Suriye’de savaş beşinci yılını tamamladı. “Halep düşse bile savaş sona ermiş sayılmayacak” demişti bir ABD’li. Bu yüzden olacak Halep düşerken ABD senatosu, üzerinden savaş uçakları geçmeyen PYD’ye Stinger verilmesini onayladı.
Halep düştü, geriye duçar olduğumuz derin bir utanç kaldı.
Bir annenin çocuğuna şahadet getirten sesi kaldı, korkulu bakışlar kaldı, yetim çocuklar, bombalanmış okullar, yıkılmış hastaneler, harabeye dönmüş bir şehirler kaldı.
Halep düştü, 600 bin insanın katili bir diktatör kaldı yerinde.
Ona isyan etmek için sokaklara dökülenleri, duvarlara “Rejim er geç yıkılacak” yazısı yazanları katlede ede, kendine katliam ortakları bula bula Esed yaşamaya devam etti de Halep’ten geriye tüm dünyanı utanca boğan bir insanlık dramı kaldı.
Halep’in düşüşünü izledik hep beraber, insani dramı en uç noktaya çıkartarak teslim aldılar Halep’i. ABD ve Rus ortak yapımı bir planla kaçış koridorlarında kurşunlayarak insanları, teslim aldılar Halep’i.
Halep, düştü geriye bu vicdansız dünya kaldı. Sessiz yığınların çığlıklarına kulaklarını tıkamış dünya kaldı.
Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan Esed köpeklerinin sevinç naraları arasında düştü Halep. Suriye’deki muhalefeti “cihatçı tekfirci teröristler” olarak niteleyen, PKK-PYD’yi ise Suriye’deki tek meşru muhalefet sayan Esed köpeklerinin paylaşımlarından öğrendik Helep’in düştüğünü.
Bir baba ölmüş çocuğuna “Korkma Allah intikamımızı alacak” derken düştü Halep. İnsanlık yere düştü, başımız önümüze düştü, Halep düşerken.
2011’de Dera’da 11-13 yaşlarındaki çocukların duvarlara yazdıkları yazılarla başlamıştı Suriye halkının özgürlük talebi. Rusya ve İran dışında tüm ülkeler “Suriye muhalefetinin dostu” olarak kongreler düzenledi. Esed’i devrilecek ve Suriye’de demokratik bir düzen kurulacaktı. Türkiye’de, Avrupa başkentlerinde “Suriye’nin dostları” Esed’in gidişi için gün sayıyordu. Nerede şimdi o dostlar? Meğer Esed’in gidişi değil, Suriye’nin Iraklaşması için gün sayıyorlarmış.
Suriye’nin dostları denilen ülkelerden bir tek Türkiye kaldı, o da çaresiz!
Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan Esed köpeklerinin Türkiye’yi mezhepçi bir gerilime, kutuplaşma iklimine sokan tüm hainliklerine rağmen bir tek Türkiye kaldı, nefesi yettiğince Suriyelilere arka çıkmaya çalışan.
PKK terörüyle sıkıştırılmasına, DEAŞ’a yardım etmekle suçlanmasına rağmen mücadeleden vazgeçmedi Türkiye. Ama Halep düştü işte!
Obama giderayak Suriye’deki durumu ABD’nin bir başarısı olarak anlattı üstelik. Halep’in düşüşü Rusya’dan önce ABD’nin başarısıdır çünkü.
Ulusal güvenlik konuşmasında Obama, “Taktik değiştirdik ve Irak ve Afganistan’dan farklı olarak büyük askeri güçlerle sahada olmak yerine yerel güleri kullanarak Irak’ta bir ayda harcadığımızı Suriye’de iki yılda harcadık” dedi.
Irak’ı mezhepçi bir girdaba sokmak ve bir milyon kişiyi katletmek Bush’un başarısıydı, Suriye’yi parçalamak da bir milyona yakın kişinin katledilmesini sağlamak Obama’nın başarısı oldu.
Halep düştü!
Bombalardan kaçan çocukları ve kadınları bile vurarak düşürdüler Halep’i. Halep düşerken dünya seyretti.
ABD’nin başlattığı savaşı Rusya’ya bitiriyor. ABD muhaliflere vermediği silahları PYD’ye veriyor, PYD’ye ordu kuruyor. Dünya seyrediyor, biz seyrediyoruz.
Halep düştü, “Yurtta sulh cihanda sulh” lafını durmadan çiğneyen dinozorların keyifli sırıtışları arasında, Suriye muhalefetini Esed işbirlikçisi ve Türkiye düşmanı PKK-PYD’ye indirgeyen, gerçek muhalifleri ise “cihatçı-tekfirciler” diye niteleyen Türkiye Cumhuriyeti kimlikli Esed yandaşlarının sevinç naraları arasında...
Allah en büyük intikam alıcıdır!