Pazartesi günü yayınlanan, "Aslında Ne Oldu-1" başlıklı ilk yazımızda Haziran 2016'nın ilk haftası İskenderun'a gönderilen Özel Kuvvetler Komutanlığı emir komutasındaki 12. ve 16. Taburun, 13 Temmuz'da Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı'na görevlendirildiğini, taburların 14 Temmuz sabahı Diyarbakır'a ulaşmalarının ardından yaşanan gelişmeleri bu yazımıza ertelemiştik.
Kaldığımız yerden devam edelim…
Taburlar operasyona çağırıldı
14 Temmuz 2016 sabahı saat 04.00 sıralarında Diyarbakır'a gelen 12. ve 16. Taburu, Özel Kuvvetler 1. ve 2. grup komutanı Albay Altan Bora karşıladı. Albay Bora, planlanan yolculuğun rötarlı gerçekleşmesi nedeniyle yol yorgunu olan tabur personeline 14-15 Temmuz günü istirahat ve bakım izni verirken, 12. Tabur komutanı Binbaşı Fatih Şahin ile birlikte 16. Tabur komutanı Yarbay Volkan Yaman'ın da 15 Temmuz sabahı yanına gelmelerini emretti. Çünkü İskenderun'da konuşlu olan 12. ve 16. Taburun Diyarbakır'a görevlendirilme nedeni, 20 veya 21 Temmuz günü Jandarma unsurlarıyla birlikte Lice'nin kuzeyinde gerçekleşmesi planlanan bir terör operasyonuydu.
Terzi'den beklenmedik telefon
12. ve 16. Tabur komutanları Yaman ve Şahin, bir önceki gün Albay Bora tarafından kendilerine verilen emir doğrultusunda 15 Temmuz sabahı saat 08.30 sıralarında Bora'nın makamına geldiler. 20 veya 21 Temmuz'da yapılması düşünülen operasyonu planlayacak olan harekat subaylarının da gruba katılmasıyla birlikte çalışmalar başladı. Toplantının devam ettiği saatlerde Albay Bora'yı 15 Temmuz gecesi yaşanan ihanetin en kilit isimlerinden birisi olan Semih Terzi telefonla aradı. Yaşanan bu gelişme, Albay Bora tarafından şu şekilde aktarıldı:
"Saat 10.00 gibi Semih Terzi aradı. Genelde yaptığı bir şey değil ama benim de hoşuma gitti. Tabur komutanlarıyla görüşmek ve yeni görevlerinde başarılar dilemek istiyorum dedi. Tabur komutanlarını çağırdım, askeri hattan beraber aradık. Önce Volkan Yaman görüştü, arkasından da Fatih Şahin. Merak ettim, ne konuştuklarını sorduğumda 'Yeni görev için başarılar dilediğini, görevlere hazırlık konusunda 3 prensibi olduğunu, 1'incisi çantasız, 2'incisi sırt çantalı, 3'üncüsü de tam ağırlıklarla hazır olmaktır' şeklinde tavsiyede bulunduğunu öğrendim. Fakat burada ilginç bir şey var. Yaklaşık 1 senedir zaten Volkan Yaman'ı aramış, Fatih Şahin ile de uzun süre çalışmıştı."
Albay Bora, belki de gece yaşanacak olayların ilk sinyalini bu ilginç telefon görüşmesinde hissetti fakat bir anlam veremedi. Terzi ve tabur komutanları arasında gerçekleşen bu telefon görüşmesinin ardından yeniden toplantıya dönüldü ve akşam saat 18.00'e kadar planlama çalışması yapıldı.
Saat 18'de gelen ilk emir
Albay Bora'nın koordinesinde gerçekleşen toplantı saat 18.00 sıralarında sona ermişti ki, Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Harekat Merkezi'nden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın emriyle "Tüm hava araçlarının uçuşu 2. bir emre kadar yasaklandı" bilgisi Albay Bora'ya iletildi. Gelen bu emir üzerine yapılan kısa bir değerlendirmenin ardından Bora, emrin uygulanması talimatını verdi. Aslında getirilen bu uçuş yasağı Albay Bora'yı rahatlatmıştı. Çünkü o akşam, daha önceden planlanmış bir uçuş vardı ve gelen emir, bu uçuşun da iptal olmasını sağlamıştı. Albay Bora, o dakikaları şöyle anlattı:
"O akşam bizim Ankara, Diyarbakır, Cizre, Ankara bacağı olan bir kurye uçağımız vardı. Diyarbakır'daki helikopter teknisyenlerimizden bir tanesinin değişimi planlanmıştı. Bu uçuş iptal olunca rahatladım. Çünkü bir personeli Diyarbakır havaalanına götürmek bizim için emniyet açısından biraz sıkıntılı bir durum. Birkaç yere haber vermeniz gerekiyor, eskort gelmesi gerekiyor, zırhlı araç çıkarmanız gerekiyor. Ve sırf bir kişi için uçak fazladan bir bacak yapacaktı. Uçak gelmeyeceği için rahatlamıştım."
Aynı saatlerde Ankara'da ne oldu?
Albay Altan Bora'nın ifade ettiği bu uçak, aslında Semih Terzi'yi Diyarbakır'dan Ankara'ya getirecek olan uçaktı. Fakat ne Albay Bora, ne de Ankara'dan Diyarbakır'a gelen bu uçağın mürettebatı bunun farkındaydı. Saat 18.00 sıralarında Diyarbakır'a gelen bu mesaj, eş zamanlı olarak Ankara Özel Kuvvetler Etimesgut Özel Hava Alay Komutanlığı'na da gönderilmişti. Ankara'da yaşanan gelişmeler ise Terzi'yi getirecek olan uçağın komutan pilotu Yüzbaşı Cemal Yılmaz'ın "TANIK" sıfatıyla verdiği ifadesine şu şekilde yansıdı:
"15 Temmuz günü, saat yirmili lokal kalkışlı uçuşumuz vardı. Geç uçuş olduğu için saat 16.15 civarı Özel Hava Alay Komutanlığı'na geldik. Uçuş ekibiyle birlikte uçağın saat 20.00'de kalkacağı şekilde görevin son koordinesini yaptık. Saat 19.00 sıralarında araçla uçağın yanına geldik. Daha araçtan inmeden, uçuşun iptal olduğu bilgisi geldi. Araçtan inmeden tekrar Özel Hava Alay Komutanlığı'na geri döndük. Bunun üzerine Alay Komutanımızı (Albay Ümit Tatan) aradım ve uçuşun iptal edildiğini söyledim. Kendisi kısa bir süre sonra beni aradı ve yaklaşık 1 saat kadar alayda beklememizi emretti. İlerleyen saatlerde Alay komutanımız tekrar aradı ve uçuşların açık olduğunu bildirdi. Bize en kısa olarak ne zaman kalkabileceğimizi sordu. Bizde 21.15 civarı kalkabileceğimizi söyledik, takriben 21.00-22.00 arası gerekli izinleri alarak Diyarbakır için kalkış yaptık."
Aynı gün Terzi'den 2. telefon
Ankara Özel Kuvvetler Özel Hava Alay Komutanlığı'ndan saat 21.00-22.00 sıralarında uçağın havalanmasıyla birlikte Diyarbakır'da da önemli gelişmeler yaşandı. Saat 21.00 sıralarında Özel Hava Grup Komutanı Yarbay Savaş Baysal, Albay Altan Bora'yı arayarak "Ulaştırma uçaklarının uçuş yapabildiğini, bu nedenle rotası Ankara, Diyarbakır, Cizre, Ankara olan uçağın 10-15 dakika içinde kalkacağı" bilgisini verdi. Bunun üzerine Albay Bora acil olarak Özel Kuvvetler Komutanlığı Harekat Merkezi'ni aradı ve ilerleyen saatlerde darbeye iştirak edecek olan Harekat Merkezi Amiri Yarbay Mehmet Ali Çelik ile bir görüşme gerçekleştirdi. Albay Bora, Çelik ile arasında geçen o görüşmeyi şu şekilde kayıtlara geçirdi:
"Özel Kuvvetler Harekat Merkezi'ni aradım, Mehmet Ali Çelik'e bu uçak gelmesin Mehmet Ali, uçağın 1 kişi için gelmesine gerek yok. Ben gerekirse bu çocuğu kendi imkanlarıyla Ankara'ya gönderirim diğer personel de gelmesin bu değişimi daha sonra yaparız. Bu emir için Zekai Aksakallı'nın emri alınması gerekiyor dedim. Fakat Mehmet Ali bana komutanımızın düğünde olduğunu, kendisini arayabileceğinin uygun olmadığını söyleyince ben de kızdım ve ne haliniz varsa görün diyerek telefonu kapattım. Ardından bir tane zırhlı araç hazırlanmasını, yanına araç komutanının verilmesini ve hatta emniyet amaçlı ayrıca personel verilmesini emrettim. Bu arada zaten uçağın da saat 21.22'de kalkış yaptığı bilgisi bana verildi."
Albay Bora, yapmış olduğu bu görevlendirmenin ardından makamına geçerek gelişmeleri takip etmeye başladı. Saat 21.30'da Albay Bora'nın odasının kapısında telaşlı bir şekilde 12.Tabur komutanı Binbaşı Fatih Şahin görüldü. Kendisini Semih Terzi'nin aradığını, 12. ve 16. Taburlara alarm verdiğini söyledi…
"Aslında Ne Oldu" başlıklı yazı dizimizin ikinci bölümüne de burada virgül koyalım ve devamını Cumartesi günü yayınlanacak üçüncü bölüme saklayalım. Şimdiden belirtmeliyim ki, üçüncü bölümle birlikte 15 Temmuz gecesi yaşanan ihanete yönelik tarihe not düşecek bilgilerle karşılaşacaksınız. Hatta şimdiden bir ipucu vereyim. Mesela 15 Temmuz gecesi dönemin Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı, halihazırda ise 2. Ordu Komutanı görevini sürdüren İsmail Metin Temel'i infazı için kimin emir verdiğini, "Aslında Ne Oldu-3" başlıklı yazımızda öğreneceksiniz.