İran’ın nükleer faaliyetleri 1956’ya gider.
Şah Pehlevi ABD ile ‘nükleer enerjinin barışçı kullanımı’ anlaşması yapar. Zaman, Bağdat Paktı-CENTO zamanıdır. Dolayısıyla İran’ın nükleer başlangıcında Türkiye izleri de vardır.
- Yine 1956’da CENTO bağlantılı Nükleer Bilimler Enstitüsü, Bağdat’tan Tahran’a taşınır. Enstitüde İran, Pakistan ve Türkiye’den öğrenciler nükleer eğitim alır.
- 1959: Tahran Üniversitesi Nükleer Araştırma Merkezi kurulur.
Şah bu arada ABD Başkanı Eisenhower’dan atom bombası istemiştir.
- 1967: ABD’nin bu merkeze verdiği 5 MW araştırma reaktörü devreye girer. Aynı süreç Türkiye’de de yaşanmıştır.
Şah İranlılara nükleer eğitim vermesi için Kanada ile de anlaşır.
Şah çok sonraları bu araştırma reaktörünü, atom bombası yapmak için kurdurduğunu söyleyecektir.
Aynı yıl Şah, ABD Başkanı Johnson’a gider ve Johnson’dan atom bombası ister. ABD -atomdan önce biraz daha silah al- diye İran’a gemi-uçak satacaktır.
- 1972: İran, nükleer enerjide ilerleme kararı alır.
- 1974: Arap petrol ambargosu petrol fiyatını uçurunca, İran daha zenginleşir. Şah, petrol gelirinden 60 milyarı, 20 nükleer santral yapmaya ayırır.
- 1978: Sovyet istihbaratı, Şah’ın atom bombası peşinde olduğunu belirler. Rapora göre İsrail’den aşağı kalmamak, çevre ülkelere üstünlük kurmak, hatta şantaj için Şah, atom istemektedir. Moskova, ABD ile Avrupa’da konvansiyonel bir çatışma halinde, Nükleer İran yüzünden İran sınırında gereğinden çok asker tutmak zorunda kalacağını hesaplar. Bu durumda Moskova, Avrupa cephesinde zayıf kalacaktır. ABD’nin bu amaçla nükleer İran istediği sonucuna varılır.
Ve tam bu sırada Moskova Afganistan’a girer. Şah rejimi sallanmaya başlamıştır.
- Ocak 1979’da Şah İran’dan kaçar. Şah döneminde nükleer alanda çalışan bazı kilit yöneticiler ve bilimadamları ise Ayetullahları sevmeseler de, yeni rejim altında nükleer çalışmalarını sürdürürler. Onlar için mesele, Şah-Ayetullah meselesi değil, İran’ın milli meselesidir. İran’ın atom bombası çabası, Şah’ın da Ayetullah’ın da ortak hedefidir.
Ama ya Şah devrilirse...
ABD’nin son dönemde İran Nükleer programına şiddetle karşı çıkması, tarihin cilvesi. Çünkü 1974 - 1978 arasında Şah’a nükleer reaktör satmak ve santralleri inşa etmek için ABD yoğun biçimde uğraşıyordu.
Şah’ın atom bombası yapmak istediğinin anlaşılması, ABD içinde görüş ayrılığı yarattı. Bazısı verilecek malzemenin kısıtlanmasını savunuyordu.
ABD Dışişlerinin Haziran 1974 tarihli gizli yazışması iki senaryoyu vurguluyordu:
- Şah devrilirse nükleer malzeme iç muhaliflerin ya da dış teröristlerin eline geçer.
- Devrilmezse, daha sonra tahta çıkacak daha hırslı bir Şah, atom gücüyle bölgede mutlak askeri hakimiyet kurar.
Tekrar: Yıl 1974’tür... ABD iki durumda da memnun olmayacağını ifade etmektedir. Bundan 5 yıl sonra, ABD’nin iki senaryosundan birincisi gerçekleşir. Bu gerçekleşmeden 30 yıl sonra da hala birinci senaryonun yansımaları yaşanıyor.