Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yüzde sekseninden fazlası terör örgütü PYD’nin militanlarından oluşur.
PYD, terör örgütü PKK’nın Suriye koludur.
SDG de doğrudan PKK elebaşları tarafından yönetilir!
Yani SDG demek PKK demektir. PKK 34 senedir Türkiye’ye karşı terör eylemleri yapan bir örgüttür.
Uluslararası kuruluşlar da PKK’nin terör örgütü olduğunu kabul etmiş ve kara listeye almıştır.
ABD’nin SDG militanlarından seçilen 30 bin kişi ile bir ordu kuracağını açıklamasını bu bilgiler çerçevesinde değerlendirmek gerekir.
***
ABD Suriye’deki diktaya karşı başlayan eylemlerin hemen sonrasında muhalefete destek vereceğini ve Esed’in Suriye’nin geleceğinde rolü olmayacağını net bir şekilde açıklayan bir ülkeydi.
Muhalefet Esed’i düşürmek üzereyken İran destekli Şii milislerin devreye girmesiyle durum değişti.
Bu arada Irak’ta ortaya çıkan/çıkarılan DAİŞ güya ABD’yi endişelendirdi ve öncelik terörle mücadeleye verilmeli gerekçesiyle Esed’in ömrüne ömür kattı.
***
DAİŞ ile mücadele bahanesinin arkasına sığınarak PKK’nın kolu PYD ile dayanışma içine girdi.
Türkiye koalisyon ortağı ve müttefiki olan ABD’ye PYD’nin bir terör örgütü olduğunu, bir terör örgütüne karşı başka bir terör örgütüyle mücadele edilemeyeceğini anlattı durdu.
ABD bildiğini okudu.
DAİŞ’ten boşalan yerlere PYD militanlarını yerleştirmeye başladı. Türkiye yine müttefikini uyardı. Bu kez ABD Fırat Kalkanı öncesi Münbiç’ten PYD’yi çıkaracağı vaadinde bulundu.
Münbiç hâlâ PYD’nin elinde. Yetmedi Rakka’yı da PYD’ye verdi. Binlerce tırlık askeri destek ile PYD’yi donattı.
DAİŞ’le mücadele bitince silahları geri alacağı yalanını söyledi.
Şimdi de hepsinin üstüne tüy dikercesine terör örgütü PYD militanlarından oluşacak30 bin kişilik bir ordu kuracağını açıkladı.
***
ABD ne müttefikliğin ne de ortaklığın gereğine riayet ediyor, ne de sözünde duruyor.
Senaryolarını uygulamak için kanun, kural, anlaşma tanımıyor.
Türkiye sözün ve diplomasinin bittiği noktaya gelmiştir.
O sebeple, Türkiye Afrin’deki PYD mevzilerini top atışlarıyla dövmeye başladı.
Cumhurbaşkanı ‘Afrin’in teröristlerden kısa sürede temizleneceğini’ açıkladı.
Evet vakit geçirmeden, önce Afrin peşinden Kobani ve Münbiç terör örgütünden temizlenmeli daha sonra da Irak’ta oluşturulacak bu çapulcu topluluğuna anladıkları dilden dersleri verilmelidir.
Sınır ötemiz güvenliğimizi tehdit eden terörist yuvası olmuştur.
***
Hatırlarsanız, ABD 11 Eylül’den sonra terörle mücadelede konsept değişikliğine gitmişti.
Bu değişikliğin en önemli kuralı terör saldırılarını beklememek ve terör örgütünü bulunduğu yerde vurmaktı.
Bu konseptten hareketle Afganistan’ı Irak’ı düzmece gerekçelerle işgal etti. Son olarak da DAİŞ bahanesiyle bölgeye yığınak yapıp duruyor.
Şimdi Türkiye aynı mantıkla hareket ediyor. Terörü yuvasında bitirmeye çalışıyor.
PYD’ye vurulacak her darbe, ABD’ye verilecek en güzel cevap olacaktır.
Kendileri binlerce kilometre öteden gelip operasyon yaparken haklı olacaklar ama Türkiye kendi sınırındaki terör yuvalarına müdahale edemeyecek öyle mi?
Geçti o günler!