Bir kaç gündür Cahit Zarifoğlu'nun Bir değirmendir Bu Dünya kitabının Kemalist baskı ile okullarda okutulmasının yasaklandığı konuşuluyor. Önce olay nasıl cereyan etmiş ona bakmak lazım.
En başından alalım; 26 Mart 2018'de Milli Eğitim Bakanlığı meslek liselerinde okuma alışkanlığını artırmak için bir proje başlatıyor ve bunun için 81 il müdürlüğüne oluşturacakları kurul tarafından belirleyecekleri 5 kitabı meslek liselerine önermeleri için bir yazı gönderiyor. Yani listeler bakanlık tarafından merkezi olarak hazırlanmış değil. Her il kendi listesini yapmış. Çanakkale İl Müdürlüğü de yönetici ve edebiyat öğretmenlerinden oluşan bir kurul belirliyor. Kurulun seçtiği Cemil Meriç'in Bu Ülke'si, İskender Pala'nın Şah ve Sultan'ı Doğan Cüceloğlu'nun İçimizdeki Çocuk'u, İbrahim Naci'nin Allahaısmarladık'ı ve Cahit Zarifoğlu'nun Bir Değirmendir Bu Dünya'sından oluşan liste il çapındaki meslek liselerine gönderiliyor.
Bu arada Çanakkale'de yayın yapan bir gazete, Zarifoğlu'nun kitabı üzerinden tezvirat yapıyor. Bunun üzerine ildeki kurul, kitap listesinden Bir Değirmendir Bu Dünya'yı çıkartıyor ve yerine Kemal Tahir'in Esir Şehrin İnsanları eserini koyuyor. Okulların açıldığı sıralarda Çanakkale CHP Milletvekili Özgür Ceylan konuyla ilgili soru önergesi veriyor. Ekim ayında da Valilik, Çanakkale İl Milli Eğitim Müdürü ve şube müdürü hakkında ön inceleme başlatıyor. Akabinde soruşturmaya konu bir durum olmadığı tespit ediliyor.
***
Sorunsuz bir süreç olduğunu iddia edemeyiz, ama şu belli ki kitap listesinin oluşturulmasından CHP'li vekilin soru önergesine kadar geçen zaman zarfında konu Bakanlığa ulaşmış değil. Bakan Ziya Selçuk'un açıklaması zaten durumu özetliyor.
Yine de bu örnek olayda bakmamız gereken bir kaç yön var.
Bir kere olayın Odatv, Birgün gibi mecralardaki veriliş biçimine zaten kamuoyu şerbetli. Bu tür habere İslamofobik reflekslerle abanıyorlar.
Fakat muhafazakar kesimde de, yarattığı kaygının kullanışlılığından kaynaklı, algı operasyonuna malzeme edilebiliyorlar. "Kemalistler istiyor, Bakan yapıyor" ya da "AK Parti-MHP ittifakının meyvesi bu işte" gibi değerlendirmelere konu edilmesi bundan. Bu tavrın hakkaniyetli bir yaklaşımdan yahut bir fikri müdafaadan ziyade siyasi yıpratma maksatlı olduğunu görmek gerek. Benzeri bir durum, Öğrenci Andı ile ilgili de yaşanmıştı. Bizzat Cumhurbaşkanı'nın "Bize İstiklal Marşı yeter" açıklamasına rağmen söz konusu tezvirat, el altından devam ettirildi.
***
Konuya bir de şöyle bakalım; acaba bu kitapları listeleyen kurul üyelerinin tamamı önerdikleri kitapları öncesinde okuyor mu? Yoksa kafalarındaki "İyidir iyi" şablonlarıyla mı liste yapıyorlar. Bir kitap edebi olarak çok iyi olabilir ama lise öğrencileri için önerilmeye müsait olmayabilir. Buna sansür ya da yasaklamak diyemeyiz. Bir yazarın bir kitabı çok ideolojik olduğu, ağır argo ya da müstehcenlik içerdiği için önerilemezken başka bir kitabı pekala listeye alınabilir. Yazarlara toptancı yaklaşmamak, kült sayılan eserlerin bile okuma alışkanlığı kazandırmak maksatlı bir listeye giremeyebileceğini kabul etmek gerek. Bu durum, içinde siyasi parti propaganda ya da anti-propagandası olan kitaplar için de geçerli.
MEB'e bağlı benim bildiğim üç okula büyük şairimiz Cahit Zarifoğlu'nun ismi verilmiş. Bir tanesi benim yaşadığım mahallede. Yani Zarifoğlu için bir yasaklama söz konusu bile olamaz.
Zarifoğu'nun Bir Değirmendir Bu Dünya adlı deneme kitabı benim için ayrıca önemli; çünkü daha lise ikideyken bir dergiye kitap hakkında tanıtım yazısı yazmıştım. Şahsi kitaplığıma ilk giren eserlerdendi.
Bir Değirmendir Bu Dünya okuma listelerine girmeden de okuyucusunu bulacak bir kitap...