Niyetim partizanca bir bakış açısıyla eleştiri getirmek değil; anlamaya çalışmak. Anlamaya çalıştığım husus şu: CHP’nin başını çektiği bir muhalefet bloğu var. Yanlış anlamadıysam ittifak ettikleri tek konu, seçimi kazanırlarsa ülkeyi tekrar parlamenter sisteme geri döndürmek. Peki bu nasıl gerçekleşecek?
Muhalefet bloğuna mensup partilerin kendi Cumhurbaşkanı adayları var. İlginçtir, kendi aralarında bir isim üzerinde ittifaka varamayan bir blok bu. Ortak bir aday konusunda ittifak edemeyen partilerin ülkenin çok önemli meselelerin çözümü konusunda nasıl ittifak edebilecekleri elbette merak konusudur.
Sözgelimi, CHP’nin “Kürt sorununun çözümü” bahsinde önerdiklerine ittifakın diğer partisi İP katılır mı mesela?
Neyse, bu bahsi diğerdir. Parlamenter sistem meselesine gelelim.
CHP’nin adayı İnce, seçilmesi halinde iki yıl mevcut anayasaya göre ülkeyi yöneteceğini söylüyor. Yani “tek adam rejimi” diyerek gayrı meşru ilan ettikleri anayasaya göre... Diğer partilerin adayları hemen parlamenter sisteme dönmek istediklerini söylüyorlar. Ama bunu nasıl mümkün kılacaklarını söylemiyorlar.
Sahi nasıl yapacaklar bunu? Bu ittifakta baş kim, buyruk kimin belli mi? Yoksa ittifakın partileri sayısal çokluğa bakmaksızın birbirlerinin eşiti olarak mı görüyorlar kendilerini?
Şimdi ihtimaller üzerinden soralım: Diyelim ki İnce seçildi. Meclis’te de muhalefet cephesi 301 sayısının az biraz üstüne çıktı. Peki bu durumda İnce ne yapacak? Söz verdiği üzere ülkeyi iki yıl gayrı meşru addettikleri “tek adam rejimi”ne göre yönetti diyelim. Ya sonrası?
Meclis’te eski sisteme dönüşü mümkün kılacak, yani anayasa değişikliğini gerçekleştirecek oy çoğunluğuna sahip olamadıkları için ne yapacak? Geriye kalan üç yıla bakmaksızın ülkeyi yeni bir seçime mi götürecek? Yoksa ne yapalım anayasayı değiştirecek sayıya sahip değiliz o halde ülkeyi yönetmeye devam edelim mi diyecek?
Birincisi siyasal istikrarsızlığı tetikler, ikincisi de ciddi bir biçimde inandırıcılık ve ilkesizlik sorununu önümüze koyar.
Varsayalım ki İnce veya bir başkası seçildi lakin Meclis’te “cumhur ittifakı” sayısal çoğunluğa sahip oldu. Bu durumda seçilen Cumhurbaşkanı ülkeyi nasıl idare edecek?
İnce’yi bırakalım. Diyelim ki Akşener ve Karamollaoğlu seçildi. Onlar bu durumda ne yapacak? Hiç değilse İnce iki yıl mevcut anayasaya göre yönetirim diyor. Peki onlar ne diyecek?
Yani Meclis’te anayasal değişikliği sağlayacak oy çokluğuna sahip olmadıkları için yemin edip göreve başlamayacaklar mı? Veya göreve başladıklarında kendilerine tanınan anayasal yetkilerini kullanmayacaklar mı?
Ve/ya da ilkeli davranmak adına yemin edip göreve başladıktan sonra anayasanın kendilerine verdiği yetkiyi kullanarak ülkeyi yeni bir seçime mi götürecekler?
Tam tersi de olabilir. Yani şöyle düşünebilirler: “Madem milletimiz Meclis’te bize bu çoğunluğu vermedi, ne yapalım, bize emanet edilen görevimizi yerine getirmeye devam edelim.”
Bunun cicili demokrasi teorisini inşa etmek hiç de zor olmaz. Muhtemelen şöyle diyeceklerdir: “Millet iradesi böyle tecelli etti. Millet ne diyorsa başımızın üstünde yeri var. Milletin emanetine sahip çıkacağız!”
***
Onlar adına cevap vermek bize düşmez elbette. O yüzden kendileri bu tür soruların cevaplarını kamuoyu karşısında net bir biçimde verirlerse biz de anlamış oluruz.
Evet, bu hayati soruların cevaplarını bekliyoruz. Her kafadan bir ses çıkmadan cevap verin lütfen.
Madem ülkeyi parlamenter sisteme döndürmek için ittifak ettiniz, o halde ittifak halinde, yani tek bir ağızdan bu soruların cevaplarını vermeniz lazım.