Teşkilatlar yenileniyor. Belediye başkanları istifa ediyor. Teşkilatların yenilenmesi doğal karşılanırken belediye başkanlarının istifası farklı bir değerlendirmenin konusu yapılıyor.
"Seçimle gelen seçimle gitmeli!" lafı üzerinden AK Parti lideri Erdoğan hedef tahtasına oturtuluyor. "Tek adam!" söylemini bu vesileyle tekrar tedavüle sokan çevreler görünen o ki ne AK Parti'yi doğru anlayabiliyorlar ne de AK Parti'nin içini doğru okuyabiliyorlar. Siyaset sosyolojisi bağlamında AK Parti gerçekliği bence üniversitelerin el atması gereken bir konu. Çünkü AK Parti dünyada nevi şahsına münhasır bir parti. AK Parti'nin muhafazakâr kimliğinden tutunuz da Erdoğan'ın şahsında somutlaşan liderliğine varıncaya kadar her şey siyaset bilimi kitaplarındaki tanımların ötesinde.
Siyaset bilimi literatüründe “muhafazakâr demokrat” diye bir kavram yok. Lakin AK Parti kendini muhafazakâr demokrat olarak tanımlayan tek parti. Burada şu inceliğe de dikkat: AK Parti'nin muhafazakârlık anlayışı, Avrupa'daki muhafazakârlık anlayışından farklı. Demokratlık bahsinde tanımlar aynıyken, muhafazakârlık bahsinde tanımı AK Parti'nin kendisi yapıyor. Daha doğru bir tanımlamayla "geçmiş" ve "tutuculuk" üzerine oturtulan muhafazakârlık kavramının içini AK Parti’nin kendisi yeni tanımlarla dolduruyor. Bu bağlamda; AK Parti'nin kaskatı bir tutuculuğu dışlayan "kökü mazide olan ati" tasavvuru, yeniliğe ve değişime açıklığı ifade ediyor. Liderlik kavramı da "karizma" üzerinden tanımlanır hep. Erdoğan'ın liderliğini Avrupai "karizma" üzerinden okuyanlar da yanılırlar. Çünkü Erdoğan liderliği kendine özgü bir liderliktir.
***
Değişim, AK Parti için hayati bir öneme sahip. Lakin değişim başkalaşmak anlamına gelmiyor. Bunu en iyi Mevlana'nın pergel metaforu anlatır. AK Parti'nin bir ayağı kendi sabitelerinde sımsıkı dururken, öbür ayağı şartların değişmesiyle birlikte değişir. Unutulmasın ki "siyasetin fıkhı"nı "zamanın ruhu"na uygun bir biçimde oluşturmayan partilerin ömrü kısa olur.
Ünlü Mecelle (Fıkıh) kuralıdır: "Zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkâr edilemez." Yani zaman değiştikçe ve şartlar başkalaştıkça hüküm değişir. AK Parti kendi sabitelerine, yani değerlerine bağlı kalarak kendini her yeni gelişmeye uyarlayabilen bir parti ve Erdoğan liderliği de gücünü milletin/ümmetin gönlünden alan bir liderlik olduğu için hayatiyetini sürdürebiliyor.
Geliyorum son günlerin malum tartışma konusuna... Teşkilatlar her dönem yenilenmiştir. Milletvekili listeleri de... Hiçbir koltuk ve makam şahısların tapulu mülkü değildir. O göreve getirilen kardeşlerimiz vakti geldiğinde o görevi bırakacaklarını biliyorlar. Buradan başka anlamlar çıkartanlar maraza arayanlardır. Çok şükür bu anlamda içimiz sağlam bizim. Dışarıdan maraza çıkartmak isteyenlerin fitnesi de sökmez bize. AK Parti milletin talepleri ve rızası doğrultusunda siyaset yapan bir partidir. Belediye başkanlarından millet memnun değilse bu değişimi partiye/davaya zarar vermeden gerçekleştirmek elbette AK Parti liderliğine ait bir haktır. Sonuçta o belediye başkanları AK Parti’lidirler ve AK Parti liderliği tarafından belirlenmişlerdir.
Kendi partisi tarafından belirlenmiş ve kendi partisinin gücü sayesinde belediye başkanı seçilenler için sadece "seçim" üzerinden laf söyleyenler bilsinler ki siyaseten yanlış bir okuma içindedirler. Erdoğan'ın yaptığı değişim "seçimle gelenin azledilmesi" değildir. Milletin memnuniyetsizlik duyduğu bir süreci siyasetin hukuku içinde rızaya dayalı bir biçimde sonlandırma girişimidir.
Bir parti genel başkanı olarak Erdoğan'ın kendi partisinin geleceğini milletin memnuniyeti üzerinden yeniden şekillendirmesinden daha haklı ve doğal ne olabilir ki? "Tek adam!" iddiası, bir bühtandır. Bu tür değişimlerin nasıl yaygın bir istişare ve kamuoyu anketleri sonucunda yapıldığını ve Erdoğan'ın da bu istişareler sonucu karar verdiğini bilen biliyor. İstifa eden kardeşlerimiz başarılı olabilecekleri bir başka alanda değerlendirilirler. Hiç kimsenin hukuku ve şerefi zayi edilmez. Ama dava bilinciyle hareket eden AK Parti’liler, partilerinin şerefini ve hukukunu kendi şahsi şeref ve hukuklarının üstünde tutarlar.
AK Parti "Partim/davam zarar göreceğine ben o koltuktan memnuniyetle kalkarım!" diyenlerin partisidir. AK Parti kendi evlatlarını yemiyor. AK Parti kimseyi hiçleştirip bir kenara atmıyor. AK Parti milletin talepleri doğrultusunda kendini 15 Temmuz'un ruhuna uygun bir biçimde yenileyip değiştirerek 2019 Türkiye'sini inşa edecek güçlü bir sürecin temellerini atıyor. AK Parti'de ayrılma ve çözülme bekleyenler, daha çok beklerler…