Bir avuç toprağımızı korumak ne kadar önemliyse en küçük milli bilgiyi korumak da o kadar önemlidir.
Teknolojinin ve dijitalleşmenin zirve yaptığı günümüzde bilgi, eskisi gibi karton klasörlerde saklanmıyor. Milyonlarca sayfalık bilgi küçücük bir bellekte korunabiliyor. Koca bir kütüphaneyi cebinizdeki küçük bir flaş diskte taşıyabiliyorsunuz.
Bununla birlikte kamunun ve büyük firmaların bilgileri artık küçük belleklere sığamayacak boyuta erişmiş ve bu bilgileri dijital ortamda koruyacak veri merkezlerine (data center) ihtiyaç hasıl olmuştur.
Kurumların binlerce raftaki milyonlarca klasör ve dosyanın bulunduğu arşivlerini düşünün. İşte o arşivler yerini günümüzde data center’lere bırakıyor.
***
Türkiye bu alanda da çağı yakalamak için çeşitli adımlar atmıştır/atmaktadır. Başta TÜBİTAK olmak üzere üniversitelerimiz ve özel sektörümüz dijitalleşmede yerli ve milli teknolojiler geliştirmekte ve tabiatıyla data center’ler de oluşturmaktadırlar.
İşte bu alanda dün gazetemizde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank beyin katılımıyla bir veri merkezinin açılışının haberi vardı.
Bin kişiye istihdam sağlayan 5 yıl içinde 2 milyar TL kazanç sağlayan bir tesis. Ama bence istihdam ve kazançtan daha önemlisi yerli ve milli verilerimizin yerli ve milli bir tesiste korunması ve başka ülkelerin tesislerine muhtaç olunmamasıdır.
Yani tam bağımsızlığın bir başka boyutudur.
***
Ülkemiz siyaseten bağımsızdır, ancak, bilgi, ekonomi, sanayi, teknoloji ve benzeri alanda yurt dışına bağımlılığı da bilinen bir gerçektir.
17 yıldır bu ülkeyi idare eden irade bu bağımsızlık mücadelesinde önemli msafeler kat ederek daha da güçlenmiş ve güçlenmektedir. Sadece savunma sanayinde yüzde 30’lardaki yerliliğin yüzde 80’lere dayanması bile Türkiye’yi dünyaya meydan okuyacak güce kavuşturmuştur. Batıda Yunan’a, güneyde terör örgütleri ve arkasındaki uluslararası güçlere, Doğu Akdeniz’de dünyanın süper güçlerine karşı direnebiliyorsa bundaki en büyük pay savuma sanayindeki dışa bağımlılığın azalmasıdır.
Aynı ilerlemenin diğer alanlarda da tahakkuk ettiğini dost düşman herkes görüyor ve biliyor.
***
Bütün bu gelişmelerin yanı sıra dijitalleşme çağında bilgiye ve bilgi merkezine duyulan ihtiyaç en az savunma sanayiine duyulan ihtiyaç kadar önemlidir.
İşte dün gazetemizde haberi yayınlanan Star of Bosphorus adlı veri merkezinin açılışı ülkemizin bu alanda da çağı yakalama gayreti içinde olduğunu göstermektedir.
Kimi yatırımlar vardır ki baraj gibi yol gibi halkın gözüne görünmezler ama faydaları görünenlerden az değildir. Alt yapı hizmetleri böyledir. Mesela belediyelerin yer altına yerleştirdiği doğalgaz, su, kanalizasyon tesisleri gözle görünmez ama sundukları hizmet en az metro kadar yollar ve kavşakla kadar önemlidir.
İşte veri merkezleri de öyledir. Vatandaş belki gözleriyle göremez ama ülkeye sunduğu hizmet en az diğerleri kadar faydalıdır, hayatidir ve önemlidir.
Başta söylediğim gibi en önemli tarafı da bağımsızlığımıza kattığı değerdir.
***
NGN şirketinin veri merkezi projesine hükümet, gereken desteği vererek bu alandaki boşluğu doldurma bağlamında üzerine düşeni yapmıştır. NGN Yönetim Kurul başkanı(CEO) İnanç Erol bey açılış konuşmasında iki kesime destekleri için teşekkür etmiştir birincisi ortakları ikincisi ise Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’dir.
Hükümetin genel politikasını izah bağlamında da bakan Varank’ın, dijitalleşmeye ve dijitalleşmenin ekonomi, sanayi, teknoloji gibi hayatın tüm alanlarına etkilerine değinerek, insanlığın artık veriyi işleyerek, yepyeni bir üretim ve kalkınma sürecine girdiğini aktardıktan sonra, “Elbette, bizler bu sürecin gerisinde kalamayız. Bu süreci tüm koşullarıyla birlikte kavramak, en önemlisi de oyun kurucu olmak zorundayız. Bu yüzden Milli Teknoloji Hamlesi gibi bir vizyonla yola koyulduk. Her konuşmamızda dijital dönüşüm diyoruz, dijital kalkınma ve ekonomiden bahsediyoruz” sözleri önemlidir.
***
İnanç Erol beyin, Türkiye’nin geleceğine yatırım yaptıklarını belirterek, “Yerli içerik, yerli yazılım, yerli bulut ülkemizin ekonomik olarak gelişimine, ihracatına ve uluslararası rekabete muhakkak çok ciddi fayda sağlayacaktır. Bu verilerin kesintisiz, güçlü altyapılara ihtiyacı bulunmaktadır. Bizim, Türkiye’de üretilen Milli Veriyi ülke dışına göndermeye ihtiyacımız yoktur, olmamalıdır. Dijital çağı yakalayan, ‘kendi verisinin sahibi ve koruyucusu’ bir Türkiye olmak için ‘milli veriyi’ ülkemizde tutmak amacıyla harekete geçtik” ifadesi de Boğazın Yıldızı’nın ehemmiyetini gayet net bir şekilde izah ediyor.
Siyasi bağımsızlık yetmiyor, askeri, iktisadi, sınai ve diğer bütün alanlarda bağımlılığı en aza indirmek bağımsızlık mücadelesinin en hayati ilkesidir.
Boğazın Yıldızı (Star of Bosphorus) bu bağımsızlık mücadelesinin farklı boyutlarından biridir. İnanç Erol’a ve ona destek veren tüm şahıs ve kurumlara teşekkürler.