Yerel seçimlerden sonra sanki siyaset sahnesinde AK Parti’nin ve CHP’nin politik ağırlığında farklılık yaşanıyormuş gibi yorumlar yapılıyor.
Çölde vaha görmüşçesine heyecanlanan ama seraptan başka bir şey görmeyen bu yorumcuların şunu iyi bilmesi gerekir:
Konjonktürel sebepler ve taktik hamleler lokal ve geçici başarılar getirebilir. Bu uzun soluklu, muhtevaya dayalı, vizyoner bir siyaset hali olduğu anlamına gelmez.
Bugün Türk siyasetinde hiçbir partinin politik vizyon, gelecek perspektifi ve çözüm önerileri konusunda AK Parti ile kefeye konulması mümkün değildir.
Siyasette kalıcı olmak ve uzun soluklu/kalıcı başarılara imza atmak asıldır.
Siyasette başarının birçok ölçütü vardır ama asıl başarı ölçütü uzun soluklu seçim kazanabilecek bir siyasi hareket oluşturmak, iktidar olmak ve iktidar performansıyla uzun yıllar ülkenin gidişatını şekillendirmektir.
CHP uzun soluklu bir siyasi hareket olarak başarılı görülebilir ama çok uzun zamandır hiçbir seçim kazanamayıp iktidara gelememesi boyutuyla son derece başarısızdır.
HDP, kendisi kazanamasa da AK Parti’ye kaybettirme misyonunu bir başarı gibi yutturmaya çalışsa da siyasi hedefleri giderek buharlaşan bir parti…
AK Parti ise hem kurulduktan kısa süre sonra iktidara gelmesi, hem uzun soluklu bir çizgi tutturabilmesi, hem Türkiye’nin en büyük ve en kitlesel siyasi hareketini meydana getirmesi, hem de girdiği tüm genel seçimleri kazanmasıyla net bir başarı tablosuna sahip. AK Parti iktidarlarının ülkeye yaşattığı değişim/dönüşüm de apayrı bir başarı hikâyesi ortaya koyuyor.
Gelinen noktada siyasi vizyon, gelecek hedefleri, dünya meselelerine bakış, liderlik ve teşkilat gücü gibi açılardan bakıldığında AK Parti’nin açık ara önde olduğu söylenebilir.
Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı MHP de Türk siyasetinin ana bileşenlerinden biri olarak siyaset sahnesindeki varlığını korumasıyla ve iktidarlar üzerindeki etkisi veya oynadığı kritik rollerle başarılı görülebilecek bir siyasi harekettir.
Bugün birçok konuda CHP ve Millet İttifakındaki bileşenleri dünyayı ve Türkiye’yi kucaklayacak bir siyaset ve vizyon üretebilmiş değiller.
S-400 konusunda CHP’nin izlediği siyaset ne şiş yansın ne kebap düzeyinde…
Doğu Akdeniz’de devam eden ve belki de yakın gelecekteki güç dengelerini etkileyecek olan inisiyatif mücadelesinde CHP ve ittifak ortaklarının ne dediğini bilen yok.
Normalde bir ülkede muhalefet partilerinin en çok gündeminde olması gereken faizler, enflasyon, işsizlik gibi ekonomik konularda CHP’nin ne önerdiği belli değil.
Müzmin muhalif parti liderleri ile Cumhurbaşkanımız Erdoğan arasında liderlik kıyaslaması yapmak bile gerçekçi olmaz.
Yerel seçimlerde bazı büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanmak tek başına bir ‘gelecek siyaseti’ne sahip olmak anlamına gelmez.
18’inci yılında bir siyasi hareketin yerel seçimlerden yüzde 50’nin üzerinde bir başarıyla çıkarak yoluna devam etmesi küçümsenecek bir şey değildir.
Elbette AK Parti bu genel başarı çizgisini seçmenin nabzını doğru tutmasından ve halkla gönül bağını korumasından alıyor. Yerel seçimler sonrası da AK Parti ilgili kurulları, teşkilatları, sevenleri ile seçmenin mesajını doğru algılayarak kendisini daha da güçlendirecek adımları istişare etmektedir.
AK Parti, kötülerden iyi olmayı değil iyilerden iyi olmayı kendisine rehber edinmiş bir siyasi harekettir. Bu yüzden siyasette asıl rakipleri müzmin mağlup CHP değil, önceki dönemlerin büyük başarılara imza atmış siyasi hareketleridir.
AK Parti hiçbir zaman mevcudu muhafazanın veya zayıf rakiplerin üzerinde olmanın değil, kendi yükselttiği çıtayı daha yükseğe taşımanın mücadelesi içinde olmuştur.
AK Parti kendi geleceğine değil, ülkenin geleceğine odaklanmış bir partidir. Birçok toplum kesiminin ülkenin geleceği ile AK Parti’nin geleceğini örtüştüren tavrı dikkate değerdir.
AK Parti, bundan sonra da millete hizmet mücadelesinde aynı hassasiyet ve duyarlılıkla umut ve güven olmaya devam edecektir.