Bayburt’taki rezalet, yüzdeki sivilcenin vücuttaki hastalığın devam ettiğini göstermesi bakımından geçiştirilecek bir hâdise değildir.
Üzeri kapatılamayacak kepazeliği hatırlayalım: 12 yaşında bir çocuk okulun bahçesinde arkadaşlarıyla kartopu oynarken Mustafa Kemal’in heykeline kartopu attı diye okuldan uzaklaştırılıyor!
Çocuğun ailesi kepazeliği internette duyurmasının ardından Bayburt İl Milli Eğitim Müdürlüğü, bünyesindeki bir okulda yaşanan rezaleti telafi edecek adımlar atmak yerine üzerine tüy diken bir açıklama yaptı.
Rezaleti ilk duyduğumda tepkim, “Olmamıştır canım, bu kadar da değil” şeklinde oldu. Hatta, “Vardır bir bit yeniği” diyerek sıcağı sıcağına sosyal medyada bir şey de yazmadım. Tâ ki Bayburt İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün rezalete tüy diken açıklamasından haberdar olana kadar.
Bayburt İl Milli Eğitim Müdürlüğü rezaleti doğrulamakla kalmıyor şu ifâdelerle de savunuyor: “6 Şubat 2020 Perşembe Günü Gaziler İmam Hatip Ortaokulu’nda öğrenciler beden eğitimi dersinde kartopu oynarken Atatürk Büstüne kartopu isabet etmesi sonucu öğrenciler ilgili ders öğretmeni tarafından uyarılmasına rağmen bir öğrencinin bu davranışlarına devam etmesi sonucu ilgili ders öğretmeni tarafından okul idaresine yazılı bilgi verilmiştir.”
Bakar mısınız hâdisenin vahametine, bakar mısınız çocukların işledikleri cürmün büyüklüğüne; az daha vatan elden gidiyormuş da haberimiz yok! Uyan ey ehli vatan, yurdunda heykele kartopu atılıyor sen gaflet uykusundasın!..
Allah’tan Bayburt Gaziler İmam Hatip Ortaokulu’nda beden öğretmeni var da, Allah’tan öğretmen “tak” dediğinde şak diye yapan uyumlu bir okul yönetimi var da ve Allah’tan ‘pek bir vatansever’ olan personelini koruyan Bayburt Milli Eğitim Müdürlüğü var da güven içinde uyuyabiliyoruz! Bunlar olmasaydı biz ne yapardık, nasıl korurduk vatanı, yoklukları düşman başına!
Okulun beden öğretmeni (Kimdir bu ruh hastası, henüz öğrenemedik) yemiyor içmiyor, bahçede kartopu oynayan çocukları bir zehir hafiye gibi takip ediyor. Çocuklar kartopunu nereye atıyor diye tüm mesaisini buna hasrediyor. Hatta, mâlûm soğuk havalarda def’i hâcet ihtiyacı sık olur, tevatüre göre beden öğretmeni yüz numaraya bile gitmiyor! Böyle bir adanmışlığın neticesinde beden öğretmeni, heykele kartopu atan 12 yaşındaki vatan hainini tespit edip okul yönetimine direktifi veriyor: “Bu öğrenci hakkında resmi işlem yapılması için dilekçe vereceğim, gerekli yaptırım uygulanmazsa dosyayı bizzat takip edeceğim.”
Okul yönetimi de gerekli yaptırımı yapıp çocuğu okuldan atıyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü de, zehir hafiye beden öğretmeninin arkasında durup çocuğu suçlayıcı açıklama yapıyor, yakışır!
Yalnız ben burada Bayburt Emniyet Müdürlüğü’ne gönül koydum. Eminim, başta Bayburt İl Eğitim Müdürlüğü olmak üzere Gaziler İmam Hatip Ortaokulu yönetimi ve pek tabiî ki bir adanmış ruh olan beden öğretmeni de gönül koydu. Yahu, uzun uğraşlar ve fedakârlıklar neticesi 12 yaşındaki ‘vatan haini’ yakalanıyor ama ne hikmetse emniyet suçluyu medyaya teşhir etmiyor. Suç aleti olan kartoplarıyla TC yazılmış bir masanın arkasına 12 yaşındaki ‘vatan hainini’ koyup görüntülerini medyaya servis etsenize! Böylece ülkedeki tüm ruh hastaları, pardon ‘adanmış’ ruhlar bir rahatlasın!..
Hâsılı kelam, “Yeni Türkiye”de eski hastalıklar devam ediyor. Yeni Akit’ten Faruk Arslan’ın yaptığı araştırmaya göre şu an 112 çocuk, meşhur 5816 yasadan yargılanıyor. Bayburt’taki 12 yaşındaki çocuğa da dava açılırsa sayı 113 olacak. “Yeni Türkiye”de bu çocuklar hapse mi girecek? Eskinin hastalıklarından ne zaman kurtulacağız? Yüzdeki bir sivilcenin patlamasının nelere mâl olduğunu hep beraber yaşadık, sivilcelere karşı kalıcı çözüm için adım atılmayacak mı?