Bunu hep yapıyorlar; Önce bir yalan haber uyduruyorlar, ardından kendi yalanlarına inandırdıkları, ‘nefret konusunda kıdemli’ sanatçılardan görüş alıp ‘yandık, bittik, işte şimdi mahvolduk, tiyatrodan anlamayan cahil köylüler, bidon kafalılar, göbeğini kaşıyan yobazlar’dedirterek meseleye parmak basıyorlar. Köşe yazarları da aynı koroya dahil olunca, patır patırkültürsanat kurumukapatıyorlar! Yurdumuzda gün geçmiyor ki bir tiyatro, ya da opera-balenin kapısına kilit vurulmasın!
Cumhuriyet gazetesiiçin bu ‘yalancı şahitlik’eski bir alışkanlık... Çeyrek asırlık mazisi var. Milat olarak da, Erdoğan’ınİBB Başkanlığınaseçildiği 27 Mart 1994’ü alabiliriz. Aksiliğe bakın ki ‘adam’tam da 27 Mart Dünya Tiyatrolar Gününde‘Başkan’seçilmiş. Belki de ogünden beriCumhuriyet gazetesinin ‘tiyatro kapatma’ merakı hiç bitmedi. Öyle ki, mazallah, Erdoğan’ın belediye başkanı seçildiği o gün dahi kapanabilirdi tiyatrolar!
Cumhuriyet’in son icraatı, Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi’nin ‘genel müdürlük’ statüleri ile ‘tüzel kişilikleri’ni ortadan kaldırmak’ oldu! E Bravo!.. Bu haberi yeni yayınlanan kararnameye atfen yaptılar, ancak kararnamede gazetenin iddia ettiği türden bir ‘kapatma’, ‘ortadan kaldırma’ söz konusu değildi. Tam tersi, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü (DT) ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün (DOB) ana yapısı korunuyor; Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı, tüzel kişiliği haiz ve özel bütçeli Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ile aynı şekilde Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü kuruluyordu. Yani mevcut yapı büyük oranda devam ediyor. Ve Cumhuriyet, iki gün önce ortaya attığı ‘genel müdürlük statüleri ile tüzel kişilikleri ortadan kaldırılıyor’ yalanını unutup, yüzü kızarmadan ‘DT ile DOB yeniden Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlandı’ haberini yapmak zorunda kalıyor.
Ha bir değişiklik var; yeni kararnamede ‘Sanatçı genel müdür’ ifadesine yer verilmiyor. Gazete bunu da ‘Sanatçı genel müdür zorunluluğu kalktı’ başlığıyla duyuruyor. Geçmişte bu zorunluluklar sayesinde genel müdür olan Eski Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Selman Ada, hatırlarsanız, o nazik ve hassas sanatçı kişiliğine hiç de yakışmayan dolaplar çevrimişti. Kendi eserlerine öncelik tanımaktan başka, kurumu zarara uğrattığı yönünde iddialarla hakkında (yanılmıyorsam 6 adet) soruşturma başlatılmıştı. Sabık müdür bu duruma öfkelenip ‘Bu cahil köylüler…’ diye başlayan veciz (!) cümlelerle Cumhuriyet’e demeç verdikten sonra ortalığı kıra döke gitmişti. Böylesi küfürbaz yöneticilere ‘zorunlu’ olarak maruz kalmaktan Allah esirgesin.
Gelgelelim bu ‘endişeli yalancı şahitler korosu’nun hezeyanları hiç bitmeyecek, velev ki daima daha iyisi yapılacak olsun. AKM tartışmalarını hatırlayın… Daha gerilere gidip ‘Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ni genişletelim daha modern bir yapı kuralım’ denildiğinde sahneye çıkan ‘İstemezük’çüleri hatırlayın.