Ocak 2017’de ABD ordusunun himayesinde Washington’da düzenlenen savunma sanayi sergisine gidenler, Ukrayna’nın resmi savunma sanayi kuruluşu UkrOboronProm’un en son ürünleri ile karşılaşınca şaşırdılar. Tanklar, zırhlı araçlar ve diğerleri... Ukraynalı yetkililer, bu sergiye sanayi alt yapılarının ABD için en ideal ortak olduğunu göstermek için geldiklerini söylediler. Haziran 2017’de Poroşenko’nun Washington ziyaretinde Ukrayna’da üretilecek Amerikan ekipman ve araçlarının “Ukrayna malı” damgasıyla üretilmesi konusunda anlaşma sağlandı. Bitmedi, ABD, 22 Aralık 2017’de Ukrayna’ya “savaş aracı” verme kararı aldı. Amerikan ordusunun bugüne kadar kimseyle paylaşmadığı ileri teknoloji ürünleri listesine Rusya, 28 Aralık 2017’de “sevkiyat başlarsa derhal müdahale ederim” açıklamasıyla tepki verdi.
Bu arada, Ukrayna’da konuşlu 300 Amerikan askerinin son iki yıldır, ülkenin batı kesimindeki bir üste, dev bir orduyu (her 55 günde bir tabur, düşünün) eğittiği ortaya çıktı.
Hesap ortada: ABD, Ukrayna üzerinden Rusya’yı sıcak savaşa zorlayacak.
Fransa ve Almanya, bu planlama üzerine endişelerini dile getirdiler, dinleyen kim, adım adım ilerleyen bir sıcak savaş stratejisinden söz ediyoruz.
ABD, Suriye’de atak yapar
Ukrayna-Rusya sıcak savaşının patlak vermesiyle, Rusya’nın Suriye’deki stratejik yatırımlarında ciddi bir sallantı doğması kaçınılmaz, uzaktaki bir cepheden, sınırındaki çatışmaya yönelmesi tabii ki beklenir. Bu durum, ABD’nin Suriye’deki hazırlığı için yeterli zemindir.
İran’da ani olarak patlak veren ve kısa süren gösteriler bir denemeydi, ABD-İsrail ittifakı bu denemeyle İran’ı, belirli bir zamanlamayla felç edebileceklerini anladılar, rahatlamış görünüyorlar.
Sınırımızda inatla kurulan terör ordusunun ve PKK-YPG’ye sevk edilen 4 bin tır savaş malzemesinin (halen devam ediyor) nedeni de ortaya çıkmış durumda. Ukrayna’daki çatışma ile eşgüdümlü planın devreye girmesi, Baas ordusunun etkisiz hale getirilmesi ve ABD desteğindeki PKK-YPG’nin toprak kontrolü hedeflerinin açılması beklenmeli...
Açık söyleyelim, gelişmeler bizi hızlı karar vermeye zorlamaktadır...
Yeni bir plan önümüze konabilir
Önümüzdeki hafta Washington Suriye konusunda çok önemli bir toplantıya sahne olacak. Amerikan yönetiminin üst düzey isimleri, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ile, Hindistan ve Japonya’dan gelecek yetkililerle bir araya gelip, Suriye’nin geleceğini ele alacak. Toplantıdan, Esed sonrası Suriye’nin nasıl şekilleneceğine ilişkin bir ABD-Avrupa-Asya planı ortaya çıkacak. Aslında plan, bugünden belli: Suriye’nin toprak bütünlüğü kağıt üzerinde korunacak fakat, ülkedeki azınlıkların özerk yönetim alanları da belirlenecek. ABD’nin bu toplantısının amacı, Rusya-Türkiye-İran hattında şekillenen inisiyatifi sonlandırmak.
Türkiye ve İsrail bu toplantıya çağrılmadı ama İsrail zaten Amerikan yönetimi tarafından temsil ediliyor. Diğer yandan da kendi güvenlik hassasiyetlerini göstermek için Suriye hava sahasına Lübnan üzerinden girerek Baas ve Hizbullah askeri hedeflerini vurmayı sürdürüyor!..
Yüksek ihtimal, Rusya-İran-Baas ittifakının Türkiye’nin tepkisine neden olan İdlib ve Guta saldırıları, ortaya çıkacak bir plana karşı el yükseltme amacını taşıyor.
Ulusal strateji devreye girmeli
Gelişmeler, kısaca “Afrin operasyonu” olarak adlandırdığımız ulusal stratejinin uygulanmasında geç kalabileceğimizi gösteriyor. Durum, biraz, hendek-barikat savaşı öncesini andırıyor, çünkü hedef bölgelerdeki terör grupları, sürekli güç biriktiriyor, tahkimat yapıyor.
Diplomasi tabii ki önemli, Çavuşoğlu bunu başarıyla yürütüyor ama savaş alanı zaten diplomasinin bittiği yer değil mi, rakipleriniz zaman kazanıp güç biriktirirken salt diplomasiyle meselenin üzerine gitmeniz mümkün değil.
Netanyahu1 Ocak’ta telefonla görüştüğü Putin ile yakın bir zamanda bir araya gelecek, 22 Ocak’ta ABD Başkan Yardımcısı Pence’i ağırlayacak ama İsrail ordusu kendi güvenlik alanlarındaki operasyonlarını da aralıksız sürdürüyor. İran ise kendisine Akdeniz’in kapısını aralayacak bir toprak parçasının peşinde.
Afrin-Tel Rifat-Münbiç hattıTürkiye açısından hayati önemdedir. Diplomasinin durduğu yerde Fırtına obüslerinin sesi duyulur...
Kulağa hoş gelmiyor ama ne yapalım, günümüz dünyasının gerçeği bu...