AK Parti ilkeleri olan bir parti midir yoksa başkalarının ilkelerine göre kendini şekillendiren bir parti midir?
AK Parti her yöreye göre şekil alan bir parti midir yoksa ilkeleri doğrultusunda yol yürüyen bir siyasi hareket midir?
Bilmeyenler veya unutanlar için hatırlatalım.
AK Parti kendini “Muhafazakâr Demokrat” olarak tanımlayan bir partidir.
AK Parti’nin muhafazakârlığa ve demokratlığa yüklediği anlam ise gayet açık.
AK Parti’nin muhafazakârlık anlayışı, geçmişi toptan savunmayı amaçlayan bir gericiliğe/tutuculuğa yaslanmıyor; milletimizin inanç değerlerini ve hassasiyetlerini odağa alan lakin değişime ve yeniliğe de açık olan bir ilkeselliği esas alıyor.
AK Parti’nin demokratlığı da en geniş anlamda herkes için özgürlüğü içkin olan bir anlayışa yaslanıyor.
AK Parti dindar-muhafazakâr bir parti olarak hiç kuşkusuz dinimizin yasakladığı ve haram kıldığı hiçbir işe hoşgörüyle bakmaz. Lakin bu haram işleyen insanları “öteki” ve “düşman” olarak gördüğü anlamına da zinhar gelmez.
Buradaki ilkesel tutum şudur: Günah veya haram hoş görülmez. Zinhar teşvik edilmez. Lakin günah ve haram işleyen de dışlanmaz.
***
AK Parti ilkeleri olan bir partidir; her yöreye göre ayrı şekil kazanan bir parti değildir.
AK Parti herkes için özgürlük isteyen bir partidir.
AK Parti hiç kimseye hayat tarzı dayatmaz. Hiç kimsenin dayatmasına da izin vermez. AK Parti’de yaşam tarzları farklı olan her kesimden insan bulunur. Her dinden, her inançtan, her ırktan, her mezhepten insana AK Parti’nin kapıları ardına kadar açıktır. Tek şart: Lideri tarafından açıklanan AK Parti ilkelerinin benimsenmesidir.
AK Parti’de bir Kürt, bir Türk, bir Müslüman, bir Hıristiyan, bir Alevi bir Sünni yan yana bulunur. AK Parti nezdinde ilkelere sadakatle bağlı olan herkes eşittir. Hiç kimsenin bir diğerinden üstünlüğü veya imtiyazı yoktur.
AK Parti kimseyi kendine benzetmeye çalışmaz. Bunu zorla yapma yoluna hiç gitmez. İlkelerini anlatır. Gönülden bu ilkelerini benimseyen herkesle kendini çoğaltma yoluna gider. AK Parti’nin esas aldığı yöntem, zorakilik değil gönüllülüktür. Toptancılık değil tedriciliktir. Zorlaştırmak değil kolaylaştırmaktır. Baskı değil telkindir. Dışlamak değil kuşatıcılıktır. “Biz hep birlikte Türkiye’yiz!” mottosu, AK Parti’nin esas aldığı anlayışın çarpıcı ifadesidir.
***
AK Parti İzmir’in de partisidir, Diyarbakır’ın da.
İzmir sadece içkiyle özdeşleşmiş bir hayat tarzına mensup olanların şehri değildir. Diyarbakır ise yalnızca Kürtlerin şehri veya teröre/şiddete bulaşmış kriminal unsurların şehri değildir.
AK Parti ne İzmir’de ne de Diyarbakır’da kendisini söz konusu unsurların hassasiyetleri üzerinden konumlandırma yoluna gitmez. Kendini herkese anlatır. Ama kendisi gibi kalarak…
AK Parti İzmir’de veya Diyarbakır’da yaşayan herkese kendini en muhafazakâr ve en özgürlükçü kimliğiyle anlatır. Hiçbir parti herkesi memnun edemez. Herkesi memnun eden partilerin de ilkeleri yoktur. O yüzden “İzmir’in AK Partisi” veya “Diyarbakır’ın AK Partisi” olmaz! AK Parti tektir. Ama farklılıkları tekleştirme anlayışına sahip değildir. Tersine farklılıkları bir arada barış içinde yaşatmayı amaçlayan özgürlükçü bir partidir.
AK Parti’nin bu karakteristik anlayışını ve herkesi kucaklayan ilkelerini anlatmayı becerirsek gerisi kolaydır. Başka söylemler bizi biz olmaktan çıkartır. Kaş yapayım derken göz çıkartır. Dahası ve en fenası inandırıcı olmaktan uzaklaştırır.
Son söz: Biz amacı iktidar olan, yani ne pahasına olursa olsun iktidar olan bir hareket değiliz. İktidara gelmek için nabza göre şerbet veren ilkesiz ve amorf bir hareket hiç değiliz. Biz bugüne kadar liderimizin hasbi bir biçimde aktardığı ilkelerimiz dolayısıyla iktidar olmuş bir partiyiz. İktidarı bahşeden Allah’tır. Kalpleri evirip çeviren O’dur. Milletimiz hasbiliğimiz dolayısıyla bizi başına taç etmiştir. Bizi milletimizden uzaklaştıracak ve ilkelerimize gölge düşürecek küçük iktidar hesapları içine girersek kaybederiz, biline.