Aile ile ilgili kurumsal düzeyde yapılan işleri en genelde politika metni yazmak, bilimsel ve sosyal toplantılar düzenlemek ve müdahale programları geliştirip uygulamak şeklinde sınıflamak mümkün. Bu üç formun da olumlu tarafları olduğu kadar işlevsiz tarafları da var. Bu yazıda bu üç tür çabanın değerlendirmesini yapacağım.
AİLE İLE İLGİLİ POLİTİKA METİNLERİ
Birçok ülke aileyle ilgili politika metinlerine sahip. Belli ki bu metinler yerel veya uluslararası fonlar/kurumlar tarafından desteklenmiş. İşi politika metni yazmak olan kişiler var. Bu metinlere bir değer atfedebiliriz. Çünkü bu metinler bir teorik yol haritası çiziyorlar. Politika metinleri olmayan ülkelerin hali daha sorunlu. Ama bazı ülkeler de politika metni çöplüğü halinde.
Teorinin pratiğe kalıcı olarak dönememesinin nedenlerinden biri projelerin temelde yerelden başlamaması olabilir. Çünkü birçok politika metni veya programın fikri de uluslararası kurumlardan geliyor. Bu sebeple de uygulayıcı düzeyde sahiplenme olmuyor. Halbuki fikrin bir ihtiyaçtan dolayı yerelden gelmesi gerekiyor. Politika veya programın geliştirilmesinde uluslararası katkıdan faydalanmak mümkün ama bu faydalanmanın da etkili yollarını bulmak gerekiyor.
AİLE İLGİLİ TOPLANTILAR
Aile ile ilgili ister bilimsel ister sosyal toplantılar bu üç form içinde en yaygın olanı. Aileyle ilgili bir şey yapmak isteyen her topluluğun aklına bu form geliyor. Kongreler, sempozyumlar, zirveler bu türün tipik örnekleri. Bu türden aktiviteler aileyle ilgili meselelerde bilimsel üretimini arttırdığı, akademisyenler arasında etkileşimi geliştirdiği söylenebilir. Bu yararlı taraflarına rağmen bu formun aile ile ilgili çabaların en yaygın formu olmasının yanlış olduğu kanaatindeyim. Bu alanda harcanan para ve emek kadar gerçek bir çıktı olmadığını düşünüyorum. Bu formun uzman etkileşimine dayanan ve çıktılara yoğunlaşan atölye formatı ve odak grup çalışmalarına dönmesi ve yılda bir kez bilimsel formatının yapılması gerektiğini düşünüyorum.
AİLE İLE İLGİLİ MÜDAHALE PROGRAMLARI
Birçok ülkede yıllardır devam eden, artık kökleşmiş denen, yüzbinlerin üstüne ulaşmış programların olmaması büyük sorun. Örneğin anne babalık eğitimleri ile ilgili en azından elitler tarafından bilinen bir programa sahip olmamamız büyük çelişki. Sizlere çok basit bir soru sorayım: “Anne babalık eğitimi hakkında bir program, bunu veren bir kurum ve bu konuda tanınmış bir kişi ismi söyleyin?” Aslında oldukça basit bir soru karşısında durup kalıyorsak bu alanda bir sorunumuz var demektir.
Bakanlıklar üzerinden başlayan programların sonlarının genellikle hazin olması da başka bir çelişki. Örneğin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından başlatılan aile eğitimi ile ilgili geliştirilmiş programın sınırlı bir uygulama alanı bulabilmesi bu durumun örneklerinden biri. Bütçe ve emeğin harcandığı bu programın yeterince bir etkide bulunmaması üzerine düşünmek gerekiyor.
Bu aralar sürekli olarak hem Türkiye için hem İslam dünyası hem de ihtiyacı olan toplumlar için “Aile ile ilgili etkili, uygulanabilir, on yıllarca süren müdahale programlarını topluma nasıl yayabiliriz” sorusu üzerine düşünüp duruyorum. Düşünmekle beraber aynı zamanda çaba halindeyim. Bu zor iş ama başarmanın bir yolunu bulmalıyız.