Etnik aidiyet üzerinden keşke hiç konuşmasak. “Kürtler” diye başlayan veya “Kürt seçmeni kazanmak” diye süren cümleler duydukça bu lafları edenlerin siyasi aklına şaşıyorum.
Bir kere “Kürtler” diye homojen bir topluluk yok. Türlü türlü Kürt var. Çıkarını ve siyasi pozisyonunu düşünen çok sayıda Kürt var. Dinini/inancını birincil önemde gören milyonlarca Kürt var. Aynı şekilde ideolojik/siyasi dünya görüşünü Kürtlüğünün üstünde tutan Kürtler var.
Etnik aidiyet üzerinden siyaset yaptığı iddia edilen HDP’nin kendisi Kürtlükle alakalı değil. PKK’nın varlık nedeni sanıldığı gibi Kürtlük değildir; ideolojiktir.
Şu gerçekliğin artık bilinmesi gerekiyor: PKK-HDP kendisinin ideolojisiyle beraber olmadığı bir “Kürdistan” asla istemez. Onların istediği salt “Kürdistan” değildir; bizatihi “İdeolojik iktidar”dır. Kürtler veya Kürtlükle ilgili talepler onlar için elverişli/kullanışlı bir mobilizasyon aracıdır. Bu cümleden olarak PKK-HDP sanıldığı gibi “Kürt milliyetçisi” değildir. “Kürt milliyetçiliği” anlayışını esas almış olsalardı Marksist-ateist bir Türk’ü inancı ve politik tercihi farklı olan bir Kürd’e tercih etmezlerdi. Dahası Barzani’nin “Kürdistan”ı ile Bağdat rejimi karşı karşıya geldiğinde tercihlerinin Bağdat rejiminden yana olacağını açıklamazlardı. Esed rejimi Kürtlerin varlığını resmen tanımazken Esed rejimin yandaşlığını ve tetikçiliğini yapmazlardı.
Mesele Kürtlerin çıkarını veya geleceğini düşünme meselesi değil; Kürtlerin Pol-pot rejimine benzer bir iktidar için kullanılma meselesidir.
O yüzdendir ki Kürtlerin kanı gerektiğinde Amerikan emperyalizmine peşkeş çekilebilmektedir.
***
AK Parti’nin CHP tarafından kanlı bir soruna dönüştürülen “Kürt sorunu”nu paradigmal düzeyde kökten nasıl çözdüğünü görmeden AK Parti’ye haksız suçlamalarda bulunan içimizdeki hesabileri gördükçe üzülmemek elde değil. Geçmişte AK Parti’de vekillik yapmış kimi zevatın bugün sanki AK Parti “Kürtlere karşı kendini konumlandırmış” algısı üzerinden yaptığı salvolar siyasi ahlakla bağdaşmayan bir ilkesizliğin göstergesi. Kendileri varsa AK Parti’de sorun yok ama kendileri yoksa AK Parti’de Kürtlerle ilgili sorun var algısı oluşturanlar bilsinler ki bu söylem ve davranışlarıyla sadece kendilerini tüketiyorlar. Bu arkadaşlarımız da ne yazık ki Kürtleri ve Kürtlüğü kendi siyasi varlıkları ve şahsi gelecekleri için birer araç olarak kullanıyorlar.
En kızdığım şey tıpkı başkaları gibi Cumhurbaşkanımızın demediği bir şeyi demiş gibi göstererek suçlamalarda bulunmaları. Mesela “Kürtler için daha ne yapalım!” denildiğini ileri sürerek kendince şu haksız cevabı yapıştırmak: “Asıl Kürtler sizin için daha ne yapsın!” Bir kere Cumhurbaşkanımızın böyle bir lafı yok. Cumhurbaşkanımızın Kürtlere yönelik red, inkâr, asimilasyon ve baskı politikalarını cesaretle sonlandıran siyasasına hep şu cümle eşlik etmiştir: “Bu bir lütuf değil, gasbedilen bir hakkın teslimidir.”
Bu ülkede Kürtler için ne yapılmışsa AK Parti tarafından yapılmıştır. Kürtler de bu yapılanların kadrini-kıymetini bilmiştir. Cumhurbaşkanımız hiçbir zaman “Kürtler için daha ne yapalım!” gibi ayrımcı bir anlayışın içinde olmamıştır. Tam tersine Kürt kardeşlerini hep baştacı etmiştir. Çünkü Erdoğan’ın zihninde ve yüreğinde etnik milliyetçiliğe/ırkçılığa yer olmamıştır. Onun gözünde bir Türk de bir Kürt de eşittir. O üstünlüğü takvada gören bir inancın mensubudur.
“Kürtler için daha ne yapalım!” demek ne kadar yanlış ise “Kürtler sizin için daha ne yapsın!” demek de bir o kadar yanlıştır. Her iki anlayışa da aramızda yer yok. Kürtleri inkarcı, asimilasyoncu ve katliamcı CHP’nin yedeğine düşürenler lütfen Kürtlükten bahsetmesinler. Kürtleri Amerikan emperyalizminin paramiliter unsurlarına dönüştürmek isteyenler de... Kürtleri vekil olamadıkları AK Parti’nin dışında başka bir siyasi arayışın aracısı kılmak isteyenler de aynaya baksınlar. Bir de AK Parti’de iken dediklerine...