Ligimizin ilk yarısının lideri Medipol Başakşehir’i ortaya koyduğu futboldan dolayı kutlamak istiyorum. Bu kadar az seyirci potansiyeline sahipken, böylesine başarıları üst üste koymak her takımın harcı değil. Futbol kamuoyunun beğenisini kazanmanın yanı sıra başta Teknik Direktör Abdullah Avcı’yı sonra da Emre Belözoğlu ile Adebayor’u alkışlamak istiyorum. Böylesine inançlı ve istekli bir takım elbette başarılara koşmaya devam edecektir. Onun içindir ki, ligimizin ilk yarısında zirvedeki tahta oturmuş oldu.
Galatasaray’a bakacak olursak, İgor Tudor’la muhteşem bir lig başlangıcı yaparak en yakın rakipleriyle puan farkını açmış olmalarına rağmen Hırvat hocanın takımını zaman zaman yanlış yönlerdirmesinden dolayı son haftalarda inanılmaz puanlar kaybetti. Dolayısıyla Tudor görevini Fatih Terim’e devretmek zorunda kaldı. Fatih Hoca’nın backgroundu ve misyonu mükemmel olduğu için umarım Galatasaray’ı başarılı bir yerlere taşıyacaktır. Gomis’in gol yollarındaki becerisi, Galatasaray takımını taşıyor olması elbette futbol ve Sarı-Kırmızılılar adına taraftarının beğenisini ve sevgisini kazanmıştır. Kalecisi Muslera bu sezon zaman zaman hatalı goller yemesine rağmen hala vazgeçilmez gözüküyor.
Fenerbahçe ise Teknik Direktör Aykut Kocaman’ın göreve gelmesiyle ümitli başlamış olduğu ligde başlangıçta öyle inanılmaz puanlar kaybetti ki, camiasının karalar bağlamasına neden oldu. Kocaman “Şampiyon olacağız” iddiasıyla verdiği demeçlerle her ne kadar motivasyon yüklemiş olursa olsun aradaki puanları asgariye de indirse de, ortaya konulan futbol ne yazık ki beklenilen düzeyde değildi.
Beşiktaş’a gelirsek, Avrupa’da gururumuz olacak başarılar elde etti. Grubundan namağlup çıkarak olağanüstü güzel anlar yaşattı. Ama ne yazık ki, kendi ligimizde aynı Beşiktaş’ın başarılarını izleyemez olduk. Golcü Cenk’in Everton’a transfer olması durumunda Beşiktaş’ın gollerle nasıl buluşacağını merak içinde bekliyoruz. Kartal, eğer Devler Ligi’ndeki performansını sergileyebilirse, ligimizin zirvesinde yer alacağı inancını taşıyorum.