Terörle mücadelenin yoğun olarak yaşandığı kanlı olaylara her gün yenilerinin eklendiği bir dönemden geçiyorduk. Suriye'ye yönelik baskılardan sonuç alınamayınca, Türkiye, Apo'nun ortadan kalkmasıyla PKK'nın durdurulabileceğini düşünmeye başladı. Bunun ilk adımını atan Tansu Çiller'di. Onun iktidarı döneminde Öcalan'ın öldürülmesi için bazı girişimler başlatılmıştı. MGK toplantılarından birinden çıkan Başbakan Tansu Çiller, başbakanlığa döner dönmez Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'la, MİT Müsteşarı Sönmez Köksal'a, o dönem herkesin dilinden düşürmediği "Bana Alfredo Garcia'nın Kellesini Getirin!" adlı filmden etkilenmiş olmalı ki, "Bana Apo'nun kellesini getirin. Bunun için ne istiyorsanız anında yerine getirilecek!" demişti.
Kısa süre sonra hükümet değişti ancak Apo'yu ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar sürüyordu. Beka Vadisi’nden son görüntüler gelmişti. Orada hangi bitkilerin yetiştiğine kadar her türlü ayrıntı gelen bilgiler arasındaydı. Suriye'de kalınacak yerler ayarlanmış, çıkış yolları belirlenmiş, sınıra kadar hangi yolların kullanılacağı saptanmıştı.
Anayol Hükümeti döneminde Mesut Yılmaz Başbakanlık koltuğunda oturuyordu. Emniyet devreden çıkarılmış, Apo'yu ortadan kaldırma görevi MİT'teki özel kuvvetlere verilmişti. Özel Kuvvetlerden "hazırız" bildirisi geldiğinde şifre adı "Mersedes" olan suikast için düğmeye basılacaktı.
Plana göre iki Mazda marka minibüs hazırlandı. Mazda'lardan biri sınırı boş olarak geçti diğerinin zeminineyse bir ton C-4 patlayıcı yerleştirilmişti; şöförün yanında "Yeşil" şifre adıyla bilinen Mahmut Yıldırım oturuyordu. Minibüste bir de belediye başkanı vardı. Yeşil'in yanı sıra Suriye'yi çok iyi tanıyan 5 kişi, Mahsun Korkmaz Akademisi’nin hemen yanında kiralanan eve yerleşti.
Son hazırlıklar gözden geçirildi. İçinde bir ton C-4 bulunan minibüsün nereye park edeceği önceden belliydi. Evdeki MİT görevlileri sınırı yasal olarak geçen minibüse binerek Türkiye'ye döndü. Herkes Apo'nun uydu telefonuyla PKK'nın dağ kadrosunu aramasını bekliyordu. Ve sonunda Apo uydu telefonuyla DEP'li bir milletvekilini aradı. Milletvekili Apo'ya "Başkanım" diyordu. Tam o anda MİT görevlisi minibüsü park etti ve kilidi açtı. Biraz ötede bekleyen taksiye atladı ve uzaklaşırken büyük bir patlama oldu! Bombanın patlamasıyla birlikte herkes birbirine sarıldı; gözü yaşaranlar, ağlayanlar vardı. Ancak... Bir süre sonra Apo'nun sesi yeniden duyuldu. Park yeri olmadığından araba evden 100 metre ileriye bırakılmıştı. Mersedes operasyonu bu 100 metre yüzünden başarısızlığa uğradı!