Gönül coğrafyamızın hazin haline üzülmemek ne mümkün.
Hele de imdat çığlıklarına gereken cevabı veremiyorsanız.
İnsanlar katledilip, şehirler harabeye çevrilirken yükselen feryada deva olamamak vicdanı olan insan için gerçekten çok hazin.
Yemen’den bahsediyorum.
***
Son birkaç gün içinde dengeler hızlı bir şekilde değişme trendine girdi.
Arap BaharıYemen’e sıçradığında körfez ülkeleri devreye girdi ve diktatör Ali Abdullah Salih’i görevini yardımcısı Abdurabbuh Mansur el-Hadi’ye devretmeye ikna etti.
Salih görevini devretti ama ordu üzerindeki etkisini kullanarak İran destekli Husilerle birlikte merkezi hükümete savaş açtı.
Ordunun sadakatini kullanarak Yemen’de bu sefer perde gerisinden tekrar hâkim olma yolunu seçti.
Başkent San’a’yı bile hükümetin elinden aldı.
***
Görünürde Husiler devleti ele geçiriyordu ama aslında Salih’in gücünü istismar ediyordu.
Husiler’in ağababası İran olunca yavaş yavaş Salih’i devre dışı bırakmaya ve İran politikalarını egemen kılmaya başladı. Meşru hükümet ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
Bunun üzerini Suudi Arabistan’ın başını çektiği koalisyon Yemen’e müdahale etti. Meşru hükümet Aden’e döndü ve Husi/İran işgaline karşı mücadele başlattı. San’a ve kuzey dışında neredeyse bütün Yemen’i işgalden kurtarmayı başardı.
***
Görünen o ki San’a da kurtarılıp normal demokratik hayata dönülürse seçimleri tıpkı Mısır’da olduğu gibi dindarların partisiIslah kazanacak bu ise batının güdümündeki körfez ülkelerini pek hoşnut etmeyecekti.
Bunun üzerine tıpkı Suriye’de ‘dindarlardansa Esed’in kalması daha hayırlıdır’ mantığıyla Ali Abdullah Salih ile irtibata geçtiler ve Husiler’le anlaşmasını bozarak koalisyona yaklaşmaya ikna ettiler.
Salih de bu teklifi kabul etti.
***
Kabul etti çünkü Husiler/İran, Salih’in eski gücünü iyiden iyiye elinden almışlardı.
Salih kendi hayatının tehdit altında olduğunu gördü. Çünkü Husiler’in bugünkü lideri Abdulmelik Husi’nin kardeşi Hüseyin Bedreddin Husi’yi Salih iktidardayken idam etmişti.
İslam dünyasındaki kirli operasyonların taşeronu Birleşik Arap Emirlikleri Salih’i Husiler’e karşı tahrik etti, destek sözü verdi ve bu kez Husiler ile Salih taraftarları arasında çatışma başladı ve dengeler at üst oldu. Husiler daha güçlü olduğu için Salih koalisyonun hava desteğine rağmen pek başarılı olamadı.
Öyle görülüyor ki koalisyon ciddi biçimde Salih taraftarlarının arkasında durursa Husilerin uzun süre dayanma güçleri yok.
Koalisyonun planı da, Husiler’i kovduktan sonra Salih’i ya da oğlunu iktidara taşıyarak İslamcıları iktidardan uzak tutmak ve batının hegemonyasını sürdürmek gibi görünüyor.
Örtülü bir darbe.
Yazıyı yazarken haber doğruysa Husiler’in Salih’i öldürdüğü haberi geldi.
Koalisyonun bundan sonraki hamlesi önemli.
***
Salih’in ülkesineihanetinden ve İran’ın bu ihanete yardımcı olmasından sonra şehirler harabeye dönmüş, açlık başlamış, on bin civarında insan hayatını kaybetmiş, iki milyon insan evini barkını terk etmiş, kolera salgını başlamış bir milyon insan bu habis hastalığa yakalanmış ve bir insanlık dramı yaşanır hale gelmişti.
Bu son durumu Türkiye’deki ve Yemen’deki dostlarımla yazışarak değerlendirmeye çalıştım. San’a’daki dostum (güvenlik sebebiyle adını yazamıyorum) yazısını başlığa taşıdığım feryadını şöyle bitirdi:
“Allah aşkına,Peygamber aşkına Veysel Karani aşkına başkan Erdoğan’a ve diğer devlet ricaline söyleyin Yemen’i bırakmasınlar, gözleri önünde yok olmasına bigâne kalmasınlar. Müslümanların sorunları çok biliyoruz belki imkânlarınız da yeterli değil ama bizi unutmasınlar!”