Siyasette umut olmak çok önemlidir. Siyasetçinin de, siyasi partinin de istikbali ‘umut değeri’ taşımasındadır. Milletin umudu olamıyorsanız ve umut vermiyorsanız siyasi karşılık bulamazsınız.
Güven ve umut siyasetin iki altın kavramıdır.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, dünkü konuşmasında hukuki engeli olmayan her vatandaşı AK Parti çatısı altına davet etti.
Bu davet ve çağrı, oy talebinin ötesinde, birlikte siyaset yapma arzusunu ifade ediyor.
AK Parti, ‘Siyaset Akademide başlar’ sloganıyla 12 yıldır halka yönelik eğitim programı düzenliyor. Bu eğitim programları sadece ‘kurumsallık’ açısından bakıldığında bile bir istikrarı ve disiplini yansıtır.
Bunun ötesinde binlerce insanın siyasetin temel konuları üzerinde bilgilendirilmesi, karşılıklı görüş alışverişinin yapılması, yeni ilişki ağlarının oluşması bu programın açık faydalarıdır.
Bu yıl da 37 ilde 12 bin kişinin katılımıyla çok kapsamlı bir Siyaset Akademisi programı gerçekleştirilecek.
2001’de kurulan ve 2002’den bu yana iktidarda olan bir partinin yıpranmak bir yana büyük bir motivasyon ve heyecan kaynağı olması önemlidir. Erdoğan bu durumu şöyle ifade ediyor:
“18 yaşındaki üniversite öğrencisi ile Kütahya'daki 70 yaşındaki çiftçi, siyaset akademisi çatısı altında buluşuyorsa burada bir ışık, bir cevher, bir umut var demektir. Milletimizin gösterdiği büyük teveccüh, ülkemizin geleceğinin AK Parti'de görüldüğünün en bariz ifadesidir.”
Siyaset Akademisine gösterilen ilgi ile AK Parti’ye gösterilen ilgi arasındaki bağ paralel bir gelişim sergilemiş. 2010’dan önceki yıllardan itibaren Siyaset Akademisine katılım 7-9 bin aralığında olmuş. Bu sayı 2017’de 8.051, 2018’de 6.149 iken bu yıl 12 bini aşmış durumda.
AK Parti Türk siyaset tarihinin en büyük siyasi hareketlerinden biridir.
10 milyonu aşan üye sayısı birçok partinin aldığı oydan fazladır. AK Parti’nin milyonları bulan kadın veya gençlik kolları üye sayısı bile büyük bir teşkilatlanma başarısının tezahürüdür.
Dünya genelinde insanların siyasete daha az ilgi gösterdiklerini, seçimlerdeki katılım oranlarının çok düşük kaldığını biliyoruz.
Oy vermenin ötesinde siyasete katılım sağlamak, ülkenin geleceğine sahip çıkmak demektir.
Siyaset ve ülke yönetimi sadece oy vererek şekillendirilmiyor.
Siyasette etkin ve aktif rol almak, katılımcı demokrasi açısından olduğu gibi, yaşanan süreçlere müdahil olmak ve politikalara etki etmek açısından da büyük önem taşır.
Yerel seçimlerden sonra AK Parti’yle ilgili karamsar senaryolar üretenler, yelkenlerini şişirecek bir rüzgâr yakalamayı hayal ediyorlardı. Ama bırakın böyle bir rüzgâr yakalamayı, Erdoğan’ın estirdiği rüzgârla yaprak gibi sürüklenmeye başladılar.
AK Parti ürettiği dinamizmle kendisini yenileyebilen bir parti.
Gerek Siyaset Akademisi, gerek başlayan Kongre Süreci, AK Parti’nin bu dinamizmine katkı sağlayacaktır.