Aleks Taşçıoğlu’nun uyarısı ya da ısrarıyla Aydınus tarafından verilen penaltı; haftanın en tartışılan pozisyonu oldu... Kimisi kararı doğru buluyor, kimileri de uydurulmuş sayıyor.
Peki, doğrusu ne?
Ben maçı yazımda; “Açık ve net olarak penaltı gibi görünse de, aslında yedirilmiş bir penaltı” diye yazdım.
Olayın akışı şöyle... Denayer ve Sivaslı Auremir, birlikte ceza sahasına sokuluyordu. Auremir, ceza sahası içine girdiğini hissettiği an; sol ayağını Denayer’in ayakları arasına atarak çelme yemiş görüntüsü verdi. Düşerken, G.Saraylı futbolcunun kolu da sırtındaydı. Bu da ayrıca itilmiş olduğu sanısını uyandırıyordu ama, gerçekte normal bir ikili mücadelenin doğal temasıydı.
Yani... Aldatma nedeniyle pozisyon penaltı değildi. Üstelik hareket, (Çok az farkla da olsa) cezaalanı dışında gerçekleştiği için; hiçbir şekilde penaltı olamazdı.
***
Evet, vahim bir hakem hatası ama... Pozisyonun olduğu nokta ve hareketin kendisi o kadar ince detaylarda gizli ki, bunu şırrrak diye tespit etmek o kadar kolay değildi... Mesela ben, evet penaltı değil dedim ama; ceza sahasının dışında olduğunu çok sonra farkettim. Demek ki, ister hakem ol ister olma; herkes için hata oranını yükselten bir durum var ortada...
Bu nedenle, Fırat Aydınus-Aleks Taşçıoğlu ikilisinin kararını; yanlış ama “İcat edilmiş bir penaltı” olarak algılamamak gerekir. Üstelik futbolseverlerin, yöneticilerin, TV yorumcularının ve gazetecilerin bile yarısı ikiye ayrılmış durumda... Demek ki, herkes de bir şaşkınlık problemi var. Bu yüzden, her zamanki klasik hakem infazına kalkmayalım.
Tam da, “Olur böyle vakalar” ya da “Beşer şaşar” durumu...
***
Bir de Japon Nogotama’nın durumu var... Ara transferin son anlarında transfer edilip, iki idmanla maça çıkarılan futbolcudan ne beklenir ki?... Adam daha takım arkadaşlarının (Bir-ikisi hariç) adlarının bile bilmiyordur. Kalkıp nasıl süper oynasın. Kabahat, onu sahaya sürende...
Üstelik de, çok kötü görünmedi... Bana göre ileride daha iyi olacak ve çıtı-pıtı halleriyle taraftarın da ilgi odağı olacak.