Ümit Kocasakal Cumhuriyet gazetesinde yazmış..‘Madem öğrenci andı ile sorununuz var bu da sizin andınız olsun o zaman’ mealinde bir yazı.. “..Andınız : Türk değilim. Türk ve Türklük ile sorunum var. Kim ve ne olduğum da belli değil.. Varlığım emperyalizmin varlığına armağan olsun…” falan gibi bir sürü daha saçmalık.. Ah be Ümit Hoca.. Dilini sorunlu bulduğu öğrenci andını eleştiren herkesi ‘Kim ve ne olduğu da belli değil’ diye yaftalamak.. ‘Emperyalizmin uşağı’ ilan etmek.. Senin gibi bir adama yakışıyor mu?.. Sorsan hükümet kutuplaştırıyor derler.. E bu ne peki?.. ‘Andımız’ metnini ve uygulamasını eleştiren herkesi‘Kim ve ne olduğu da belli değil’ diye etiketleyeceksen beni de yaz oraya.. Ne kutsal, ne dokunulmaz metinmiş kardeşim.. Kendi insanına küfrettirecek kadar.. Ümit Hocam.. Bu memlekette demokrasi olsun istiyor musunuz, istemiyor musunuz?.. Hani ‘Baskıcı tek adam rejimi’ deyip Erdoğan’ı itham ediyorsunuz ya, o nedenle sordum.. Eğer demokrasi istiyorsanız kızmak yok.. O diktatörlüklerden ithal metni ve uygulamayı kaldırıp çöpe atacağız.. Yok ‘Demokrasi için daha erken’ diyorsan, ‘Demokrasi bize bir numara büyük’ diyorsan, onu söyle bilelim..
Her boşanmanın kendi içinde başka bir hikayesi var
‘Süresiz nafaka mağdurları’nın isyanını okuyorsunuzdur.. Bir kaç gün evli kaldıkları halde, boşandıktan sonra ömür boyu nafaka ödemeye mecbur bırakıldıklarını, bunun da adil olmadığını söylüyorlar.. Kesinlikle haklılar.. Ama bir kısmı.. Hepsi değil.. Şöyle anlatayım. Elbette bunu bir geçim kapısı gibi görenler var mı?.. Var.. Peki evli olduğu için senelerce hiç bir iş yapmamış, boşandıktan sonra elinden hiç iş gelmeyen kadınlar da var mı?.. E onlar da var.. 50 yaşına gelmiş, iş tecrübesi yok, ömrü boyunca eve ortak gelen gelirle sürdürmüş hayatını. Şimdi diyorsun ki; ‘sana bir kaç yıl para öderim, daha da ödemem’.. Olmaz.. Öyle de olmaz, böyle de olmaz.. Ya nasıl olacak?.. Hakimler, kopya kararlar vermeyi bırakacak. Her hikayenin kendi ruhuna uygun kararlar verecek.. Şöyle somutlaştırayım.. Asgari ücretli kocasından boşandıktan sonra aylık 600 lira nafaka bağlanan kadının o parayla zaten hayatını devam ettirme şansı yok. Ama nafakayı ödeyen taraf, onu bile ödemek istemiyor.. Peki aynı mantıkla, benzer şartlarda boşanan bir başka kadının aylık 125 bin lira alması normal mi?.. Yani Kaynakçı Kemal’den değil de Acun Ilıcalı’dan boşanınca ne değişiyor?.. Her evliliğin ve her boşanmanın kendi şartları var demek istiyorum.. Ömür boyu nafakanın saçmalık olduğu davalar vardır, gerekli olduğu davalar vardır.. Genellememek lazım..
‘Ağla Halime’yi kim daha güzel söyler?
Zara yeni albüm çıkarmış.. Orada da var.. Nereden baksanız 40 senedir dinliyoruz.. Muhteşem şarkı.. Ağla Halime… Herkes, önce ‘Ferdi Özbeğen’ söyledi zanneder.. Ama ilk yorumcusu(daha eski bir kayda rastlamadım) Nil Burak olmalı.. “Benim Adım Şarkıcı” albümünde okumuştu.. (1979) Ferdi Özbeğen, Nil Burak’tan bir sene sonra “Nice Yıllara” isimli plağında yer verdi.. Ama hafızalara onun yorumuyla kazındı kuşkusuz. Hatta Cenk Eren, ‘Ferdi Özbeğen şarkıları’ koleksiyonuna aldı.. Daha sonra Ayşe Mine, Semiha Yankı gibi isimler de muazzam yorumladı.. Yakın zamanda ise Sıla, Baha gibi gençleri de dinledik.. En özgün yorum ise Pamela’nın yorumu.. Şarkıyı bambaşka bir hale getirmiş.. En güzeli demedim, en özgünü… Diğer bütün yorumlar birbirinin neredeyse aynısı.. Şarkının orijinali Manolis Aggelopoulos’un Gryna’sı.. Bizde ona en yakın ses ise Cenk Eren’in.. Karar sizin..