Adil Öksüz, 15 Temmuz darbe girişiminin kilit isimlerinden biri, belki de en önemlisi. Darbe girişiminin yönetildiği ana merkezlerden biri olan Akıncı Hava Üssü'nde yakalanmış, sonra bir katakulli ile serbest bırakılmış ve kaybolmuştu. Şüphesiz bu kaçırma, FETÖ’nün alan hâkimiyetinin bir göstergesiydi.
Sonraları A. Öksüz’ün darbe girişimindeki rolü daha iyi görüldü. Darbeden iki ay ve birkaç gün önce Pensilvanya’ya gidip gelmesi, Ankara’da bir villada yapılan darbe toplantılarının planlarını F. Gülen’e onaylatmış olması, Adil Öksüz’ün yakalanmasının önemini bir kat daha artırmıştı.
Adil Öksüz 8.5 aydır yakalanamadı. Bu durum, onunla ilgili spekülasyonları da artırdı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, geçen Eylül’de bir TV programında Adil Öksüz’ün MİT ajanı olduğunu iddia etti. Son aylarda da 15 Temmuz’un hükümetin kontrolünde bir darbe girişimi olduğunu tekrarlayarak bu iddiasını sürdürüyor.
İlk önce F. Gülen, bu ay da Alman İstihbaratının Başkanı ve İngiliz Avam Kamarasına sunulan bir raporda “15 Temmuz’un FETÖ kontrolünde olduğuna dair ikna edici kanıtlar yok” dendi. Kılıçdaroğlu aynı inkâr cephesinin içinde…
Adil Öksüz meselesinde şimdi yeni bir sayfa açıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan Akıncı Hava Üssüne ilişkin iddianamede, Adil Öksüz'ün 21 Temmuz'da ABD Başkonsolosluğu adına kayıtlı telefon numarasından arandığı belirtildi.
ABD Büyükelçiliği bu bilgiyi doğruladı. “Öksüz'ün vizesini iptal ettik ve ABD yasaları gereğince Öksüz'ü arayarak kendisini bu iptal konusunda bilgilendirmeye çalıştık” denildi. Bunu da Türkiye ile işbirliğine verdikleri öneme bağladılar.
Hem Başbakan Yıldırım, hem de Adalet Bakanı Bozdağ, bu açıklamanın tatmin edici olmadığını söylediler. Hatta Başbakan, diplomatik lisanı da bir kenara bırakarak “Yemezler” dedi.
ABD Büyükelçiliğinin açıklaması, tatmin edici olmaktan uzak olduğu gibi samimi de değil. ABD bugün Türkiye açısından güvenilmez bir ülkedir. Samimi olsalardı, PYD’ye silah vermez, FETÖ’cüleri ABD’de himaye etmez, F. Gülen’i en azından geçici olarak tutuklarlardı…
Bir de vize iptali için aramanın aklımızla alay etmek olduğunu da bilirlerdi. Telefonuna bir mesaj atar bunu Adil Öksüz’e iletebilirlerdi...
Ortada gerçekten ABD’yi zor durumda bırakan bir gelişme var. Şu anda Adil Öksüz MİT’e değil CIA’ya yakın duruyor. MİT’le bağlantısı olsa bile FETÖ marifetiyle MİT üzerinden asıl CIA için çalıştığı iddiası daha kuvvetli hale gelmiştir.
Şüphesiz Adil Öksüz’ün yakalanması 15 Temmuz’un, bir CIA-FETÖ-BND kontrollü darbe girişimi olduğuna dair kuvvetli kanıtlara ulaşmayı sağlayacaktır. Adil Öksüz’le ilgili en önemli FETÖ kanıtı ise Pensilvanya’da F. Gülen’in özel odasında ailesi ile birlikte görüldüğü video kaydıdır. F. Gülen bu kayıt hakkında şimdiye kadar hiç konuşmadı/konuşamadı.
Adil Öksüz FETÖ’nün, CIA ve Alman istihbaratı ile ilişkilerinden dolayı kilit isim haline geldi. Bu saatten sonra yakalanması ihtimalinden çok öldürülmesi ihtimali kuvvetlidir.
Adalet Bakanı Bozdağ dün A Haber’de yaptığı açıklamada; “Adil Öksüz’ün yargının eline geçmesi, onu kullananlar bakımından son derece tehlikeli bir tehdit oluşturuyor. Benim şahsi kanaatim infazdan öte Türkiye içinde birileri tarafından saklandığı şeklindedir” dedi.
Eğer Sayın Bakanın tahmin ettiği gibi Adil Öksüz hala Türkiye içinde ise öldürülmeden önce yakalanması Türkiye’nin itibarı meselesidir.
İşe bakınız, 15 Temmuz’un bir FETÖ-Haçlı organizasyonu olduğuna dair bir yığın belge, gösterge varken Adil Öksüz’ün yakalanması öne çıkıyor…