Silivri’de yarın (17 Nisan) “Çengelköy ve Kuleli davası” başlayacak. Çengelköy, 15 Temmuz gecesi Anadolu’yu işgale yeltenenlere can pahası direnmesiyle hafızalarımızda yerini aldı. 8 şehit veren Çengelköy, yanıbaşındaki Kuleli Askeri Lisesi’nde yuvalanan Fethullahçı terör örgütü unsurlarına geçit vermedi.
Çengelköy’de şehit olan kardeşlerimizden biri de Halil Kantarcı’ydı. Şehit Kantarcı, 28 Şubat darbesinde zindandaki hücre arkadaşlarımdandı. Ben 14 Halil ise 15 yaşındaydı. Şehit Halil’le ilk karşılaşmamızda, “Burada benden küçük de varmış” diyerek şaşkınlığını ifâde etmişti. Mapushanede beraber büyüdük!..
Yarınki mahkemede Halil’in katilleri de yargılanacak. Tevafuka bakın, yarın Halil’in canını alanlar yargılanırken 3 gün önce de Halil’in gençliğini, özgürlüğünü elinden alanların yargılanması nihayete erdi.
28 Şubat cuntasının asker unsurlarının yargılandığı davada 21 darbeciye önce ağırlaştırılmış müebbet verildi. Darbeciler mahkeme heyetine çok sevimli gelmiş olmalı ki, ağırlaştırılmış müebbetin ağırlığı kaldırıldı; 21 darbeci müebbet hapis cezasına çaptırıldı. “28 Şubat’ta tankları ben yürüttüm” diyen subay dâhil 68 sanık ise beraat etti! Bana göre bu tarihî davayı tarihî yapan an ise mahkemenin haklarında müebbet verdiği darbecileri evlerine göndermesiydi. Darbecilerin evlerine dönerken hâsıl olan ulaşım maliyeti Adalet Bakanlığı tarafından mı karşılandığı sorusuna henüz bir cevap bulamadım!..
‘Sevimli’ darbecilerimizin yaşları cezaevinde yatmalarına münasip değilmiş! Bakalım Yargıtay ne diyecek…
Yaşım gereği çocuk ıslahevine gönderilmem gerekirken yetişkinlerin kaldığı kapalı cezaevine gönderilmemle ilgili yaptığım itiraza 15 sene sonra Adalet Bakanlığı’ndan gelen yazıda, bölgede çocuk ıslahevi olmadığından yetişkinlerin arasına konulduğum yazılmıştı. Herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı da belirtilmişti! O dönem Milat gazetesinde mevzunun teferruatını yazmıştım (http://www.milatgazetesi.com/devlet-sucluyuz-ama-makale,38142.html), merak edenler…
Görüyorsunuz, nereden nereye; adaletimiz artık insanların yaşlarını da gözetiyor. Darbeci de olsanız, müebbet de alsanız yaşınız münasip değilse sizi cezaevine değil evinize gönderiyorlar. Biraz zahmetli ama arada bir karakola gidip imza attırıyor, eh o kadar da olsun!
Ah Halil’im, ah gönüldaşım, biz yanlış zamanda sanık olmuşuz!.. Seni şehit edenler de bir umutlandı bir umutlandı ki sorma… “Ergenekoncular, Balyozcular şimdi de 28 Şubatçılar serbest kaldı bizim neyimiz eksik, hatta fazlamız var; 250 Müslüman Anadolu evladını öldürdük” diyorlarmış!..
Yaş ve hastalıklarından dolayı darbecilerin tutuklanmaması ABD’nin hizmetlisi F. Gülen’i de heyecanlandırmış. Heyecandan ceketinin tansiyonu yükselmiş. “Bu tansiyonla ben beraat bile ederim” diyormuş; ABD izin verirse dönecekmiş!.. “Karakola gider imzamı atarım, hem yürüyüş de yapmış olurum” da demiş!..
Benim merak ettiğim, karakolda Çevik Bir ile F. Gülen karşılaştıklarında nasıl hasret giderecekler, neler konuşacaklar. O anda orada olmayı çok isterim; hemen yanlış anlamayın, tamamen gazetecilik dürtülerimle orada olmayı istiyorum!..
Çalsın davullar, ülkeme adalet geldi!..