Tesettür sıradan bir örtünme değildir. Ameller niyetlere göre olduğuna göre dini bir vecibeyi yerine getirmek için yapılırsa tesettür olur.
TESETTÜRÜ yetişkin hanımların dini bir emir olarakelleri ve yüzleri dışında bütün bedenlerini karşı cinsi tahrik etmeyecek şekilde örtmesidir şeklinde özetleyebiliriz..
Sınırlarını Kuran-ı Kerim çizmiş uygulaması da Hz. Peygamber (as) sünnetiyle sabit olmuştur.
***
Tesettürün gereklerini yerine getirenleri tenzih ederekbelirteyim ki ortalıkta dolaşan birçok başörtülü hanımın başörtüsü tesettür olmaktan çıkmış görünüyor.
Bilgi eksikliğinden mi yoksa özentiden mi bilmem ama başörtülüleri de töhmet altında bırakan bir giyim tarzı arz-ı endam ediyor maalesef.
Boynu boğazı görünen, şeffaf veya son derece dar elbiselerle tesettüre girdiğini zanneden yığınla hanım var.
Hz. Peygamber bu şekilde giyinenleri ‘kasiyat ariyat’ yani giyinik çıplaklar diye tarif etmiştir.
***
Sahih-i Müslim’derivayet edilen bir hadisi şerifte Efendimiz (as) cehennem ehli iki kesimden bahseder ikincisi hakkında, “Bir de giyinik olduğu halde çıplak, meyleden erkekleri kendilerine meylettiren, başları Horasan develerinin hörgücüne benzer kadınlardır! Bunlar cennete giremezler, onun kokusunu dahi duyamazlar!” buyuruyor.
Yani sadece kafaya bir başörtüsü takılarak tesettüre girilmiş olmuyor.
***
Öte yandan kimi başörtülülerin davranış ve yaşam biçimi de maalesef başörtülüye yakışmayan bir savrulmuşluk tezahürü olarak sırıtıyor!
Geçenlerde dindarlara karşı kindar yayınlar yapan bir TV kanalında üç başörtülü kızın dünyanın en çılgın eğlence mekânlarının bulunduğu bir tatil beldesine gittiklerini hayretler içinde anlatıyor ve yorumcu, ‘Aslında onlar bizim hayatımıza özeniyorlar!’ diyor.
Belki özeniyorlar belki de özenmiyorlardır ama müminlerin zan altında kalacağı yerlerden uzak durması da bir Peygamber (sa)emridir.
***
Dindarlığın tek ölçüsü başörtüsü de değil. Başını örten mümine hanım ilahi emirlerden önemli birini yerine getirmiş olur.
Ama başını örtüyor da geçimsiz ise, komşuları ondan hoşnut değilse, insanlarla ilişkisinde güvenilmez ise başını örtse de erdemli bir mümin olamaz.
Çünkü kişinin dindarlığının kalitesi insani ilişkileriyle ölçülür.
Onun için Efendimiz (as) “Din muameledir” buyurmuştur.
“Allah işini kaliteli yapan kulunu sever.” buyurmuştur.
***
Sakallı erkekler için de aynı kural geçerlidir.
Ben bir mümini sakalı, başörtüsü veya ibadetiyle değerlendirmem. Onlar Rabbiyle kendi arasındaki şahsi ilişkisidir.
Ben mümini kişiliğiyle, ahlakıyla, işiyle ve ilişkileriyle değerlendiririm.
Beş vakit namaz kılıyor da mesela çevreyi rahatsız ediyorsa bana göre o namaz da kılamıyor demektir!
Güvenilmez sahtekarbir insanın ne sakalı ne namazı ne de başörtüsü benim nezdimde hiçbir şey ifade etmiyor!
Not:
Bu yazıyı aylar önce yazıp zamanı değil diye arşive atmıştım!