Dünyanın yeni enerji dengeleri sürecinde Türkiye, “stratejik müttefiki”(!) ABD tarafından kuzey-güney hattında kuşatma altına alındı. Ne demişti, Erdoğan Nisan 2018’deki o konuşmasında? “Mesele, petrol, altın, elmas, pazar payı olunca bu ülkelerin adeta kan kokusu almış köpekbalığı gibi binlerce kilometre öteden koşup geldiklerini biz çok iyi biliyoruz.” Şu anda yaşadığımız durum budur ve emperyalizm 100 yıl önce Gazi Mustafa Kemal liderliğindeki direnişimiz nedeniyle yarım bırakmak zorunda kaldığı planlarının tamamını yürütüyor.
Yukarıdaki fotoğraf, 29 Kasım 2018 günü Kıbrıs açıklarında çekildi. ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Doherty’i ekibiyle, Amerikan donanmasının korumasında, Kıbrıs Rum yönetiminin yönettiği ve Türk toplumunun haklarını resmen çaldığıBlok 10 doğalgaz arama sahasında, ExxonMobil’e ait Stena İceMaxx sondaj gemisinin helikopter sahasındalar.
Fotoğraf, Türkiye’ye net mesajdır. Washington “Burada trilyon dolarlık doğalgaz var, binlerce kilometre öteden geldim, bu zenginliği sana yedirmem” diyor. Rum-Yunan “vekil devletlerini” kullanarak Türkiye’nin doğal zenginliğinin üstüne çullanmayı planlayan ABD, neden “Rusya’dan S-400 alamazsın” kampanyasını sürdürüyor sanıyorsunuz? Ulusal hava sahasının güvenliğini kimseye muhtaç olmadan sağlayacak bir Türkiye, bu emperyalist saldırıyı bozan tek güç olacak, biliyorlar.
Ukrayna’da emperyalist manevra
Büyükelçi Doherty’nin bu gösterisinden yalnız 13 gün önce, Washington’da bir araya gelen Dışişleri Bakanı Pompeo ile Ukraynalı mevkidaşı Klimkin’in imzaladıkları “stratejik işbirliği mutabakatının” enerji bölümü doğrudan Türkiye’yi hedef alıyor, tarihe not düşelim.
ABD Dışişleri Bakanlığı açıklamasında iki tarafın, Rus doğalgazını Avrupa’ya taşıyan Kuzey Akımı 2 ve TürkAkımı boru hatlarını Batı güvenliği için tehlikeli buldukları ve önlenmeleri için birlikte çalışacakları yer aldı. Niye? Bu sorunun yanıtı da aynı anlaşmanın, “Ukrayna’nın doğal gaz kaynaklarının birlikte geliştirilmesi ve üretimin artırılması” maddesine dayanıyor.
Kendi topraklarındaki “kaya gazı” kaynaklarını devreye sokarak 2030’dan itibaren önemli bir enerji ihracatçısı olma yolunda ilerleyen ABD’nin iki ülkede benzer bir çalışmayı başlatması dikkat çekici:Kaya gazı kaynakları açısından Avrupa’nın en zenginleri Polonya ve Ukrayna…
Amerika, Avrupa güvenliğini bahane ederek Rus gazını devre dışı bırakmayı, ortaya çıkacak açığı ise Polonya/Ukrayna’da üreteceği kaya gazı ve Doğu Akdeniz’den elde edeceği doğalgaz ile kapatmayı hedefliyor.
Bu, trilyon dolarlık bir emperyalist plandır.
Türkiye Doğu Akdeniz-Suriye hattında ve TürkAkımı ile de enerji dengelerinde bu planı bozan ülkedir.
Bizi parçalayana kadar uğraşacaklar
Silahlandırdıkları PKK’nın hendek-barikat savaşı ve 15 Temmuz kanlı saldırısı ile Türkiye’yi etkisiz hale getiremediler, ekonomiden saldırdıklarında sonuç aldıklarını (Rahip Brunson örneğinden yola çıkarak) düşünüyorlar. Mutlaka çok kritik bir anda tekrarlayacaklardır. Ekonomi yönetiminin ilk saldırıdan elde edilen deneyimle çok hazırlıklı olması gerekiyor, aksi halde yanarız.
Ama biz yine de durumu net söyleyelim: İsrail’in uzantısı bir Kürt devletini kurmadan, Türkiye’nin elini-kolunu, ekonomik saldırılar ve bu saldırıları sokak hareketlerine dönüştürecek yerli işbirlikçileri üzerinden kırmadan durmayacaklar…
Kılıçdaroğlu’nun tartışmalara yol açan Almanya ziyaretini bu denklemde görün.
Belli ki, yeri geldiğinde bizimle savaşmayı çok önceden göze almışlar…
Bekliyoruz, püskürtürüz.