ABD, İran’a yönelik ikinci parti yaptırımlarda, Çin, Hindistan, Güney Kore, İtalya, Tayvan, Japonya ve Yunanistan ile birlikte Türkiye’yi de muafiyet kapsamına aldı.
Yaptırımlar, İran’ın nükleer programına destek mahiyetindeki ticaret ve petrol başta olmak üzere gelir kaynaklarının dışında, bankacılık, deniz ve hava yollarını da kapsıyor.
200'den fazla kişi ve gemi ile 50 İran bankası, 700'den fazla İranlı, İran Hava Yolları ve 65'ten fazla uçak yaptırım listesinde.
İran'a gıda ve ilaç gibi insani amaçlı ticaret ise yaptırım dışı.
İkinci parti yaptırımların muafiyet süresi 180 gün, yani 6 ay. Bu süre içinde ABD ve İran yeni bir anlaşma sürecine girmezse muafiyet de yeniden değerlendirilecek.
***
Türkiye İran’dan en çok doğalgaz ve petrol satın alıyor.
Doğalgaz yaptırım dışında tutuldu. Petrolde ise Türkiye’ye muafiyet tanındı.
Türkiye’de İran petrolünün en büyük alıcısı Tüpraş rafinerisi. Tüpraş’ın yaptırımlardan önce ABD ile yaptığı görüşmelerde İran’dan aldığı petrolü kademeli olarak azaltma karşılığında muafiyet alacağı konuşuluyordu. Gelen bilgilere göre, bu süreçte İran’dan petrol alımı yüzde 15-20 azaltıldı.
Dün yaptırım kararlarının ve Türkiye’ye yönelik muafiyetin açıklanmasının ardından piyasalar olumlu seyrini hızlandırdı, döviz kurları düştü.
Hem Ankara’daki siyasi kaynaklar hem de piyasa kaynakları, yeni yaptırımların Türkiye’yi olumsuz etkilemeyeceği kanaatinde. Bu kanaate, İran’ın deniz ve hava taşımacılığının da yaptırım kapsamına alınmasının Türkiye ekonomisine olumlu yansıyacağı yorumunu da ekliyorlar.
***
Olumlu süreç, Yeni Ekonomi Programı, Merkez Bankası’nın 6,5 puan arttırması ve ekonomiye yönelik açıklanan kararlarla birlikte başlamış, dövizdeki yükseliş durmuş, gerileme başlamıştı.
Seçime hazırlanan siyaset ve piyasaların gözü uzun süre ABD ve AB ile ilişkilere çevrilmişti. Bu süreçte ABD ile pastör Brunson krizinin ortadan kalkması, Münbiç’te ortak devriyenin başlaması gibi etkenler havayı olumluya döndürdü.
Almanya ziyareti ile başlayan AB ile yeni dönem sinyali, İstanbul’da yapılan Türkiye-Fransa-Almanya-Rusya zirvesiyle güçlendi. Bu da ekonominin ‘siyaset’ payındaki köpüğün alınmasında etkili oldu.
Bu süreçlerin ardından ‘belirsiz’ kalan tek ‘endişeli beklenti’ konusu İran’a yaptırımlardı. Dün, orada da Türkiye’ye muafiyet tanındığı açıklandı ve beklentilerdeki ‘endişe’ kısmı ortadan kalkmış oldu.
***
Bu, Türkiye’nin İran’a yönelik ABD yaptırımlarına ‘olumlu baktığı’ anlamına mı geliyor?
Hayır.
Türkiye, İran’ın silahlı milisler ve askeri gücüyle ya da maddi desteğiyle Irak, Lübnan, Suriye gibi bölgelerde yayılmacı politikalarından hep rahatsızdı, halen de rahatsız.
Ancak Türkiye, İran’ın bu tür yol ve yöntemlerden vazgeçirilmesinin yolunun bugünkü ABD yönetiminin yolu olmadığını da sürekli vurguladı.
Ankara, ABD’nin tek taraflı çekildiği İran’la nükleer anlaşmanın tam olarak uygulanması ve İran’a yönelik ambargo dışı yöntemler kullanılması konusunda BM ve AB ile uyumlu hareket ediyor.
Ancak, bu ilkesel tutumla birlikte, sahadaki ‘gerçekliği’ de göz ardı etmiyor.
***
Analistlerin ekonomiye dair birkaç notunu daha paylaşayım:
Yabancı yatırımcılar ‘daha da düşecek’ beklentisiyle döviz bozdurup TL’ye yöneliyor.
Türk bankaları sendikasyon kredilerini rahatlıkla döndürüyor; en son 5 büyük banka yeni krediler aldı.
Türkiye’den para çıkışı durdu.
Faizler düşme eğilimine girdi.
Bu süreçte dolar 5-5,20 bandına kadar gerileyebilir.
Bunun altı da mümkün. Ancak bunun için şirket borçları, konkordatolar, likidite ve kamuda tasarruf konularında somut adımların ortaya çıkması etkili olacak.