Fransa, Almanya ve İtalya, işini-gücünü bırakmış; futbolcularımızın asker selamı nedeniyle ceza almasına kafayı takmış durumda... Barış Pınarı Harekatı’na dişini geçiremeyenler, hiç olmazsa bu yolla Türkiye’nin zarar görmesini istiyorlar.
Bilmiyorlar ki; bizim toplumda asker selamı, ordusuna kutsal bir saygı duruşudur. Siyasi bir anlam içermez... Terör dokusu içermez... İnatlaşmak, tehdit, kafa tutma, güç gösterme teşebbüsü değildir.
Saygısını, itaatini, bağlılığını selamla ikrar ve tekrar eder. Selam veren sivillerin (Ya da futbolcuların) siyasi görüşü ne olursa olsun... Yaptıkları iş ne olursa olsun... Mali güçleri, eğitim düzeyleri, aile terbiyeleri; hangi düzey ve kalitede bulunursa bulunsun... Siyasi eğilimleri, politik görüşleri, tandansları, sosyal yapıları ne tür farklılıklar (Hatta uçurumlar) gösterirse göstersin; toplumu tekvücut temsil eden ve tamamen bunlardan bağımsız ortak sevgi noktasıdır. Başka hiçbir ulusta da örneği yoktur.
***
Böyle masum, katıksız, saf ve temiz bir duyguyu; Türkiye’nin zararına işleyecek bir mekanizmaya ezdirme ve cezalandırma çabaları için; suç veya ayıp diyemeyeceğim. Komiktir...
Hiç kimsenin, hiçbir ulusun, (UEFA ve FIFA dahil) hiçbir uluslararası kuruluşun; asker selamına yaptırımda bulunma hakkı olamayacağı gibi, gücü de yoktur. Türk ulusu, Türkiye Cumhuriyeti buna izin vermeyecektir.
***
Aslında olaya, bu tür kızgınlık ve öfke nöbetleriyle yaklaşmak da pek doğru değil... Türk milletindeki asker selamının ne anlama geldiğini, bilmeyenlere öğretmek zamanıdır. Bu davranış, bizim ortak sevgi paydasında buluşma ritüelidir. Hiçbir ülkenin evlatları; Türkler gibi, askere halay çekerek gitmez.
Bizim selamı, Çetnik ya da Nazi selamıyla ilişkilendirmenin saçmalığını öğrenecekler ve sonunda utanıp bizlerden özür dileyeceklerdir. Yok inadım inat derlerse; kızdırmasınlar, İzlanda maçında milli marşımızı asker selamıyla söyleriz. O kadar!