Makalesine, “Aslında bana düşmezdi” diye başlamış...
Bence de, aslında ona düşmez...
Kendisi, Cumhuriyet gazetesindeki “Soros tartışmasıyla” ilgili söz söyleyecek son kişidir.
Hatta hiç ağzını açmaması gereken kişidir...
Kimden söz ediyorum?
Kimden olacak, PKK’nın terör saldırılarını, “Aslında bu olayları Erdoğan’a bağlı paramiliter güçler gerçekleştiriyor” demeye getiren Oya Baydar’dan...
Bu hanımın bir alışkanlığı (yahut defansı) var... “Şu ana kadar örgütten bir ses çıkmadığına göre...” cümlesini çok seviyor, çok sık kullanıyor...
Sonra da ekliyor: “Cinayet PKK’ya atfedildi.”
Hangi cinayet mi?
Fark etmiyor...
Herhangi bir cinayet olabilir bu...
Bir “PKK cinayeti” yahut “katliamı” gündeme geldiğinde, hemen “soğukkanlı bir nesnellik” kuşanıp, “Şu ana kadar örgütten ses çıkmadığına göre, PKK’ya atfedilen bu cinayetin örgüt tarafından işlendiğini kabul etmek durumundayız” hükmünü yapıştırıveriyor.
Şu ana kadar örgütten bir ses çıkmadığına göre, umudumuzu koruyabiliriz.
Daha doğrusu, “Bu olayları Erdoğan’a bağlı paramiliter güçler gerçekleştiriyor” diyebiliriz.
Böyle bir insandan söz ediyoruz işte...
Bu hanım bir edebiyatçı. “Atfedildi” ifadesinin nerede ve hangi kalıp içinde kullanılacağını bilebilecek Türkçe bilgisine sahip... Ama bilmiyor... Bu bilgiyle oturup bir de roman yazıyor.
Olay şu:
Bir Cumhuriyet gazetesi yazarı (eskiden Aydınlık gazetesi civarında görülürmüş, Perinçek’e yakınmış, vs...), Soros ve “Açık Toplum Vakfı” aleyhtarı bir yazı yazmış. Soros’un kuruluşlarıyla irtibatını gizlemeyen işadamı Osman Kavala’ya da üstü örtük bazı eleştiriler yöneltmiş.
Kıyamet bunun üzerine kopuyor işte...
Kavala’nın tutukluluğunu dert edinenler (bazı liberaller ve Kemalistler), bütün bir haftayı, Cumhuriyet gazetesinin yeni yazarına sallayarak geçirdiler. Küfür kıyamet... “Soros’u Türkiye düşmanı gibi gösteren” bu yazının Cumhuriyet gazetesinde ne işi varmış? Henüz hakkında iddianame bile tanzim edilmemiş Kavala’yı suçlamak Cumhuriyet yazarının üzerine vazife miymiş? Neler oluyormuş?
Kendisine söz hakkı düşmediğini söyleyen Oya Baydar da kıyameti koparanlardan...
Baydar da bildik lafları sıralıyor... Ama rikkati keskin bir yazar olduğu için “sorumlu”yu başka yerlerde arıyor. Daha doğrusu, Cumhuriyet gazetesine “sızmış” bu yazarın sorumluluğunu, fikren o gazeteyle kesişmeyen bazı siyasetçilere yüklüyor.
Özetle şunu söylüyor:
Cumhuriyet gazetesine operasyon yapıldı.
Peki, bu operasyonu kim yaptı?
Bir dolu laf sıralıyor ama sonucu (yani “fail”in kim olduğunu) ferasetimize bırakıyor.
Biz de anlıyoruz ki, Cumhuriyet gazetesine operasyonu Cumhurbaşkanı Erdoğan yapmış... Soros gibi “Türkiye sevdalılarını” suçlayan yazarlar, onun himayesiyle gazeteye kapılanmış.
Söz konusu (sızdırılmış) yazar Osman Kavala’yı neyle suçluyor, bilmiyorum.
Bilebildiğim kadar Kavala değil, faaliyet yaptığı ülkelerde karışıklık çıkarmakla maruf Soros suçlanıyor. Henüz hakkında iddianame tanzim edilmemiş Kavala da, “turuncu devrim”in mucidi Soros’la irtibat halinde olduğu için eleştiriliyor.
Eleştirilemez mi?
Daha doğrusu, böyle bir yazı Cumhuriyet gazetesinde yer alamaz mı?
Oya Baydar’a göre, yer alamaz.
Böyle bir yazıya yer verebiliyorsa, demek ki Cumhuriyet gazetesine operasyon çekilmiş...
Fakat merakımı muciptir:
Cumhuriyet gazetesinin açıkça PKK ve FETÖ sözcülüğü yaptığı dönemi Oya Baydar nasıl açıklıyor? Gazeteye FETÖ’cülerin operasyon çektiğini, Can Dündar’ı da “mutemet kişi” olarak genel yayın yönetmenliğine getirdiğini kabul ediyor mu?
Etmiyor...
Nasrettin Hoca fıkrasında olduğu gibi, “kazan”ın doğurduğuna inanıyor ama öldüğüne inanmıyor.
FETÖ’den aldığı akılla, bize “akıl” satıyor!