Zeytin Dalı Harekatı başarıyla sürüyor ama Afrin’e ilerledikçe “çukur hıyanet” de artacaktır.
Ancak esas olan “insan”dır ve onun için de sonucu Türk askeri belirleyecektir.
Kısa sürede bitmeyecek ama o çapulcular zorladığı için değil, sivilleri korumak için uzun zaman alabilir.
Zira bu onursuzlar, kadın kıyafetine girip sivillerin arkasına gizleniyorlar.
Mehmetçik, bu alçaklıkları Sur’dan, Şırnak’tan, Cizre’den, Nusaybin’den ve El Bab’dan çok iyi biliyor.
Yine, büyük bir ustalıkla masumları ayırıp sifonu çekecekler.
Onun için kimsenin Afrin’den yana endişesi olmasın. Mehmetçik oradan da yüzünün akı ile çıkacaktır.
Batı zıplayacak
El Bab’da DEAŞ’a karşı yürütülen operasyonun da benzer zorlukları vardı.
Ama ABD başta olmak üzere bütün Batı, içleri kan ağlasa da Türkiye’nin DEAŞ’ı temizlemesine açıktan yoğun tepki gösteremediler. Zira bu durumda, yıllardır dünyayı uyuttukları, “DEAŞ ile mücadele için Suriye’deyiz” masalı bitecekti.
Ama Batı’nın, PKK/PYD’ye olan zaafının derinliğini, “Öcalan’ın kalbimde çok özel bir yeri var” diyen eski First Lady’lerden biliyoruz.
Onun için ilerleyen günlerde bu operasyonun ağırlık merkezinin Afrin’den Avrupa’ya kaydığını görürsek hiç şaşırmayalım.
15 sene çok mu kısa?
Türkiye’nin, “tehdit” aşamasını çoktan aşan bu terörist yapılanmaya karşı, BM meşruiyeti içerisinde başlattığı bu operasyona Batı açıktan karşı çıkamıyor ama amacına ulaşamadan bitmesi için de çaktırmadan ayaklarımıza sıkmaya çalışıyor.
Irak’ı, Suriye’yi, Afganistan’ı yıllardır işgal altında tutan Amerika, masum sivil halkı, terör örgütünün zulmünden kurtarmaya çalışan Türkiye’ye “Uzun sürmesin” diyor.
Aslında ortaya koydukları karmaşa, haksızlıklarından kaynaklanan tutarsızlıklarını net olarak gösteriyor.
“30 bin kişilik Sınır Muhafaza Gücü kuruyoruz” açıklamasından itibaren Amerika’nın farklı devlet kurumlarından gelen açıklamaları alt alta dizin ve ortaya çıkan manzaraya bakın. İnanın “Bremen Mızıkacıları”nın bile onlardan daha tutarlı ve ahenkli olduğunu göreceksiniz.
Destek sürmeli
O halde Mehmetçiğin Afrin’de canı pahasına ortaya koyduğu çabanın amacına ulaşması için medya, iş dünyası, siyaset ve toplumun bütün kesimleri de bu operasyonda yerini almalıdır.
Evet, bu günlerde herkes bunun millî bir mesele olduğunu, iç siyaset malzemesi yapılmaması gerektiğini dile getiriyor ve bu çok değerlidir.
Ancak unutmayalım ki, daha askerimiz sınırdan çıkarken başlayan “Türk askeri Kürtleri katlediyor” yaygarası, operasyon ilerledikçe daha da artacaktır.
Onun için içerdeki bu duruşun ilerleyen günlerde de devam etmesi hayati önem taşımaktadır.
Daha dün “Bizim Suriye’de ne işimiz var” diye El Bab’daki askerimizin moralini bozan Kılıçdaroğu şimdi samimi ise ortaya koyduğu olumlu tutumunu sonuna kadar sürdürmelidir. Tabi, “Kilis’e düşen füzeler Türkiye’den atıldı” türü açıklamalarıyla Amerika’nın sözcülüğünü yapan CHP üyelerine de dikkat etmelidir.
Millî olmayan kaybediyor
Kobani ve çukur siyaseti sonrasında oylarının büyük kısmını hendeklere gömen HDP, terör yalakalığına bakılırsa hâlâ akıllanmamış. Ama hiç önemli değil, artık onları kimse ciddiye almıyor. Bütün çağrı ve tehditlerine rağmen yine yalnız kaldılar, yine rezil oldular.
Tıpkı, 15 Temmuz öncesi PKK/PYD’yi, sahipleri ABD’nin direktifleri doğrultusunda verdikleri yoğun destek ile azdırıp, Türkiye’nin başına bela eden FETÖ hainleri gibi...
Artık Türkiye’de var olmak isteyen “millî” olmak zorundadır.
Milletin yanında durmayan yok olmaya mahkumdur.