsün hem de yerel seçimlere yönelik aday krizi yaşasın.
CHP, çok zayıf olduğu Doğu-Güneydoğu’nun birçok seçim bölgesinde aday çıkaramıyor veya iddia sahibi olamıyor.
CHP, çok güçlü olduğu İzmir gibi bazı şehirlerde; Bakırköy, Şişli, Beşiktaş gibi ilçelerde aday açıklayamıyor.
CHP, ortalama gücü bulunan ve ittifak sayesinde rekabete girebileceği Ankara gibi bazı şehirlerde aday belirleyemiyor.
Bir partinin zayıf olduğu yerlerde adaylıklar konusunda sıkıntı yaşaması belki mümkündür, ama güçlü veya rekabet edebilir olduğu yerlerde adaylık krizi yaşaması ne demektir?
Evet, CHP’nin bugün yaşadığı durum tam anlamıyla bir ‘aday çıkaramama krizi’dir.
Peki, CHP gibi çok eski bir parti bunca yıldır belediyecilikte marka isim haline gelmiş bir kişi üretemez mi?
CHP’nin güçlü olduğu yerlerde bile yarışa sokabileceği donanımlı siyasetçileri yok mu?
CHP’nin tam bir darboğaz içine girdiği anlaşılıyor. Parti yönetiminde yarışan iki isim (Kılıçdaroğlu ve İnce) AK Parti karşısında seçim mağlubu durumunda.
AK Parti’den oy devşirmek üzere yöneldikleri isimlerle ise bugüne kadar başarıyı yakalayamadılar.
Yani ne kendi adamlarıyla kazanabiliyorlar, ne transfer adaylarla…
AK Parti’nin 74 il adayını açıkladığı bir ortamda ikinci parti CHP hala istikşafi görüşmeleri sürdürüyor!
CHP ne İstanbul’da öne çıkaracak belediyecilikte marka olmuş bir isme sahip, ne Ankara’da şansı olan bir siyasetçi üretebilmiş durumda.
Geçenlerde bir televizyon kanalında CHP’li bir grup başkanvekiline partilerinin niçin adaylarını açıklayamadığı, niçin gecikme olduğu sorulduğunda “Biz gayrı resmi seçim mahiyetinde temayül yoklamaları yapıyoruz, bu işi çok ciddiye alıyoruz ondan” gibi bir cevap verdi. “Peki, temayülden ne sonuç çıktı” denilince ise “daha yapmadık” gibi çaresiz bir cevap verdi.
Meselenin CHP teşkilatlarının veya parti kurullarının ne düşündüğü olmadığı çok açık.
CHP, kendi dışından isimlerle seçime girmek ve kendi dışındaki partilerin desteğiyle seçim kazanmak gibi bir strateji izlediğinden adım atamıyor.
Siyasetsizlik hali CHP’yi çaresizlik haline sıkıştırmış durumda.
Başka partilerin tabanını gözüne kestirerek hareket eden ve tek önceliği bu olan partilerin kendi tabanlarını ve teşkilatlarını motive edemeyeceği çok açık.
Kılıçdaroğlu bu hali popülizm yaparak kapatmaya çalışacak. Geçen seçimlerde yaptığı popülizm kendisine kazandırmasa da başka bir yol bulamadığı anlaşılıyor. Nitekim bütçe konuşmasında yerel yönetimler düzeyinde popülizm yapacağının işaretini vererek, CHP’li belediyelere yönelik asgari ücret açıklamasında bulundu.
Daha önceki yerel seçimlerde vaat ettiklerini CHP’li belediyelerde uygulatamasa da, yeni vaatlerde bulunmaya devam ediyor.
Partilerin seçimlerdeki başarısızlıkları sebebiyle kriz yaşamasına alışmıştık ama CHP yine bir ilki başarıyor ve seçimden önce kriz görüntüsü veriyor.