İftar sonrası Mardin'in kalbi Cumhuriyet Caddesi'ni gezerken Vali Yaman'a vatandaşların ilgisi bu işin görev değil gönül işi olduğunu ispatlar nitelikteydi.
-MARDİN-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son ABD gezisinde, PYD-PKK ilişkisini gözlerinin önüne sermek için Trump’a verdiği Polis Akademisi raporunun Türkçesi, Mardin’de benim de katıldığım bir Terör Çalıştayı’nda açıklandı.
Polis Akademisi Başkanı Yılmaz Çolak'ın yönettiği çalıştayın ikinci bölümünde ise Orhan Miroğlu, Yaşar Hacısalihoğlu, Mehmet Şahin, Oral Çalışlar ve yazarımız İlhami Işık gibi bölgeyi iyi tanıyan ve terörle mücadeleyi yakından izleyen isimlerle raporu değerlendirdik, PKK ile mücadelede gelinen noktada nasıl bir strateji izlenmesi gerektiği konusunda fikirler dile getirdik.
PKK terörünün de PYD-ABD ilişkilerinin de artık siyasi bir mesele olarak görülmesi ve buna göre strateji belirlenmesi gerektiği konusunda neredeyse bütün katılımcılar mutabık kaldı.
Peki çözüm ne?
Özellikle örgütün bölgesel motivasyonu dikkate alındığında sadece askeri çözümün yeterli olmayacağı dile getirildi ve “Unutmayalım ki çözüm süreci, (yarı yolda kalmasına rağmen) Kürt halkının terör örgütü ile duygusal bağının kopmasını sağladı” hatırlatması yapılarak, coğrafi sınırlarımızla sınırlı olmayan ve doğrudan Kürt halklarını muhatap alan yeni bir çözüm sürecinin gerekliliği vurgulandı.
Gerçekten, Kürtlerin PKK ve siyasi uzantılarından ümidini kestiği bu dönemde, FETÖ’nün zehirleyemediği yeni bir çözüm süreci tartışılmalıdır.
Ancak bu “doğrudan Kürtlerin muhatap alınması” meselesinin nasıl uygulanacağı pek de aydınlatılabilmiş değildir.
'Mardin kriterleri' örnek olsun
Silah tünelleri ve terör hendekleri ile birlikte kimsenin uğramadığı bir ölü şehir döneminden sonra Mardin’e ilk defa gelmiştim.
Çalıştaydan sonra Vali Mustafa Yaman’ın davetlisi olarak Mardinlilerin toplu iftar yaptığı şehir meydanına gittik.
Vali Yaman Mardin’e bir yıl önce gelmiş ve 17 Kasım’da Ahmet Türk’ün görevden alınması ile Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili olarak yerel hizmetleri de yürütmeye başlamış.
Sohbet ettiğimiz AK Parti İl Başkanı Mehmet Ali Dündar başta olmak üzere birçok Mardin ileri geleni, Vali Yaman’ın bu kısa sürede belediye hizmetlerinde büyük bir dönüşüme imza attığını söyledi.
Fakat bence asıl değişim Mardin ahalisi ile olan münasebetlerde gerçekleştirilmiş, halkın gönlü fethedilmiş.
Vali beyin, toplu iftar meydanındaki halini hayranlıkla izledim.
Çoluk-çocuk, yaşlı-genç, yerli-yabancı herkes vali beyin önüne çıkıyor. Kimi hal hatır soruyor, kimi de talepte bulunuyor.
Vali bey hepsi ile yakından ilgileniyor, sohbet ediyor, gönüllerini alıyor. Suriyelileri, yanından hiç ayrılmayan tercümana havale ediyor.
Ahali ile hasbihal etmekten, resim çektirmekten iftar meydanından yarım saatte çıkamadık.
Mardin’de gece turu
Sonra Mardin’in kalbi olan Cumhuriyet Caddesi’ne gittik.
İftardan sonra hayat yeniden başlamış, Mardinliler; cadde üzerindeki kaldırım kafe ve meşhur çardaklarda ramazan muhabbetine koyulmuştu.
Vali Yaman ile birlikte caddeyi yaya dolaştık.
Bizi gören bütün esnaf, dükkanının önüne çıkıyor, muhabbetle karşılıyordu. Vali bey ise her birine ismi ile hitap ederek hatırlarını soruyordu.
Israrlı davetlere kibarca vaktimiz olmadığını söylememize rağmen kaç defa duraklayıp çay-kahve içtiğimizi hatırlamıyorum.
İşin daha ilginci Vali Yaman, cadde üzerinde karşılaştığı insanlara da ismiyle hitap ediyor, bazılarına “O iş noldu” babından sorular soruyor, o kişi de ya, “Halloldu” diyor, teşekkür ediyor veya durumu söylüyor, Vali bey de hemen yanındaki yardımcılarına not ettiriyordu.
Uzatmayalım; bizim cadde turumuz geç saatlere kadar devam etti ve vali bey ancak misafirlerle birlikte sahur yaptıktan sonra evine gitti.
Vali Yaman’a, gördüklerimi sordum. “Buraya gelince gördüm ki, gönüllerdeki tahribat, kazılan hendeklerden, patlayan bombalardan daha fazla yaralamış. Gönülleri yapmak, beldeyi imar etmekten daha zaruri hale gelmiş. Biz ikisini de birlikte yürütmeye çalışıyoruz” dedi.
Gün boyu süren yakın gözlemlerimden çıkarttığım sonuç da şuydu:
Vali bey bütün bunları görevden değil, gönülden yapıyordu.
Yani samimiydi ve bence işin sırrı da buydu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, bütün iç ve dış engellere rağmen başarıdan başarıya koşturan sır da bu değil miydi?
***
Çalıştayda tartıştığımız, “Doğrudan Kürt halkını muhatap alan bir çözüm süreci nasıl yürütülebilir ki” sorusunun cevabı, Mardin sokaklarında sonucunu gördüğümüz; gücünü samimiyetten alan “Erdoğan Modeli” idi.