Seçim yaklaştıkça adaylar hamle üstüne hamle yapıyorlar. Başkan Erdoğan'ın hamleleri eser siyaseti üzerine bina edilmiş. Nokta atışlarla birinci turda ipi göğüslemeyi hedefliyor.
Buna mukabil Millet İttifakı adayının yaptığı, Kürtler, Alevilik ve iki başkanla yayınladığı video gibi tartışmalı hamleler birbiri ardına sökün ediyor.
PKK terör örgütünü eleştirenlere karşı 'Kürtleri terörize ediyorlar' hamlesi HDP ağzıyla piyasaya sürülen bir propagandadır,
Bu söylem, HDPKK'yı eleştiren herkese karşı hemen 'Ama 6 milyon seçmeni var' itirazının bir başka versiyonudur.
Kimse HDP'nin oy tabanını terörize etmedi. Tam tersine 'diğer partiler bu seçmeni neden kaybetti?' diye eleştiri yapıldı/yapılıyor!
Ben hemen her fırsatta tekrar ediyorum: '1994 yılında bölgedeki bütün belediye başkanlıklarını Refah Partisi kazanırken bugün neden HDP kazanıyor? Bütün siyasi partiler bu sorunun cevabını araştırmalı!'
Millet İttifakı'nın adayının oynadığı Kürt kartı yanlış bir hamledir.
Kendisinin Alevi olduğunu ilan etmesi de yine fevkalade isabetsiz bir hamledir. Eski Türkiye'nin sorunlu alanlarına girmek ve tahrik etmektir.
Eski Türkiye'de laiklik antilaiklik, Kürtlük Türklük ve Alevilik Sünnilik konuları ülkenin yumuşak karnını oluşturuyordu ve ülkeyi karıştırmak isteyenler amaçlarına ulaşmak için bu üç konudan birini kaşıyarak ortamı geriyorlardı.
21 yıllık AK Parti iktidarında Kürtlerin mahrum kaldığı bütün hakları iade edilerek, bölgelerine tıpkı batıdaki gibi yatırımlar yapılarak, Kürtçe kitaplar basılarak, enstitüler TV kanalları kurularak eski Türkiye'nin olumsuzlukları tarih olmuştur. AK Parti bölgede Kürt vatandaşlardan en fazla oy alan bir parti olarak siyaset yaparken Milet İttifakı adayının bütün Kürtlerin terörize edildiği söylemi Kürtlere şirin görünme hevesinden öteye geçmeyen kutuplaştırıcı bir söylemdir.
Yine 21 yıllık AK Parti iktidarı, muhatap bile alınmayan Alevi vatandaşları resmen muhatap alıp çalıştaylar düzenlemiş; üniversiteye Hacı Bektaş adını vermiş; bizzat cumhurbaşkanı 8 Cemevinin açılışını yapmış; 1684 Cemevinin ihtiyaçları karşılanmış ve en son olarak Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanılğı'nı kurarak bu hizmetlere resmiyet ve süreklilik kazandırmıştır.
Mille İtitfakı'nın adayı ayağının altındaki halının kaydığını hissetmiş olmalı ki kendisinin Alevi olduğunu hatırlatarak alevi oyları konsolide etme çabası içine girmiştir. Mezhep üzerinden siyaset yapmak gibi kutuplaştırıcı ve son derece tehlikeli bir adım atarak tehlikeli sularda gezmektedir.
Son videosu ise evlere şenlik. Sağına Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı'nı soluna İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanını almış görev taksimi yapıyor.
Tam bir tiyatro. Ülkenin şehircilik sorunlarını İBB, tarım sorunlarının çözümünü de ABB başkanına verecekmiş. Çünkü yaparsa bu ikisi yaparmış.
Ne güzel söylemiş Ziya Paşa, "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde."
Ziya Paşa bu beytinde diyor ki: "İnsanın aynası işidir, lafa bakılmaz. Bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür."
Güya bu iki başkanın anketlerdeki popülaritesinden faydalanmak istemiş ama daha ellerindeki şehirlere verdikleri sözü tutmamış ve başarısız olmuş iki başkana bir de ülkenin sorumluluğunu verecekmiş!
Bu iki başkanın kişiliklerini rencide edecek değilim. Sadece icraatlarıyla değerlendirdiğimizde bu son videoyu, Millet İttifakının ezkaza seçim kazanması halinde ülkenin 5 yıl kaybedeceğinin ilanı olarak görürüm
Ülkenin şehircilik meselelerinin başına getirmeyi düşündüğü ve 10 metro inşaatını birden yapıyor dediği (ki o metroların hepsi AK parti döneminde başlamıştır, hiçbiri kendi projesi değildir.)İBB Başkanı seçilmeden önce İstanbul'a her sene 20 bin olmak üzere 5 senede yüz bin konut vadetmişti. Bugüne kadar 80 bin konut yapması gerekirdi oysa yaptığı konut sayısı 2 bini bile bulmuyor! Kentsel dönüşüm için ayırdığı bütçe ise tanıtım için ayırdığının iki katı! Bir de bu başkanını Türkiye çapında sorumlu olduğunu düşünün. Hadi diğer bölgeler bir yana, deprem bölgesindeki afetzedelerin konutlarına kavuşmaları mahşere kalır!
Ülkenin tarım meselelerinin başına getirmeyi planladığı ABB Başkanı ise seçilmeden önce Ankara'ya 58 km. metro vadetmiş aradan 4 sene geçmiş olmasına rağmen temel bile atmamış. 32 km bisiklet yolu vadetmiş ortada yok. 7000 taksiciye tablet vadetmiş; kreşler kütüphaneler bilişim merkezleri vadetmiş ortada hiçbir şey yok.
Bu başkanın bir de ülkeden sorumlu olduğunu düşünün. Türkiye 5 sene kaybeder, yirmi sene geriye gider.
Onun için Millet İttifakı'nın adayı attığı her adımda seçimi kazanmak için değil, kaybetmek için çalışıyor gibi bir performans sergiliyor.
O böyle boş işlerle uğraşırken Cumhur İttifakının adayı sadece son günlerde attığı adımlarla arayı iyice açmış görünüyor
Deprem bölgesinde attığı konut temelleri, örnek köy evlerinin teslimi, Karadeniz doğalgazının ateşlenmesi, bir ay ücretsiz gaz, bir yıl %25 indirim, TCG Anadolu gemisi, Altay tankı, TOGG, MMU, Akıncı, Kızılelma, İMECE, çiftçiye 10 müjde, kentsel dönüşüme tabi binalarda maliyetin yarısının hükümet tarafından karşılanması gibi her biri 'Yaparsa Erdoğan yapar!' dedirtecek cinsten hamleler.
Karar milletin.
Millet ne derse o!