Fatih Akın’ın son filmi ‘Elveda Berlin’ yönetmenin arada bir nefes aldığı, naif filmlerden.
İki çocuğun yol maceralarını anlatan filmi gelin birlikte değerlendirelim.
Fatih Akın Türk sineması için önemli bir yönetmen. 1998 yılında ‘Kısa Ve Acısız’ filmiyle ilk uzun metrajını çeken Akın 2002 yılında ‘Duvara Karşı’ ile büyük bir patlama yaptı. Türk izleyicisi de ilk o zaman tanıdı Fatih Akın’ı. O dönemde Almanya’da yetişen Türk azınlığın sinemadaki en önemli ismiydi. Birol Ünel, Sibel Kekkilli, Mehmet Kurtuluş, İdil Ünel ve Fatih Akın çoğunlukla beraber ürettikleri filmlerle hem Alman sinemasına yeni bir kan verdiler hem de Türk sinemasını dışardan etkilediler. Fatih Akın’ın filmlerine toptan baktığımda 18 yılda 8 kurgu uzun metraj film çektiğini görüyoruz. Özellikle ‘Duvara Karşı’ ve önceki üç filmi Akın’ın sinematografisinin temelini oluşturuyor. Daha sonra ise ‘Yaşamın Kıyısında’ ile temelinde Türkiye’de geçen filmiyle bir değişime uğradı Akın. Bunu bir arayış olarak gördüm. Zaten yine o dönemlerde ‘İstanbul Hatirası’, ‘Köprüyü Geçmek’ belgeseli de bu arayışın bir sonucuydu. Fatih Akın farklı olmak istiyordu ama o kadar sağlam bir başlangıç yapmıştı ki sinemaya, bu arayışlar izleyiciyi çok da tatmin etmedi. ‘İstanbul Hatırası’ bence bir belgesel olarak Fatih Akın’ın en iyi filmlerindendi. Yine de dediğim gibi genel izleyiciyi çok da tatmin eden bir yapım olmadı. Sonra ‘Soul Kitchen’ geldi. Özünde Almanya’ya dönen Akın ortalamanın üzerindeki ‘Soul Kitchen’ ile biz izleyenleri memnun etti ama kendisinin çok da memnun olduğunu düşünmüyorum. Dışarıdan çok da belli olmayan bu tıkanma 2014 yılında ‘Kesik’ filmiyle zirve yaptı.
“Filmin iki karakteri de ne yazık ki Akın tarafından derinliğe ulaştırılamamış.”
Ermeni lobisinin desteğini alıp Türkiye’ye sürülmek istenen kara lekenin aleti olmak Fatih Akın’a hiç yakışmadı. Filmin mesajı ve politikasının yanlışlığı ve haksızlığı kadar sinematografisinin zayıflığı da bizi şaşırttı. Bu kötü bir filmden öteydi bizim için. Gerçekten sevdiğimiz bir sinemacının bize ihanet ettiğini hissettik. ‘Kesik’ filminin yurt dışındaki göreceli başarısının da altında bence bu filmin çekilmesine sebep olan enerjilerin rolü vardır. Böyle bir filmi çekerseniz sonraki filminizin ne olacağı bizim merak konumuz olur. Fatih Akın bütün bu tartışmalardan öyle yorulmuş ki çok naif, romantik biraz da komik ‘Elveda Berlin’i çekmiş. Aslında onun bu tür filmlerini de gördük arada sırada. ‘Solino’ ve ‘Soul Kitchen’ı bu tür naif filmler kategorisine sokabiliriz. Ne yazık ki ‘Elveda Berlin’ bu anlamda da Fatih Akın’ın zayıf filmlerinden. Bir roman uyarlaması olan filmin oyuncuları çok genç isimler. 14 yaşında Maik zengin bir ailenin çocuğudur. Ama aile ilgisiz ve kendi içinde parçalanmıştır. Anne alkolikken baba ise başka genç bir kızla yaşamaktadır. Ergenliğin zirvesinde olan Maik ise okulun güzel kızı Tatjana’ya platonik bir aşk beslemektedir. Her ergenin korkulu rüyası fark edilmemek Maik’in en büyük derdidir. Okula yeni katılan Tschick ise garip hal ve tavırları yüzünden sınıfın ikinci kaybedeni olarak yerini alır. Maik Tatjana’nın doğum günü partisini bir fırsat olarak görür. Fakat sınıftaki herkes çağırılsa da Maik partiye çağırılmaz. Annesinin tedaviye gönderildiği ve babasının metresiyle bunu fırsat bilip tatile çıktığı tatil döneminde Maik evde yalnız başına bunalımın zirvesine vurur. Tam o sırada Tschick çalıntı bir arabayla kapısında belirir. İki çocuk için müthiş bir macera başlar. Filmin iki karakteri de ne yazık ki Akın tarafından derinliğe ulaştırılamamış. Hele aykırı Tschick karakteri öyküye ortadan dalıyor sonunda ise yok olup gidiyor. Maik dışındaki bütün karakterlerde bu var olamama derdini görüyoruz. Akın’ın bütün filmlerinde ki gibi dikkat çekici bir soundtrack çalışması var. Richard Clayderman’ın Ballade pour Adeline parçası bizim yaştakiler için iyi bir sürpriz oldu. Fakat ‘Soundtrack’ bile Akın’ın önceki filmlerinin gölgesinde kalıyor. Fatih Akın hem eski Akın’a veda etmek istiyor hem de yeni Akın’ı bulamamanın sancılarını yaşıyor. Filmin adı ‘Elveda Berlin’ ama bu elveda hiç bitmiyor.
Vizyondakiler
Tüm Sırların Sahibi Kız
İnsanlık özgür iradeyi yok eden ve herkesi insan eti yiyen birer ‘aç’ haline getiren bir çeşit virüs nedeniyle yok olma tedidiyle karşı karşıyadır. Sadece bir grup çocuk bu korkunç virüse karşı bağışıklık göstermektedir. Bu çocuklar duygulara ve düşünme yetisine sahiptir ve umut onlardadır.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: The Girl With All The Gifts Yönetmen: Colm McCarthy
Senarist: Mike Carey
Oyuncular: Gemma Arterton, Paddy
Considine, Glenn Close, Sennia Nanua
Yapım: 2016, ABD, İngiltere,111Dk.
Lanet: Uyanış
Zeynel’in Metafizik dersine karşı bakış açısının, diğer öğrencilere nazaran daha ilgilidir. Dokuz arkadaşın kendi aralarında yaptıkları iddialaşmalar ve gece mezarlıkta başlayan gösterileri eğlence olmaktan çıkıp, büyük bir kâbusun başlangıcı olur.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Kemal Özdemir
Senarist: Mustafa Çulha
Oyuncular: İnanç Akbulut, Tuğba Dikmen, Mervan Tuzcuoğlu, Nurseda Ünalacak
Yapım: 2016, Türkiye
Pele: Bir Efsanenin Doğuşu
1958 yılında henüz 17 yaşında olan genç Pêle, adını futbol tarihine altın harflerle yazdıracaktır. Zira o yıl Brezilya’ya ilk Dünya Kupasını kazandıran gol onun ayağından çıkmıştır. Brezilya’nın fakir mahallelerinden birinde büyüyen ama sıra dışı oyun tarzı ile sıyrılan Pele, hırslı ve boyun eğmeyen bir karaktere de sahipti.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı:
Pelé - The Birth of a Legend
Yönetmen: Michael
Zimbalist, Jeff Zimbalist
Senarist: Michael
Zimbalist, Jeff Zimbalist
Oyuncular: Kevin de Paula,
Vincent D’Onofrio, Seu Jorge
Yapım: 2016, ABD, 107 Dk.
Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları
Çok sevdiği büyükbabası, Jake’i terk ettiğinde onu başka zaman ve dünyalara götürecek bir ipucu bırakıyor. Bu ipucu onu sihirli bir yer olan Bayan Peregrine’nin evi olarak da bilinen tuhaf yere yönlendiriyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Miss Peregrine’s Home for Peculiar Children
Yönetmen: Tim Burton
Senarist: Ransom Riggs
Oyuncular: Eva Green, Asa Butterfield, Ella Purnell, Allison Janney
Yapım: 2016, ABD, İngiltere, 127 Dk.
Deepwater Horizon: Büyük Felaket
Lousiana sahilinin açıklarındaki sondaj kulesi Deepwater Horizon, bugüne kadar dünyaya en pahalıya patlayan yangın ve petrol sızıntısına sebep olan petrol sondajıdır. Film, 11 işçinin hayatını kaybettiği bu küresel felaketin görünmeyen taraflarını beyazperdeye getiriyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Deepwater Horizon
Yönetmen: Peter Berg
Oyuncular: Mark Wahlberg, Kurt Russell, John Malkovich, Gina Rodriguez
Yapım: 2016, ABD, 107 Dk.
Bir Baba Hindu
Sermiyan Midyat’ın yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği Bir Baba Hindu absürd bir hint komedisini beyazperdeye taşıyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Sermiyan Midyat
Senarist: Sermiyan Midyat
Oyuncular: Sermiyan Midyat, Nicole Faria, Şafak Sezer, Burak Satıbol
Yapım: 2016, Türkiye