Barbarlık Hollanda’da patlak verdi ama Avrupa’nın hemen tamamında bir süredir hortlama alametleri göstermekteydi. Yabancı düşmanlığı önce İslamofobiye sonra Türkofobi’ye dönüştü.
Bu nefreti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsına kilitleyerek PKK’nın “seni başkan yaptırmayacağız” FETÖ’nün “yezid-diktatör” söylemiyle paralel götürdüler. The Economist gibi batılı yayın organlarının seçilmiş yetkilendirilmiş Erdoğan’ı astığı astık, kestiği kestik bir “Sultan” olarak yansıtmasıyla da aynı tarihlidir bu saldırılar.
Son olarak Avrupa’nın maskesinin düştüğü, kendi iddiasını kendi eliyle çökerttiği skandallar zinciri Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin konuşma yapacağı salonların iptaliyle başladı. Ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğulu’nun uçağının iniş izni iptal edildi. Karayoluyla Rotterdam’a geçen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın da konsolosluk binamıza girmesi engellendi, beş saat boyu hareket kabiliyeti kısıtlandı ve polis zoruyla Almanya’ya götürüldü.
Hollanda hükümeti barbarlığını, bu antidemokratik tutumu protesto etmek için toplanan Türklere uyguladığı şiddetle de pekiştirdi. Sivillere ağır silahlı polislerle, atlarla itlerle müdahale edildi. Yaralananlar oldu.
Durum net. Hollanda başta olmak üzere Avrupa, Nazi zihniyetine yenik düştü, düşüyor. Hukuksuzlukta ve çifte standartta buluşuyor Avrupa. Nitekim Almanya adına Merkel Hollanda’yla dayanıştı. Avusturya Başbakanı Kern “Türk bakanlar gelirlerse engelleriz” dedi.
Her zamanki gibi gerçeği görmeyen AB ise taraflara sükunet tavsiye ediyor!
Tıpkı 15 Temmuz’da Türkiye Meclis’i bombalanmış, Cumhurbaşkanına suikast girişiminde bulunulmuş ve 250 insan tanklar tarafından ezilmiş vücutları zırh delici kurşunlarla parçalanmış iken yaptığı gibi! FETÖ saldırısını ve 250 insanı katletmesini yok sayan AB suçüstü yakalanan teröristlerin kulağındaki pamuğun hesabını sormuştu!
Yine aynı “kasti aymazlık” ileyaklaşıyor olaya. AİHS’nin garanti altına aldığı hak ve özgürlüklerin, ülkeler arasındaki ikili anlaşmaların ve diplomatik teamüllerin Hollanda tarafından çiğnendiği gerçeğini görmemek için büyük çaba harcıyor.
Üstelik Türkiye’de insan öldüren terör örgütlerinin tamamı Avrupa’da özgürce örgütlenebiliyor, propaganda yapabiliyor.
Türkiye teröre karşı meşru mücadele yürütürken AB “terörle mücadeleyi gevşet, teröristler vatandaşlarını öldürebilir ama sen teröristlere dokunma” diyebiliyor.
Gazeteci görünümlü PKK temsilcisi Deniz Yücel’i 40 gün Almanya konsolosluk binasında saklıyor. Vatan haini ve FETÖ hizmetçisi olduğu hükme bağlanankaçak Can Dündar’ın sırtı Alman Cumhurbaşkanınca sıvazlanıyor.
Avrupa Parlamentosukoridorlarına PKK bayrakları asılabiliyor, propaganda çadırları kurabiliyor. Keza FETÖ teröristleri Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde aynı yılanlığı rahatça sürdürebiliyor.
Peki neden?
Avrupa müttefik olduğu, siyasi, askeri, ekonomik, kültürel pek çok alanda işbirliği halinde olduğu Türkiye’nin hükümet üyelerine, kendi diplomatik saygınlığını yerle bir etme pahasına böylesine çirkin davranabilirken, neden insan öldürerek siyaset yapan terör örgütlerine müsamaha gösteriyor?
Şu da var tabii. Hollanda, Almanya, Avusturya medeni ülke maskesini indirip barbar yüzünü gösterme pahasına bir ikiyüzlülük daha yapıyor.
Ülkelerinin kapısını sadece “evet” diyen Türk siyasilere kapatıyor. Evet diyenleresağlanmayan tüm izin ve imkânlar terör örgütlerine olduğu gibi “hayır” propagandası yapan CHP ve HDP’ye de sağlanıyor.
Peki neden?
Barbar Avrupa Türkiye’nin demokratik yapısal bir dönüşüm için kendi halkına sorduğu sorunun “hayır” diye cevaplanmasından ne umuyor olabilir?Oy verecek herkesin bunu iyice düşünmesi lazım.
Bakanımızın asil dirayeti
Aile Sosyal Politikalar Bakanımız Fatma Betül Sayan Kaya "Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Artık dönebilirsin' demeseydi ben orada ölecek ama ayrılmayacaktım’ demiş. Sayın Kaya, Hollanda’nın skandal tavrına karşı son derece dirayetli bir duruş sergiledi, milletimizi asaletle temsil etti. Kendisini yürekten kutluyor ve teşekkür ediyorum.