Çanakkale Şehitler Anıtı'nda düzenlenen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın katıldığı törenin ardından bu satırları yazıyorum. Cumhurbaşkanımız törenin ardından helikopterle alandan ayrıldı. Biz de karayoluyla geldiğimiz Eceabat'tan yanımdaki arkadaşım Beyhan Demirci ile birlikte Çanakkale merkeze gitmek üzere GESTAŞ feribotundayız.
Feribotla kısa da olsa deniz yolculuğu olur da çay olmaz mı? Valilik bugünün anısına çay ve tostu ücretsiz ikram ediyor feribotta, bu güzel detayı not düşmüş olalım.
Beyhan anlattı. TRT için bir çekime geldikleri zaman, Şehitlik Abidesi'nin yakınlarında karşılaştıkları bir asker uyarmış. Beyhan, çekim yaptıkları yerde beklerken, ayağıyla toprağı eşeliyor. "Dikkat edin" diyor asker. "Her yağmur yağdığında, halen, toprak biraz kaydığı zaman, şehitlere ait, savaşa ait izler ortaya çıkıyor. Toprağın her karışında şehidimiz var."
102 yıl geçmiş 18 Mart 1915'den bu yana. 102 yıl sonra bile, izleri kaybolmamış fiziki olarak bu savaşın. Bazen kurşun, künye hatta.
Şehitliğe çıkan virajlı yolda, bunları düşünüyorum. Askeri zayiat sayımız 250 bin. Yabancı güçlere karşı zafer, "Çanakkale Geçilmez" vurgusu neredeyse küçük bir şehrin savaşta can vermesiyle kazanılmış. Bağımsızlık ve zaferde, kelimenin tam anlamıyla insanımızın canıyla vurduğu damga var.
Bugün de, tıpkı o dönemlerdeki, yüz yıl önceki saldırıların benzerleriyle karşı karşıyayız. İçeriden ve dışarıdan salvolar eksik olmuyor. Virajlarla tırmanırken Şehitler Abidesi'ne, erken bir bahar güneşi muhteşem bir görüntü sunuyor. O topraklarda 102 yıl önce kıran kırana bağımsızlık için can vermiş oysa insanımız. Güneşin ısıttığı o an, içime hüzün ve mahçubiyet çöküyor. Onlara borçluyuz. Çocuklarımıza bırakacağımız mirasın sorumluluğu kadar, o atalara duyduğumuz borcumuz da, o duygu da, onu ne derece içselleştirdiğimiz de, bugün düşmanlara nasıl cevap vereceğimizi belirleyecek.
Merkel'in örümcek ağı benzeri diplomasi trafiği
Son haftalarda, Hollanda ile zirve noktasına varan bir saldırıyla karşı karşıyayız Avrupa cephesinde.
Referandum kampanyası için "hayır" cephesinin bayraktarı önce Almanya, sonra Hollanda, Avusturya.
Almanya başbakanı Angela Merkel, önce Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ikna etti, Ardından ABD Başkanı Donald Trump ile görüştü. Rus lider Vladimir Putin ile de görüşecek. Trump görüşmesinin Merkel açısından ne kadar sorunlu geçtiği kameralara yansıdı. Ama Türkiye konusunda destek arayışında gibi. İnşallah değildir. İnşallah örümcek ağı diplomasisi izlemiyordur. Sonra ayağına da dolaşabilir tabi.
Tam da bugün Frankfurt'tan gelen bir görüntü Merkel'in kirli siyasetine bir kez daha gündeme getirdi. PKK gösterisine izin vererek şer siyasetini dünya aleme ilan etmiş oldu.
Bosnalı gazeteciler
Bu arada, yazımı yetiştirmek üzere aceleyle uğraşırken, bir bey yanımıza yaklaşıyor. Feribotta. Bosna'daki basın müşavirimiz Ömer Çetres Bey. Çanakkale törenleri için 23 Bosnalı gazeteciyi Çanakkale'ye getirmişler Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü organizasyonuyla.
Bu önemli zaferi bugün daha fazla anlatmak gerekiyor.