Tesadüf müdür, Avrupa'da aşırı sağcı partilerin hükümet ortağı olabildiği, aşırı sağcı zirveler toplayabildiği bir atmosferde, Kudüs ile ilgili tarihin önemli kırılma noktalarından birinin yaşanması?
Yüzlerce yıllık dini, tarihi ve kültürel gerçekleri bir kenara koyan ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğunu "ilan etmesi"bin ardından yaşanan gelişmeler malumunuz. Sözde uluslararası toplum Trump'ın kararına karşı ancak başta Türkiye önderliğindeki İslam İşbirliği Teşkilatı olmak üzere, pek çok merkezin çağrılarına karşın Birleşmiş Milletler hiç de bu gelişmeden rahatsız olmuş gibi görünmüyor. Kudüs ve Filistin konusunda almış olduğu yüzlerce karardan bir tanesini daha alsa da, BM'nin İsrail'e herhangi bir yaptırımının olmayacağını dünya alem biliyor.
Tüm bunlar olurken, Avrupa'daki aşırı sağ grafiğinde kayda değer gelişmeler oldu. Avusturya'da muhafazakar Sebastian Kurz'un kuracağı hükümette aşırı sağ parti Avusturya Özgürlük Partisi kilit bakanlıklarla yer alacak.
Prag'da Avrupa aşırı sağı, faşizmin mirasçıları bir zirve topladı. Çek Cumhuriyeti'nin bu toplantıya ev sahipliği yapmış olmasını dikkatle not edelim. Zira kapısını açtığı göçmen sayısı 12'den ibaret olan, İslam, yabancı ve göçmen düşmanlığında ısrar eden Çek Cumhuriyeti, aşırı sağın bu toplantısına adeta can suyu oldu.
Japonya'dan gelip, Çek aşırı sağının başına geçen Tomio Okamura, toplantının ev sahibiydi. AB fikrine, göçmenlere ama en çok da Müslümanlara karşı bir zeminde buluşan Avrupa aşırı sağı, 2014'deki Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra bir grup kuracak çoğunluğu yakalamıştı. Şimdi hedefe 2019 Avrupa Parlamentosu seçimlerini koydular... AB'ye karşılar ama seçimlerinden galip çıkmak için de canla başla çalışıyorlar.
Tesadüf müdür, Avrupa'da Nazizmin mirasçıları her geçen gün, güç kazanırken, kendisinden başkasını yok sayan bir yaklaşımın sürekli yeni baskılara imza atması...
Son örneğinin de Kudüs kararının ardından İsrail tarafından atılan adımlar olması...
Tesadüf müdür?