24 Haziran seçimlerinde gayet iyi çalıştığı görülen ittifaklar yerel seçimlere taşınacak mı? Bilhassa 15 Temmuz’dan bu yana birlikte yürüyen AK Parti ile MHP yerel seçimlerde de birlikte hareket edecek mi?
Henüz bilmiyoruz. Yazı yazılırken iki partinin yetkili isimleri bir araya gelmemişti. Siz bu satırları okurken muhtemelen ilk açıklama yapılmış, karşılıklı çalışılacağı, sonucun genel başkanlara sunulacağı ve kararın Erdoğan ve Bahçeli tarafından verileceği söylenmiş olacak.
Görüşmeleri yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcıları yapacak. AK Parti’den Mehmet Özhaseki, MHP’den Sadir Durmaz. Erdoğan’ın Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’u da görevlendirdiği, “seçim strateji heyeti”nin 10 gündür çalıştığı biliniyor. Bir de şu: “AK Parti ittifaka bu kez stratejik değil taktik bir mesele olarak bakıyor”.
***
Muhalif çevrelerden gelen yorumlar –temenni de denebilir- Cumhur ittifakının çatlayacağı yönünde. AK Parti ve MHP’den gelen mesajlar ise -ittifak olur olmaz o ayrı- ama ittifak ruhunun korunmak istendiğini gösteriyor.
Ağustos sonuna dek MHP’nin tavrı net değildi. Ama Bahçeli geçen hafta bir kez daha ön aldı ve MHP olarak İstanbul’dan aday çıkarmayacaklarını açıklayarak Mart 2019 için AK Parti-MHP ittifakı kesinleşti yorumlarına dahi sebep oldu.
İki parti de kendi durumuna bakıyor, sahayı ve rakip cepheyi gözlüyor aslında. Çünkü yerelde partiden çok adaya odaklı rekabet ve örtülü oy akışları bu kez nasıl hareket eder bilinemiyor. Şu biliniyor ama. Yerel seçimlerin de en iddialı partisi AK Parti. Türkiye’nin her bölgesinde seçime giriyor ve 81 ilin 62’inde birinci, kalanında ise ikinci parti. Ayrıca merkezi yönetimde olduğu gibi yerel yönetimlerde de rüştünü ispat etmiş vaziyette.
Lakin AK Parti’nin bu kez makas kapatmak gibi bir hedefi de var. Erdoğan ile AK Parti arasındaki oy farkı yüzde 10’a sabitlenmiş gibi. Hem bu fark, hem Erdoğan’ın başarı hikayesinin yerelde başlaması AK Parti için Mart 2019’u zorlu bir sınava dönüştürüyor.
***
Yerelde ittifak sıkıntı mı üretir yoksa başarı için kolaylaştırıcı rol mü oynar, şimdilerde bu ölçülüp tartılıyor. Öte yandan Bahçeli’nin üç büyük şehrin kaybedilmesi durumunda yeni sistemin tartışmaya açılacağını ifade/iddia etmesi ise heyetler çalışmadan erken bir yorum olarak olası süreci baskılıyor. Aynı Bahçeli’nin MHP’nin İstanbul’daki oyunun yüzde dört olduğunu hatırlatması evet iddiasızlığı ilan ediyor ama onun da ötesinde sanki kritik bir oy transferini de vaat ediyor.
Cumhur ittifakı zorlu süreçlerde iki parti için olduğundan daha fazla Türkiye için büyük bir imkandı. Ama yerelde işler mi? Hangi parti güçlüyse onun adayı desteklensin, demek teoride kolaydır ama pratikte karşılığı ne olur?
***
Yüzde 42 oyu olan parti için bunu demek pek kolay olmayacaktır. Bu açıdan, ittifak olsa bile muhtemelen formül, “ortak aday” şeklinde olmayacaktır. Akla en yatkın formül şu gibi: Herkes adayını göstersin ama belediye kimde ise onda kalsın, kimin adayı güçlü ise o desteklensin. Destek veren parti belediye meclis üyelikleriyle desteklensin.
Genel seçimlerle kıyaslanmayacak kadar çok hesap gerektiren bir durum var bu defa. Şehirlerde, büyükşehirlerde başkan adaylarının yanı sıra belediye meclis üyelikleri, il genel meclis üyelikleri de belirlenecek. Binlerce, belki on binlerce üyenin dahil olduğu bir süreci yönetmek partilerin niyeti ve heyetlerin maharetiyle kotarılır mı, göreceğiz.
Bazı handikaplar da öngörülüyor elbette. Oy geçişlerinin artması, geçişlerin kalıcılaşması, partilerin giderek daha fazla benzeşmesi, yerelde MHP’den başka partilere oy kaçışı, MHP’nin giderek örtülü rakibe dönmesi gibi olasılıklar.
İki parti de niyet ve tutum olarak cumhur ittifakı ruhunun zarar görmesini istemediği için nasıl bir çıkış yolu bulunacak, göreceğiz.