Türkiye’nin DEAŞ ile olan ilişkisini kanıtlamak üzere Türkiye’nin DEAŞ’a silah temin ettiği yalanı ortaya atıldı, tutmadı. ABD, bu tür iddialar için resmen özür diledi. Yalanlama gafletinde bulunanlara bakmayın, yakında belgesi de çıkar ortaya. Petrol satışı iddiaları atıldı. Onu da tutturamadılar. Şimdi yeni bir iddia atılıyor. Yine sinsice ve alçakça. Londra merkezli Conflict Armament Research (CAR) bir rapor yayınlıyor, Reuters haberleştiriyor. Sırayla yabancı gazeteler Batı kamuoyunun gündemine taşıyor. Peki Hürriyet boş durur mu? Pası alıyor ve gol attığını sanıyor. Yeni bir Can Dündar-Cumhuriyet vakasıyla karşı karşıyayız. Bu kez rol Hürriyet’in Washington muhabirine verilmiş. İddiaya bakalım.
TAM SAHA SİNSİ OYUN
DEAŞ, Irak’ın Musul kentinde bir silah üretim sürecine girmiş. Öyle böyle değil, milli silah sanayi düzeyinde. Ve sıkı durun. Silahların hammaddesi için örgüt Türkiye’de bir şebeke kurmuş.
Son yıllarda en çok teröre maruz kalan ülke olan Türkiye, bu tür bombaları üreten bir şer odağına yardım ediyor rapora göre. Resmi kurumlara şimdilik bir suçlama yok ama zemin hazırlanıyor bu tür suçlamalara. Ve bu da tam da Türkiye, sadece kendi sınırları içinde değil, Suriye ve Irak cephesinde DEAŞ’a karşı tam saha savaş verirken gündeme getiriliyor.
TEK TARAFLI RAPOR
Öncelikle raporu hazırlayan CAR adlı kuruluşu Avrupa Birliği’nin finanse ettiğine dikkat çekelim. Bazı projelerine de Alman Dışişleri Bakanlığı sponsor olmuş.
Raporu hazırlamak üzere Irak’a gittiklerinde Kongra-gel/PKK unsurları ve Irak hükümet yetkilileri eşlik etmişler. Türkiye’de ise çok rahat araştırma yapma imkanları olmuş.
Gelelim iddialara.. Hammadde temininde Türkiye’de oluşan şebeke en büyük iddia. Türk iç pazarından satın alındığı söylenen maddelerin aynı zamanda tarım, gıda ve makine sanayi gibi sektörlerde de kullanılmasından hareketle, zaten iç pazarda temin edilmesinde bir engel yok, Türkiye Haziran 2016’da bu tür madde satışlarında kısıtlama uygulanma kararı almış. Bunlar da raporda yok. Çünkü açık ki, dert üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Ayrıca başka pazarlardan da bu maddelerin temini için faydalanılmış.
AMAÇ BAĞCIYI DÖVMEK
Bu raporun, Hürriyet Gazetesi’nin Washington temsilcisi Tolga Tanış tarafından Türk kamuoyu gündemine Can Dündarvari bir operasyonla bırakılması da ilginç elbette.
Tanış, önceki gün yayınlanan köşesine CIA’nın Türkiye’den özür dilediği iddialarını “sinik” bir şekilde yalanlayarak söze giriyor. Bu özrün belgesi çıktığında, elbette Tanış utanma gereği duymayacak. En az dört, beş iş günü olduğunu gösteren bir mesai harcamış ve raporda adı geçen tedarikçileri aramış. Herkes de Tanış’ı MİT yetkililerine yönlendirmiş. Ama ne hikmetse, Tolga Tanış, MİT’i arama gereği duymamış. Çünkü halen, maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Yazıda ayrıntılarıyla yer alan telefon trafiği de gösteriyor ki, Tolga Tanış rapor hazırlanmadan metinden haberdar oluyor. Olanca iyi niyetimizle Tanış’ın algı operasyonu olduğu aşina olan bu raporun hazırlanış sürecinin ya da bu algı çalışmasının bir parçası olmadığına inanmak istiyoruz.
Türkiye bu algı operasyonu, kara çalma ve suçlamanın arkasını bırakmayacak. Herkes oyunların farkında.