Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM açılış oturumunda kurduğu bir cümle, Türkiye’nin post-referandum sürecine nasıl baktığını, riskleri ve imkânları nasıl değerlendirdiğini gösteriyor.
Şöyle dediCumhurbaşkanı: “Irak Kürt Bölgesel Yönetimi yanlıştan döndükten sonra Türkiye yanında olacaktır.”
Ankara’nın, Barzani yönetimini yeniden eski pozisyonuna çekmeye çalıştığınadair duyum-bilgiyi teyit etmiş oldu böylece Cumhurbaşkanı.
IKBY’nin Türkiye’nin karşısında, ABD ve PKK’nın yanında olmasındansa; Türkiye’nin yanında, coğrafyayı bölen ABD ve bölücü terör örgütü PKK’nın karşısında olmasının Türkiye’nin hayrına olduğuna dair bir devlet aklı var işleyen.
Referandum öncesinde de çabası buydu Ankara’nın. Post-referandum sürecinde de ilk tercihin bu yönde olduğu anlaşılıyor.
Yoksa Ankara, her ihtimale hazır, koşulları Türkiye’nin ve bölge halklarının çıkarına olacak şekilde değiştirme uğraşında.
***
Peki, Barzani yönetimi hatasından döner mi?
Öncelikle,umduğunu bulamadı Barzani. Umduğu, ABD’den bu kadar köşeli bir reddiye değildi. Referandum öncesi Washington’dan gelen yumuşak geçişli, şimdi zamanı mı canım türü açıklamaların referandum sonrasında biraz daha esneyip kendisini onaylamasıydı.
Olmadı. ABD siyaseten köşeye sıkıştırılmasını desteklediği Barzani’nin bir de komşu devletlerin ekonomik-siyasi yaptırımları, fiili müdahaleleri ile nefessiz kalmasının da işine yaramasına izin verecek gibi görünüyor.
ABD’nin puzzle planına göre; Barzani şimdi düşerse KYB ve Goran’ın teslim alacağı bir IKBY çok da zorlanmadan eklemlenecektir, Suriye’nin kuzeyinde ABD desteğiyle devlet taklidi yapan PKK-PYD bölgesine. Böylece hem Irak ve Suriye’den kopartılan iki parça birleşecek, diğer iki parçanın çıkartılacağı Türkiye ve İran ise biraz daha sarılmış ve sarsılmış olacak.
Barzani’nin hesabı çarşıya uymadığı için IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani gazeteciler aracılığıyla Türkiye’ye şirin mesajlar verdi. Referandumun–hemen- hayata geçmeyeceğini, savaşla gelecek bir bağımsızlığı istemediklerini, Türkiye’yi çok önemsediklerini vesaire.
Bu açıklamalar Barzani’nin referandum hiç olmamış gibi bir zemini yokladığına işaret sayılabilir.
***
Barzani hata ettik dese, referandum hiç olmamış gibi olur mu?
Hayır. Bir kere, yeni süreç öyle ya da böyle başlatılmış oldu. Bağımsızlık fikri kuvveden fiile çıktı. Dondurulsa da, askıya da alınsa bilinecek ki ayrılma isteği var ve orada.
Lakin tehlikenin varlığı, yakınlığı ve yayılma riskine karşı Cumhurbaşkanı’nın söylediği gibi Barzani hatadan dönerse Türkiye’nin menfaatleriyle uyumlu eski pozisyonunu almasına izin verilecektir Ankara.
Ama –şartlar değiştirilmedikçe- IKBY’nin Bağdat’la ve komşularıyla ilişkileri bundan hep olumsuz etkilenecek. Özellikle Türkiye ile ikili ilişkilerinde zorlanacak, utanacak Barzani. Tekinsiz bir figür olmayı seçmesinin gereğince muamele görecek, yüzüne vurulmasa da muhatabının gözlerinde bunu görecek.
***
Öte yandan Barzani’nin siyasi varlığının ve yapıp ettiklerinin sadece Barzani’yle açıklanamayacağını da biliyor Türkiye. PKK-PYD’nin bir avuç teröristle açıklanamayacağını bildiği gibi.
Irak işgaliyle 90’larda başlayan ABD planının Irak ve Suriye ile sınırlı olmadığını, sıranın Türkiye ve İran’a geldiğini, hedefte olduğunu görüyor Ankara. Direniyor. Bu yüzden PKK terörüne de, FETÖ işgaline de en sert şekilde karşılık veriliyor.
Tehlikeyi uzaklaştırmak için iki şey yaptı, yapıyor Türkiye:
BİR: Oyunun Kürtler üzerinden kurulduğunu gördü ve kendi Kürt vatandaşlarının küresel oyuncuların silahı-oyuncağı olmasını önlemek için Kürt sorununu çözmenin yollarına baktı.
İKİ:PKK-PYD koridoruna karşı Suriye’de Fırat Kalkanı’nı yaptı. Irak’ın kuzeyinde Türkiye aleyhine bir gelişme olmaması için Barzani yönetimiyle ekonomi temelli iyi ilişkiler kurdu. Ama Türkiye’yi riske edecek herhangi bir gelişmeye karşı uluslararası anlaşmalarını masaya, Dicle Kalkanını sahaya sürmek için de hazır bekliyor.