Fetullahçı Terör Örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle kamudan ihraç edilenlerin sayısı 60 bin. Başbakan Binali Yıldırım’ın “itiraz edenler ihraç edilenlerden fazla” deyip verdiği rakam ise 70 bin.
Aradaki fark, FETÖ’nün hala organize olma ve kumpas kurma kapasitesini gösteriyor. Üstelik itiraz eden 70 bin gerçekten ihraç edilenlerden mi oluşuyor yoksa soruşturma sonucunu beklemeden ön almaya çalışanlardan mı, bilmiyoruz. Ama FETÖ’nün kırk yıldır her durumu suistimal ettiğini, en önemli alamet-i farikasının takiyye ve yalan olduğunu biliyoruz.
Keza Türkiye’nin demokratikleşme, askeri-bürokratik vesayetten kurtulma mücadelesini iğdiş ettiğini de.
Dolayısıyla 40 yıl bukalemun gibi yaşayıp deşifre olduktan sonra, son çare darbe/işgal girişiminde bulunan bir örgütün halihazırda uyuyan hücreleri olabileceğini ve operasyonel gücünü Türkiye’yi yorup yıldırmak ve FETÖ ile mücadele çabasını boğmak için kullanabileceğini unutmamak gerek.
Bakın Konya’da ByLock’çu FETÖ üyelerine yönelik soruşturmayı yürüten savcının dahi ByLock kullanan 189 hakim ve savcıdan biri olduğu çıktı ortaya.
FETÖ şüphesiyle açığa alınan ya da mensubiyeti kesinleşince kamudan ihraç edilenler arasında olur ya masumlar varsa mağdur olmasınlar diye devreye sokulan mekanizmayı felç etmiş durumda FETÖ. BİMER ve CİMER’deki hal biraz da bu.
FETÖ alameti
FETÖ soruşturmalarında en güçlü delil ByLock. Örgüt dışında kullanımı imkansız çünkü.
Süreç şöyle işliyor: ByLock, 17-25 Aralık darbe girişimi başarısız olunca FETÖ tarafından 2014 yılında Amerika’da paravan bir şirkete hazırlatılıyor.
Amaç FETÖ mensuplarının talimat alış-verişini gizlice yapmalarını sağlamak.
ByLock öyle isteyen herkesin sanal mağazalara girip indirebileceği herhangi bir aplikasyon değil. Sadece FETÖ mensupları, üstelik de iki referansla ve IP numarası karşılığında ulaşabiliyor ByLock’a.
Örgüt hiyerarşisinden bir abla ya da abinin oluruyla ve iki şifreyle giriliyor yani ByLock’a.
Sonra? Sonra memleketteki halanızla, fakülteden arkadaşınızla falan da konuşmuyorsunuz. FETÖ hiyerarşisindeki yerinize göre az sayıdaki örgüt mensubuyla, son derece kısıtlı ve şifreli konuşmalar yapıyorsunuz.
Aldığınız talimatlar hukuksuz. Vatanınıza, milletinize, hukuka ihanet talimatları sonuçta.En basitinden devlet başkanına, meşru hükümete veya FETÖ’yle mücadele edenlere küfür twiti atılacak türünden emirleri yerine getiriyorsunuz.
Ama istenen işgal gerçekleşmeyince iş birden “ben masumum”a dönüyor.
ByLock 2016 kışında MİT tarafından deşifre edilince yerine konulan Eagle üzerinden “FETÖ’yü inkar edin, çocuğum dershaneye gitti diye, sendikaya kayıtlıyım diye atıldım deyin” talimatları geliyor.
Takiyyeci Eagle
HSYK yetkililerinegöre bir kişide ByLock varsa FETÖ ile ilişkisi kesindir. Hele ByLock’un deşifre edilmesinin ardından devreye sokulan ve beş şifreyle girilen Eagle varsa hem FETÖ mensubiyeti hem suç şüphesi daha da kesindir.
Hafta sonunda Adıyaman merkezli 13 şehirde Eagle kullananlara yönelik yapılan operasyonda tuhaf bir bilgiye ulaşılmış. Eagle uygulaması Skype, Gmail ya da Tango görünümüne sahipmiş.
Fetullahçı teröristler ByLock’tan sonra Eagle’ı da kendilerine benzetmişler. Aplikasyonda takiyye!
Bunca psikopatlığın sebebinin çocuk yetiştirmek ya da dinler arası diyalog olduğuna inanan var mıdır hala?
Puzzle’ın parçaları birleşiyor bakın. Batman’da PKK’lı bir terörsitin telefonundan da “ByLock” çıktı!
Soruşturmalara dönersek;
Telefonunda ByLock çıkanlarla ilgili kırmızı, turuncu vemavi renklerle sembolize edilen üç ayrı şüphe/delil kategorisi var. Kullanım sıklığı ve kullanılan internetin mobil ya da WiFi olmasına göre değişen.
Son verilere göre; telefonunda ByLock uygulaması çıkanların sayısı 215 bin.
215 binin165 bini kişileştirilmiş. Telefon ve isim eşleşmesi yapılmış yani.
165 binin 75 bini de adli sürece aktarılmış.
Bütün tartışma buradan çıkıyor: Var olan rakamın üçte birinden!
Mağdurlar değil girdikleri savaşı kaybeden mağluplar olduklarını sakın unutmayın.
Ve FETÖ’nün kumpaslarını…