Ekrem Efendi (yani Ekrem İmamoğlu) 15 Temmuz gecesi halka “sükûnet” telkin etmiş...
Bilmiyordum...
O gece attığı tweette, halktan, “sulh içinde” demokrasiye sahip çıkmalarını, “tahrik ve taşkınlığa kapılmamaları” gerektiğini öğütlemiş.
Kendisi, eski bir Samanyolu TV yorumcusudur; hem de kadrolu tarafından... Halkı itidalle “içeri sokmaya” uğraştığına göre, darbenin nereden geldiğini, dahası kimi “indirmeye” dönük olduğunu çok iyi biliyordu.
Tweetin saatine özellikle dikkat etmenizi istiyorum.
Saat 01.08...
Darbenin “yönü” belli olmuş...
Neredeyse bütün televizyon kanalları bangır bangır, “Bu bir Fetullahçı kalkışmadır” diye yayın yapıyor...
Başbakan Binalı Yıldırım konuşmuş;
Bekir Bozdağ konuşmuş...
Devlet Bahçeli konuşmuş...
Eski Cumhurbaşkanlarından biri darbeye karşı tweet atmış...
Genel başkanı tankların arasından süzülüp kapağı Bakırköy Belediye Başkanı’nın güvenli evine atmış.
Cumhurbaşkanı Erdoğan CNN Türk yayınına bağlanıp, halkı darbeye karşı direnişe çağırmış...
Halk bütün sokakları, bütün bulvarları, bütün kavşakları tutmuş... Darbecilerin jetleri havalanmış, Ankara ve İstanbul’da kritik noktaları bombardımana tabi tutmuş, onlarca vatandaşımızı katletmiş...
Bütün bunlar olup bitmiş, aradan geçmiş yarım saat... Ekrem İmamoğlu Efendi sığındığı “güvenli delik”te tweet atıyor, halkı taşkınlık yapmamaya çağırıyor.
Demek ki, Ekrem Efendi’ye göre, darbeye direnen halkın yaptığı şey “taşkınlık...”
Peki, halkın “taşkınlık”la cevap verdiği darbe girişimine karşı Ekrem Efendi’nin bir sözü var mı?
Hayır?
Fetullah’la ilgili bir itirazı var mı?
Hayır?
Darbeyi püskürten “kahramanlarla” ilgili sitayişkâr bir beyanatı var mı?
Hayır.
Sonrasında (yani darbe bastırıldıktan sonra) yaptığı açıklamaların hiçbir kıymeti yok. Bir açıklama yapıp yapmadığını da bilmiyoruz ama Ekrem Efendi’nin gösterdiği yahut göstereceği darbe karşıtı tutumu eski program arkadaşları da gösterdiler. Adaşı Ekrem Dumanlı’ya da sorsanız, “Darbe kötü bir şeydir” diyecektir.
Hülasa...
Demeye çalıştığım şey şu:
Eski bir Samanyolu TV yorumcusu olarak Ekrem İmamoğlu, darbenin yönünü ve kime karşı yapıldığını çok iyi biliyordu. Bu bilginin verdiği “rahatlıkla” 15 Temmuz gecesi televizyonların karşısına geçti ve “canlı yayın”da darbeyi izledi.
Ne zaman ki işler sarpa sarmaya başladı (yani darbenin bastırılacağı anlaşıldı), hemen klavyeye sarılıp “tweet” attı ve halkı içeri sokmaya çalıştı.
Neden saat 01.08’e kadar beklediğinin, daha doğrusu neyi beklediğinin cevabı bu “zamanlama”da gizlidir...
Çünkü Ekrem Efendi de, refikleri gibi, darbenin başarıya ulaşacağını düşünüyordu. “Küçük çaplı direnişler olsa da, nasılsa ordu bastırır” rahatlığı içindeydi ve erken saatlerde tweet atmak aklına gelmiyordu. Demek ki tweet atmak için Fetullahçıların zor duruma düşmelerini bekliyormuş.
HAMİŞ
BİR- Bunun genel başkanı da aynı şeyi yaptı. O gün hiçbir programı olmadığı halde İstanbul’a uçtu ve havaalanını sarmış tanklara selam çakarak Bakırköy Belediye Başkanı’nın tahsis ettiği güvenli evde oturup “canlı yayın”da darbeyi izledi.
İKİ- Samanyolu TV’nin “kadrolu” spor yorumcusu olarak Ekrem İmamoğlu, “3 Temmuz kumpası”nın en hararetli destekçilerinden biriydi ve Fenerbahçe’yi “şike” yapmakla suçluyordu. Bu bilgi de bir kenarda dursun.