Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Kayseri’de partililere hitaben; ‘bilgiye dayalı sözlerle kampanya yürütün’ dediğini hatırlıyorsunuz değil mi?.. Dün Ahmet Kekeç, Kılıçdaroğlu’nun, ‘bilgi’ konusunda kırdığı potları tek tek hatırlatmış.. Köy Enstitüleri’nin Atatürk tarafından kurulduğunu zannetmesi, Zeytin yasasının 1939’da (!) (ölümünden sonra yani) Atatürk tarafından çıkarıldığına inanması, Osmanlı’nın tüfek dahi imal edemediğini düşünmesi, Osmanlı devletinde resmî dilin Farsça olduğunu sanması.. gibi.. Bunlara bir katkı da ben yapayım. Ya hu Kılıçdaroğlu, 16 Nisan referandumu öncesi, ‘hayır’ kampanyasının fiili yürütücüsü olarak halkın önüne çıkıp, “…şimdi Başbakan başka partiden Cumhurbaşkanı başka partiden olursa kaos olmayacak mı?..” dedi. Daha itiraz ettiği metinden bile haberdar olmadığını gördük. Ne bilgisi!..
Metin Feyzioğlu’nu ilan edecekler anlaşılan
Geç kaldıkları ortada. Ancak elbette CHP’nin ilan edeceği aday seçim yarışının ete kemiğe bürünmesi bakımından anlamlı. Bir süredir asli işini bırakmış tamamen bir siyasi yarış yürüten Metin Feyzioğlu ise görünen o ki CHP’nin düşündüğü isimler arasında ilk sıralarda. Zaten 16 Nisan Referandumu döneminde yurdu baştanbaşa dolaşarak adı konmamış bir kampanyayı başlatmıştı. Sonrasında ise hiç bırakmadı. Hem kendi hevesi, hem CHP’nin aday darboğazı, şartları Feyzioğlu lehine olgunlaştırıyor gibi görünüyor. Ancak bu, Kılıçdaroğlu için tehlike. Misal İlhan Kesici aday olup, Kılıçdaroğlu CHP’sinden fazla oy alsa sorun olmaz da.. Feyzioğlu, CHP’nin son aldığı oyu geçerse, gider o genel başkanlık koltuğuna oturur.. Benden duymamış olun..
Tosun Paşa’nın yeniden çekilmesi fikrini destekliyorum
Cem Yılmaz’ın da Şahan Gökbakar’ın da, Ertem Eğilmez’in efsane filmi ‘Tosun Paşa’yı yeniden çekmek istediği, bunun için Arzu Film’e başvurdukları fakat ‘ret’ cevabı aldıkları ortaya çıktı.. Eğilmez Ailesi’ni anlıyorum. Filmin 40 yıldır devam eden şöhretini bölüşmek istemiyorlar.. Ancak bu yeniden çekimin, ilk filme nasıl katkı yaptığını bilselerdi eminim çok da uzatmadan bu iki yetenekli adamdan birinin teklifine ‘evet’ derlerdi.. Üstelik bu çok kötü bir şey değil.. Ben-Hur’un 5 kez çekildiğini biliyor musunuz?.. Evet ve 1959 yapımı Ben Hur, bir Oscar rekorunu kırdığı halde.. Peki ya, sinemanın kült yapımları arasında altın yerini koruyan ‘Scarface’in bir ReMake olduğunu söylesem size?.. Tony Montana efsanesi bir yeniden çekimdi yani.. Daha ilginci var. “Çok Şey Bilen Adam” (The Man Who Knew Too Much)… Alfred Hitchcock aynı filmi iki kere çekti.. Hem 1934’te hem de 1956’da.. Mesela gerçekte “Kusursuz Cinayet” de Hitchcock’undur.. Biz, Andrew Davis'in yönettiği ve Michael Douglas, Gwyneth Paltrow’un oynadığı 1998 versiyonunu biliyoruz. Fakat Hitchcock onu ilk olarak 1954’te çekmişti.. Neyse daha bin tane örneği var. Bence ‘Tosun Paşa’nın da bir yeniden çekimi, bugünün mizah anlayışı da içine katılarak, bugünkü teknolojik imkanlardan da yararlanarak çok çok keyifli olabilir. Şahan Gökbakar da Cem Yılmaz da hakkıyla yapabilir bu işi.. Hatta ikisi birlikte yaparsa tadından yenmez..
Kaç takipçin senin için ne yapar?
Hayranı olduğum ve olmaya devam edeceğim Hülya Avşar’ın, ‘Selfi’ filminden ilk sahneler paylaşıldığında ‘eyvah’ dedim. Bir mit yıkılıyor. Bıraksaydı da keşke öyle aşık olduğumuz gibi ‘mavi mavi’ kalsaydı.. Finali böyle yapmasaydı keşke. Bin 300 kişi gitmiş filmine. Kaç kişi gidecekti ya?.. Diyorlar ki; “.. ama instagram’da 2 milyon 300 bin takipçisi var..” Ya hu bu rakamlara güvenip, bırak film çekmeyi, tuvalete bile gidilmez. Adam ‘şu kadar takipçim var, yüzde 10’u imza verse Cumhurbaşkanı adayı olurum’ diyordu. Bak yemedi, çekti adaylığını.. Olmaz. Geçmiş olsun..