Anne- baba olmak ile eş olmak arasındaki dengeyi tutturmak hiç de kolay değil. Çocuklarla oluşan güçlü duygusal bağlar ve çocukların ihtiyaçlarını karşılama süreci, evliliklerin çocuklar eksenli yaşanmasına sebep oluyor. Bu çocuklar üzerinden yaşanan evlilik hali de eşlerin birebir karşılıklı ilişkisinin niteliğini zayıflatabiliyor.
Aile ilişkisi içine yedirilmiş eş ilişkisi
Ailece yaşamak insan teki için büyük bir tatmin kaynağı olabilir. Birçok çift eş ilişkilerini aile yaşantısının içine yedirir ve bu halden de pek şikayetçi olmazlar. Tüm etkinliklerini ailece yaparlar. Ailece olan etkinlikler onlar için doyumun kaynağıdır. Kendi ilişkileri de aile etkinliğin içinde bir parçadır. Böyle bir durumda söylenecek bir şey olmadığı kanaatindeyim. Ailelere dışarıdan doğrular veya standartlar dayatamayız. Bir şey işliyorsa ona karışmamak lazım. Hatta bu aile yaşamı ikili ilişkinin de tutkalı olmuş olabilir. Bu sayede ilişkideki eksiklikler kapatılmış veya aşılmış olabilir. Eşler bu haliyle mutlu ve bir denge sağlamışlarsa hallerini devam ettirmelidirler.
Eşle birebir romantik ilişki ihtiyacı
Fakat bazı eşlerin çocuklarla olan yaşantılar dışında, birebir eşle romantik ilişkiye yönelik ihtiyaçları belirgindir. Eşle baş başa yakın ilişki güçlü bir arzu şeklindedir ve bu arzu doyurulmadığı zaman da kişide dolayısıyla da ilişkide gerilim oluşabilir. Bu durumlarda eşlerden biri veya ikisi çocukların olmadığı bir halde eşle geçirilen zaman ve etkinlik arayışı içinde olurlar. Önemli olan bu ihtiyacı görmek, onu meşru kabul etmek ve karşılayacak şekilde eyleme geçmektir.
Eşlerin baş başa zaman geçirmesi
Eşler için baş başa vakit geçirmenin önündeki en büyük engel çocukların küçük olmasıdır. Çocukların büyümesi ile birlikte önce saatler daha büyüyünce de günlük baş başa kalmalar mümkün hale gelebilir. Eşlerin baş başa kalması bazen yürüyüşler, bazen çıkıp bir kahve içmek şeklinde saatlik olabileceği gibi, bazen de bir gece kalmalı kısa seyahatler olabilir.
Bazı anne babalar hem eşle vakit geçirme arzusu duyarlar hem de çocukları yanlarında götürmemeyi vicdan sorunu haline getirebilirler. Halbuki iyi ebeveynliğin ilk şartı eşler arasındaki iyi ilişkidir. Eşlerin baş başa vakit geçirerek yakınlıklarını arttırmaları çocukların lehinedir. Çünkü bir çocuğun ruhsal açıdan sağlıklı büyümesi anne babalarının ilişkisinin kalitesi ile yakından ilişkilidir.
Ailece ve baş başa ilişki arasında denge
Teorik olarak hem ailece hem eşlerin baş başa ilişkileri arasında denge olması halini iyi model olarak sunabiliriz. Aslında hiçbir ilişkide aile veya baş başa modeli tek başına olmaz. Biri sıfır diğeri yüz değildir. Ama boş vakit veya etkinliklerin %80 den fazlasının ailece veya baş başa olması bir modelin baskın olması anlamına gelebilir.
O zaman eşlerin ailece veya baş başa etkinliklerinin yüzde70/30, yüzde 60/40 bir model lehine veya yüzde 50/50 eşit olması uygun olabilir. Önemli olan eşlerin beklentisinin karşılanmasıdır. Olmayan veya açıkça hissedilmeyen bir ihtiyacı var etmek ne kadar yanlış olursa, var olan bir ihtiyacı görmemek ve doyurmamak da o kadar yanlış olur.