Federal Almanya İstihbarat Servisi (BND) Direktörü Bruno Kahl, Der Spiegel’e yaptığı açıklamada, “Türkiye’deki darbenin arkasında Gülen Hareketi’nin olduğuna ikna olmadık” dedi. Açıklamaya göre, Türkiye, FETÖ’nün 15 Temmuz’un düzenleyicisi olduğuna ilişkin pek çok kanıtı kendilerine iletmiş ama, iddia konusunda “tatmin olmamışlar...”
Açıklama, Türkiye’nin FETÖ ile sürdürdüğü küresel mücadeleye meydan okuma, kanlı bir darbenin düzenleyicilerini koruma-kollamadır.
Kahl,açıklamasında bir adım daha ileri gidiyor: Türkiye, darbeyi, hükümete anti-demokratik kararlar alma yönünde bir neden olarak kullandı...
Daha ne desin?.. Keşke, lafını şöyle bağlasaydı: Bizim çocuklar başaramadı...
Türkiye’de süren davalarda gerçekler, bizzat darbecilerin açıklamalarıyla tek-tek ortaya dökülürken Kahl’ın FETÖ’yü, “eğitim işleri ile uğraşan bir sivil toplum hareketi” olarak nitelemesi ise tam bir suçüstü beyanıdır...
Bırakın 15 Temmuz kanlı darbe girişimini bir kenara, bu ülkede, 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet teşkilatı-medya desteği üçgeninde sivil görünümlü bir darbe girişimi de yaşandı ve bu girişimin önde gelen savcıları, hakimleri, sözde gazetecileri şu anda BND’nin koruması altında Almanya topraklarında yaşıyor...
Kahl’ın bu açıklaması, Avrupa’ya sığınmış FETÖ mensuplarının Türkiye’ye iadesinin önünü tıkayacak, kuşkusuz, Fetulah Gülen’i Türkiye’ye iade etmemek için binbir türlü bahane yaratan Amerikan yönetimini de rahatlatacaktır...
“Küresel akıl”bizim aklımızla alay ediyor... Yakında, 15 Temmuz’da millet olarak hayal gördüğümüzü, toplu kabus yaşadığımızı, aslında bu ülkede darbe falan olmadığını da söyleyebilirler...
İnanın, böyle bir lafa, Türkiye’nin sistem değişikliği referandumunun önlenmesi için Avrupa’ya “ekonomik ambargo çağrıları” yapan, nefret duygularıyla ihanetin girdabına girmiş bir takım kıymeti kendinden menkul aydın, yazar-çizer takımı da destek verecektir...
Oysa akıllı bir milletiz, önümüzdeki gerçekleri iyi tartıyoruz ve karşımıza çıkan her açıklama, her uygulama bizleri biraz daha doğru rotalara yöneltiyor...
Bir NATO darbesini püskürttük...
Açık gerçek şudur: NATO karargahlarında planlanmış, Türkiye’yi hareketsiz bırakmayı, zaman içinde de küçülterek dünyadaki ağırlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan tipik bir NATO darbesini püskürttük...
1960, 1971, 1980’de başardıkları, 28 Şubat’ta biraz farklısını sergiledikleri darbelerden biriydi, kendilerinden emindiler, bugüne kadar başarılı oldukları için 15 Temmuz’da da başarılı olacaklarına, Türkiye’ye bir kez daha deli gömleği giydireceklerini düşünmüşlerdi... İşler yolunda gitseydi, güvenlik danışmanı Obama’yı telefonla arayıp “bizim çocuklar başardı” diyecek, tüm Avrupa başkentlerinde ise kapalı kapılar ardında kutlamalar yaşanacaktı...
Yüksek beklentilerini tankların üzerine yürüyen halk, karargahlarda savaşan vatansever subaylarımız, “geçit yok” diyen medyamızla bi’taraflarına soktuk... Onun acısıyla bağırıp, yükleniyorlar...
Millet bu kuşatmayı yaracaktır...
Bu, Rotterdam’dan başlayıp Münbiç’e uzanan büyük bir kuşatmadır!..
Bu, meşru Türk siyasetçilere Avrupa’da kapıların kapandığı, PKK teröristine bütün sokakların, meydanların açıldığı çok özel bir dönemdir. Bu, Almanya’da teröristin, Münbiç’te Amerika’nın bayrağının dalgalandığı tarihi hesaplaşma çağıdır...
İçimizdeki piyonları ile bizi teslim almaya çalıştılar, başaramadılar, şimdi, kuşatarak gücümüzü sınamaya çalışıyorlar...
Manşetlerindeki “hayır” kampanyalarını, iç siyasetimize doğrudan bulaşma gayretlerini, bizi “kolay kontrol edilebilir ulus” halinde tutma gayretlerini izliyoruz.
Yaptıkları ve açıklamaları kendilerini ele veriyor, takke düşüyor, kel görünüyor...
Hepsi 15 Temmuz’un yaşanacağını biliyorlardı, çünkü kendileri planladılar.Bugün “sivil toplum örgütü” dedikleri o adamlar, sokaklarda kan döktüler, Meclis’i bombaladılar, ama 16 Temmuz sabahında küçük dillerini yuttular, bir ay kendilerine gelemediler...
BND direktörü Bruno Kahl’ın açıklaması bir tek gerçeği gösteriyor: 15 Temmuz planlamasının perde arkasında Alman istihbarat servisi vardı!.. Kahl, kanlı bir darbe girişiminin mimarlarından biridir ve demokrasiye karşı ağır suç işlemiş, milletimize silah çekilmesine neden olmuştur.
Bugüne kadar ima ettim, bu kez açıkça söylüyorum: Kapatın şu İncirlik denilen melanet merkezini, atın bu tür adamların askerlerini topraklarımızdan...
Artık, yeter...