Kişilerin ruh sağlığını belirleyen en önemli unsurlardan biri nasıl bir evde büyüdükleri mutlu bir ev ortamı çocukların ruhsal olarak gelişimine ve serpilmesine sebep olurken; Evde sürekli bir kavga, huzursuzluk ve duygusal yüklerle dolu olması çocukların zihninin bölünmesine sebep oluyor. Bugün size ev ortamındaki kavgadan dolayı hasar görmüş, zihinleri bölünmüş kişilerin öykülerini anlatacağım.
***
“Annem ve babam bitmek tükenmek bilmeyen kavgalar ederdi. Üstelik bu kavgalar gözümüzün önünde olurdu. Çocuk halimle “anne baba niye kavga ediyorsunuz? Deyip dururdum. Annem veya babam haklı olduklarını bana anlatmaya çalışır, bir nevi taraf olmaya veya hakem olmaya iterlerdi. Sanki anne babamın kavgalarını bitirme sorumluluğum varmış gibi düşünürdüm. Evdeki bu kavga ortamının ruh halimi belirleyen temel mesele olduğunu düşünüyorum. Bir tarafım huzursuz. Her an bir yerden kavga patlayacak gibi tedirginlik içinde.”
“Annem babam hiç anlaşamazdı, Evde hep bir itiş kalkış vardı. Yirmi yıldır içinde bir sıkıntı hissediyorum. Boğulacak gibi oluyorum. Asansöre, uçağa binemiyorum. Çekingen bir halim var. İçimde sanki o günlerde kalmış bir çocuk var. O çocuk ürkek ve tedirgin.”
“Hep bir kavga ortamı içinde büyüdüm. Sürekli tartışırlardı. Annemin dert ortağı gibiydim. Annem kavgalardan sonra yanıma gelirdi. Bir seferinde başını dizlerime dayadığını hatırlıyorum. Sanki ben onun annesi olmuştum”
“Çocukluğum boyunca annem babam kavga etti. Bu durum beni çok üzerdi. Özellikle annemin düştüğü haller hala gözümün önünde. O zamanlar içimde bir kişi daha hissetmeye çalıştım. O çocukla dertleşiyordum. Sanki üzüntülerimi alıyordu. Galiba sıkıntıdan kaçmak için bilgisayar oyunları oynamaya başladım. Bu halim evde yeni bir sorun oluşturdu ve benim oyunum evdeki kavgaların yeni sebebi oldu.”
Annem ve babam arasında aniden ve beklenmedik kavgalar olurdu. Kavgalar öyle şiddetliydi ki dolaplar bile devrilirdi. Geceleri uyuyamazdım. Çünkü uyursam başımıza bir şeyler gelecekmiş gibi gelirdi. Sürekli tetikte olurdum.” (6 yaşında o zamandan beri uyuyamayan alter)
Annem ve babam arasında aldatma meselesi üzerinden sürekli kavgalar olurdu. Annem bağırır çağırırdı. Babam genelde suskun kalırdı. Çok üzülürdüm ama bu üzüntü hep içimde kalırdı. Derdimi anlatacak kimse veya ortam yoktu. Annemin evden gittiği zamanlarda en kötüsüydü. O kavga anları ve annemin evden gidişi hala gözlerimin önünde.”
“Bir gece babam eve geç geldi ve pat diye ışığı açıp odama girdi. Ardından da annem ona ne yapıyorsun diye kızdı. Babamda yanıt olarak, “Sen ne karışıyorsun, ben çocuğumu seviyorum” dedi. Sonra da kavga ettiler. Hep böyle kavga edip birbirlerine girerlerdi. Kavga etmeyin desem, “biz kavga etmiyoruz ki!” derlerdi. Geceleyin hep ağlayarak uyurdum.”
Çocuğun önünde kavga etmeme ilkesi
Anne babanın yıkıcı kavgaları arasında kalmak zihni bölen travmatik yaşantılardan en sık görülenlerinden biridir. Çocuk, huzurlu bir aile ortamına ihtiyaç duyar. Anne ve babanın acısını hissettiğinde aynı acıyı daha fazlasıyla hisseder. Acıya dayanamayan çocuk ya zihnini böler ya da anksiyete ve depresif belirtiler geliştirir. Bu sebeple, anne babalar çocuğun önünde kavga etmemelidir.