Doğrusu iyi iş çıkardınız, çok çalıştınız... Belediye Başkanlığı görevinden alıp hapse tıkmak, “Muhtar bile olamaz” şeklinde manşetler atmak, Yargıtay’ı kafalayıp milletvekilliğini engellemek, partisi hakkında kapatma davası açmak, Emniyet ve Yargı’daki birimleri harekete geçirip “teknik nakavtla” yere sermeye çalışmak, Soros’a “turuncu devrim” sipariş etmek, DEAŞ ve PKK manivelasını kullanarak “iş savaş kışkırtıcılığı” yapmak, umutların tükendiği anda “Fetullahçı” teröristleri devreye sokup “çıplak darbe”ye yeltenmek, AB ve ABD üzerinden tehditler savurmak, kur oyunlarıyla itibar suikastı yapmak, kredi derecelendirme kuruluşlarından ve “fırıldak” AKP’lilerden medet ummak, IMF sever kifayetsizleri “dip dalga” diye pazarlayıp aba altından sopa göstermek, karşısına birtakım şair eskilerini ve “taciz sanıklarını” çıkarmak gibi...
Başaramadınız.
Başkanlığını engelleyemediniz...
Belediye Başkanı oldu, Başbakan oldu, Cumhurbaşkanı oldu.
Sonunda “Başkan” da oldu.
Bir tek konuda haklı çıktınız: Muhtar olamayacak.
Kabul... Sıkı kampanyaydı.
İç ve dış ayağı olan en sıkı, en sofistike kampanya...
Kampanyanızın metin yazarı ve sponsoru şu an cezaevinde. Hakkında verilecek hükmü bekliyor... “Ey Recep Tayyip Erdoğan, Seni Başkan yaptırmayacağız” demişti.
Özene bezene hazırladığı bu başlığı terör sanığı Selahattin Demirtaş’ın ağzına vermişti.
O da aldığı sufleyi Meclis’te üç tekrarla okumuştu: “Seni Başkan yaptırmayacağız... Seni Başkan yaptırmayacağız... Seni Başkan yaptırmayacağız...”
FETÖ’cüsüyle, liberaliyle, PKK’lısıyla, ulusalcısıyla, Kemalist’iyle, çakma dincisiyle birlikte çıktınız meydanlara.
Birlikte “iyi salladınız...” Ama deviremediniz.
Biraz dinlenin.
Müsaade ederseniz Başkan da biraz dinlensin... Ailesiyle kısa bir tatil yapsın. Memleketin acil çözüm bekleyen sorunları var. Biraz güç toplasın...
Siz de bu tatil fırsatını iyi değerlendirin.
Nasılsa “melanet siyasetine” kaldığınız yerden devam edeceksiniz.
Belki akıllı uslu bir muhalefet yordamı bulursunuz.
Belki “millet”i keşfedersiniz.
Belki Fetullahçı teröristlerden ve küresel çetelerden medet ummaktan vazgeçersiniz.
Umudumuz yok ama belki “milleti kazanacak” politikalar üretirsiniz.
Şimdi gidin yatın!
HAMİŞ
Bugünkü yazıyı kısa tuttum. Nasılsa Başkan ve kabinesiyle ilgili bütün bilgileri “detayıyla” öğrendiniz. Benim yazacaklarım tekrar olacak.
Şu kadarını söyleyeyim:
Fetullahçı liberallerin umut ettiği gibi, “dünyanın beklentilerine cevap veren” bir kabine değil, milletin beklentilerine uygun, “iş yapacak” bir kabine kuruldu.
Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı’nda “devamlılık” gözetildi.
Maliyenin dizginleri “yerli” bir ele teslim edildi.
Bütünüyle genç, dinamik ve teknik becerisi yüksek bir kadro kuruldu...
Memlekete hayırlı olsun!