Sözcü gazetesi başyazarı Rahmi Turan “Saraya yakın haber kaynağı”na dayanarak bir iddia attı ortaya: Cumhurbaşkanı Erdoğan 9 Kasım’da kendisini ziyarete gelen bir CHP’liye “CHP’nin başında siz olmalısınız. Aday olursanız sizi desteklerim!” mealinde konuşmuş!
Turan nedense o CHP’li ismi yazmamış. “Haber kaynağı” da belli değil. CHP canibinden başladılar edepsiz bir dille Cumhurbaşkanımıza saldırmaya. “CHP’yi dizayn etmek istiyor. Hiç kimsenin buna gücü yetmez!” laflarına eşlik eden kof kabadayı saldırganlığı. Her vesileyi ismini gündemde tutmak için kullanan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı delilsiz-ispatsız bu iddianın arkasına sığınıp sahne almaya başladı. “Eğer bu iddia doğruysa...” diye başlayan cümlelerle Cumhurbaşkanımıza siyasi ahlakla bağdaşmayan suçlamaları boca etmeye başladı. Bir başka CHP yöneticisi benim de konuk olduğum Ahmet Hakan Coşkun’un CNN Türk’teki “Tarafsız Bölge” programına telefonla katılıp “CHP’ye operasyon çekilmek isteniyor!” dedi. Oysa o konuşmadan önce ben programda çok kesin bir dille Cumhurbaşkanımızın Külliye’de veya başka bir yerde bir CHP’li ile iddia edilen çerçevede konuşmadığını, bu iddianın külliyen gerçek dışı olduğunu söylediğim halde o CHP yöneticisi hayali/uydurma iddia üzerinden Cumhurbaşkanımızı “CHP’ye operasyon” yapmakla suçladı.
Oysa bu hayal ürünü iddianın amacı belliydi: Bay Kemal karşısına aday olarak çıkacak adayın boynuna “Erdoğan projesi” yaftasını asmak istiyordu. Kendi liderliğini tahkim etmek için böylesi bir algı oluşturmak istiyordu. Konuşmamda buna değindim: “Bu iddia Kılıçdaroğlu’nun kongre sürecindeki elini güçlendirdiğine göre bu imalatın asıl adresi bellidir. Cumhurbaşkanımızı adres gösterenler kendilerini gizlemek istiyorlar.”
CHP’ye şayet iddia edildiği gibi bir siyasi operasyon çekilmek isteniyorsa o zaman bu operasyonu Turan’ın şahsında CHP destekçisi Sözcü yapıyor demektir. Stüdyodaki konuşmacılardan bazıları Turan’ın bir sonraki yazısında o ismi açıklayacağını söyledi. Ertesi gün çıkan yazısında Turan o ismi ve kaynağını asla açıklamayacağını açıkladı. Bunun neresinin gazetecilik olduğunu tartışmadan belirteyim: Bu bir gazeteci üzerinden tedavüle sokulmuş kirli bir siyasi operasyondur. Hedefi de Kılıçdaroğlu’na karşı çıkacak adayı peşinen tasfiye etmektir. İlginçtir, Bay Kemal katıldığı bir televizyon kanalında konuyla ilgili olarak “Doğrudur. O ismi açıklamak istemem” dedi. Yani Cumhurbaşkanı ile bir CHP’li ismin görüştüğünü bildiğini, ama isim açıklamayacağını buyurdu!
Bu Bay Kemal çok ilginç bir kişilik. Her şeyi biliyor ama açıklamıyor. Hatırlayalım, 15 Temmuz’dan sonra darbe başarılı olmuş olsaydı kimlerin Cumhurbaşkanı ve Başbakan olacağını belirten bir belgeyi gördüğünü söylemişti. O isimleri açıkla denildiğinde de “Açıklamam” cevabı ve derin bir suskunluk. AK Parti içinde, bakanların da bulunduğu yüz küsur milletvekilinde Bylock bulunduğuna dair bir listenin elinde olduğunu söyledi. “Açıkla” dendiğinde anında çark etme! Bir yanda AK Parti içinde FETÖ’nün siyasi ayaklarının bulunduğu iddiası, buna eşlik eden “AK Parti FETÖ’nün siyasi ayağına dokunmuyor!” suçlaması, öbür yanda o siyasi ayağı oluşturan isimleri bildiği halde açıklamaktan kaçınması sizce neyin nesidir?
Bay Kemal siz o FETÖ’cü AK Partili vekillerin isimlerini açıklayın, şayet AK Parti liderliği bu belgeye rağmen gereğini yapmazsa söz seninle bir olup gereğini yapmazsak namerdiz! Bir kez olsun ortaya attığın iddiaları delillendir de güvenilir olduğuna inanalım. Bak buradan çağrı yapıyorum.
Bir: 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı isimlerini bir belgede okuduğunu söylediğin Cumhurbaşkanı ve Başbakan kimdi?
İki: O FETÖ’nün siyasi ayağını oluşturan sendeki AK Partili vekillerin listesini çık açıkla!
Üç: Külliye’de Cumhurbaşkanı ile görüşmeye gittiğine inandığın ismi açıkla!
Bay Kemal iddiayı ortaya atan sensin! Açıklayacak olan da sensin! Külliye’den beklediğin açıklama geldi. İletişim Daire Başkanı Prof. Altun iddia edilen şeyin tamamen “gerçek dışı, hayal ürünü” olduğunu açıkladı.
Açıklamazsan fail sensin!