PKK terör örgütü ve onun siyasetteki ve sivil toplumdaki uzantıları 90’lardan beri bir ‘Serhildan’ hayali görür. Başkaldırı, isyan, ayaklanma. Yaptıkları her terör saldırısının, kıydıkları canların, kuşattıkları/işgal ettikleri kentlerin üzerine çekilen bir haklılık kılıfıydı adeta. Senelerdir bunun pazarlamasını yaptılar. Ama her şey, o annenin gelip de HDP binası önünde; “Başlarım sizin Kürdistan davanıza. Diyarbakır’da genç bırakmadınız, ya dağda ya da toprağın altında” dediği gün tam tersine döndü.. Serhildan artık Diyarbakırlı annelerin PKK’ya başkaldırısının adı oldu. Bugüne kadar Kürt halkının hakkı, kimliği, kültürü, dili vesaire diye insanları kandıran PKK terör örgütüne, ‘başlarım sizin davanıza’ dedi anneler. Bunun daha geri dönüşü yok.
Ali Babacan daha ilk günden müttefik kaybetti
Ali Babacan diyor ki; “Biz bölen olmak için değil birleştiren olmak için yola çıktık..” Erdoğan sayesinde genç yaşında en önemli yerlere getirildi. İlk kez kadro dışı kalıp yedek kulübesine çekildiği anda kendi siyasi hareketini başlattı. Sonra da bu hareketi ‘bölmek için değil birleştirmek için’ başlattığına inanmamızı bekliyor. Belki de birleştirmekten anladığı Tayyip Erdoğan’a karşı birleştirmektir. Öyle ya “Arkamızda Abdullah Gül var” da demiş mülakatında. Nitekim aynı Gül, Erdoğan’a karşı aday olabilmek için ‘geniş mutabakat’ aramış biri. Birleştirme meselesi de öyle olacak demek ki. Fakat daha ilk günden ciddi bir hata yaptı. İlk mülakatını Karar gazetesine yani Davutoğlu’nun medyasına verdi. İlk cümlesinde de Davutoğlu’na ateş etti. “O gitsin hocalık yapsın” dedi. O halde geriye bir tek CHP/HDP bloku kalıyor ki, ‘annelerin isyanı’ sonrası HDP’den geriye bir şey kalır mı yahut onunla ittifak CHP’yi nasıl etkiler göreceğiz.
Orası kurs değil o yaşlıların evleriydi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi sözcüsü Murat Ongun açıkladı. Bazı İSMEK şubelerinin olduğu binalarda depreme dayanıklılık konusunda sorunlar varmış. O yüzden o şubeler kapatılmış. Etrafınızda İSMEK şubesi görmüşsünüzdür. Kendi başına binası olan İSMEK çok fazla olmasa gerek. Aynı binada başka işletmeler de oluyor genellikle. Şimdi eğer belediyenin elinde o binaların oturulamaz olduğu yönünde bir rapor varsa o binadaki herkesi tahliye edip yıkım kararı çıkarması gerekmez mi? Yok yıkım gerektirmeyen bir durumsa İSMEK neden taşınıyor? Ayrıca, benim ‘yaşlılar sokakta kaldı’ sözüme ukalaca ‘sokakta kalmazlar çünkü İSMEK yatılı değildir’ gibi bir cevap vermiş belediye sözcüsü. Sosyal yaşam merkezlerinin işlevini sadece el sanatları kursu olarak gördüğü için anlamaması normal. Orada o yaşlılar gün boyu yaşıyordu arkadaş. Sen orayı kapattığın için sokakta kaldılar. Orası bir kurs değil onların evleriydi.
Ekrem İmamoğlu döneminin ilk icraatı geliyor
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, AK Partili üyelerin teklifi ile gençlere 10 Gb internet meselesini görüşmeye başlamış. AK Parti Grup başkan vekili Tevfik Göksu bunu açıklayınca, ‘aman ne büyük iş’ diye istihza eden twitter mesajları gördüm. Bence zaten günümüz koşullarında en önemli işlerden biri ama yine de küçümseyenler için arz edeyim; eğer bu iş olursa, Ekrem İmamoğlu döneminde yapılmış ilk (pozitif) icraat olacak. Geri dönün bakın. Zamlar ve tatiller dışında belediye imzalı yapılmış bir tek icraat var mı?