Seçim beyannameleri açıklandı, heyecanı meydanlara kaydı.
AK Parti kısaca, “Yeni sistem ile prangalardan kurtulacağım ve bu icra gücü ile tecrübemi birleştirerek, bugüne kadar yapamadıklarımı da yapacağım” diyor.
Muhalefetin, “15 yıldır neden yapmadın” şeklindeki eleştirileri tam bir sorumsuzluk ve samimiyetsizlik örneğidir.
Mevcut yetki çerçevesinde ekonomik kalkınma ve demokratik gelişme yolunda büyük adımlar atmış bir iktidarın, darbe görünümlü işgal girişimine ve emperyalist kuşatmaya karşı verdiği mücadeleyi görmezinden gelmek, sarf edilen zaman ve enerjiyi yok saymak dürüst bir tutum değildir.
Millî muhalefet yok
Bu şaşı bakış muhalefetin ana problemidir.
Son yıllarda tırmanan üstü kapalı savaşı hiçbir zaman doğru teşhis edemeyen muhalefet, bu saldırıların Erdoğan’ı veya AK Parti’yi tehdit ettiği varsayımıyla düşmanla ittifak kurmuştur.
Seçim beyannamelerinde Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı emperyalist kuşatma konusunda tek kelime etmemeleri, ABD uşağı FETÖ ile mücadeleyi laf olsun babından bile zikretmemeleri nasıl bir şer ittifakı içerisinde olduklarının açık delilidir.
Ülkenin bu varoluş mücadelesini yok sayarak milleti sadece maddi vaatlerle oyalamak, millete en büyük ihanettir.
Hakeza...
Seçim kararı alındıktan sonra tırmanmaya başlayan Dolar’ın 1.5 ayda tam yüzde 25 oranında yükselmesini sadece, “Ekonominin iyi yönetilememesi” ile izah etmeye kalkmaları da aynı kirli işbirliğinin tezahürüdür.
Oysa bilmiyorlar ki, bu samimiyetsiz yaklaşımları yüzünden, “Yalancı Çoban” misali; son derece yerinde olan eleştirileri de güme gitmektedir.
Açık artırmalı vaatler...
Muhalefetin, ağız birliği yapmışçasına, aynen Gezi’ci emperyalist uşakları gibi; iktidarın yaptığı her şeyi yıkmayı, bütün yatırımları durdurmayı vadetmeleri tesadüf değildir.
Öte yandan akıl almaz vaatlerde bulunuyorlar.
Adeta açık artırmaya çıkardılar; Demirtaş, “Benden maaşlara yüzde 50 artış” demiş!
Herkesin maaşlarının katlanacağı, bütün öğretmenlerin atanacağı, kimsenin işsiz kalmayacağı bir ülkeyi kim istemez ki?..
“Benden beş fazlası” hortladı
Bu hesapsız sallamalar beni çok endişelendiriyor.
Gençlerimiz, tıpkı “koalisyon hükümetleri” gibi “popülist politikalar dönemini” de hiç bilmiyor, olabilir.
Bilsinler ki, cazip gibi görünen bu ölçüsüz sallamaların her biri, geleceğimiz açısından pimi çekilmiş birer bomba gibidir.
Bunlar zaten hayal satmaktadır, bu vaatlerin yerine getirilmesi mümkün değildir.
İyi ki mümkün değil, yoksa ülkemiz için çok daha büyük felaket olurdu.
90’lı yılların “Beş fazlası” siyaseti Türkiye’yi 2001 krizine getirdi.
O popülizmin faturasını hâlâ ödüyoruz, daha da ödeyeceğiz.
Ayrıca muhalefetin içinde bulunduğu temel çıkmaz zaten bu beyannameleri anlamsız hale getiriyor.
AK Parti, icracı cumhurbaşkanı ve parlamentodaki grubunun desteği ile daha nitelikli hizmet etmeyi vaat ediyor.
Bu iş nasıl yürüyecek?
Ya diğerleri?..
Mesela ana muhalefet...
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce her gün vaat rekoru kırıyor.
CHP’nin vaatleri de beyannamede sıralanıyor!
Peki, siz bu vaatleri hangi sistemde gerçekleştireceksiniz?
Çünkü döneceğiniz Parlamenter Sistemde cumhurbaşkanının icra yetkisi yok.
Hadi millet çıldırdı, İnce Cumhurbaşkanı oldu. “Bulmuşken bu sistemi biraz kullanalım” dedi!
Nasıl yürüyecek bu iş. Hanginizin vaatleri esas alınacak?
Sayın İnce, CHP beyannamesini mi uygulayacak?
Madem bu sisteme dört elle sarılacaktınız neden hep oyun dışı kaldınız?
Bu millet, iktidara “vagon” olan bir muhalefete asla ülkeyi teslim etmez.